1.CİLD 275.MEKTÛB - kainatingunesi.com

 

İMÂM-I RABBÂNÎ AHMEDÎ FÂRÛKÎ SERHENDÎ

1.CİLD

275.MEKTÛB

 

Bu mektûb, molla Ahmed-i Berkîye yazılmıştır. Kabûl edilip edilmediği süâline cevâb vermekte ve islâmiyet bilgilerini yaymak lâzım olduğunu bildirmektedir:

Allahü teâlâya hamd ve Resûlullaha salât ve selâm ederim. Size de iyi düâlar eylerim. Şeyh Hasen ve arkadaşları iki mektûbunuzu getirdi. Bizleri çok sevindirdi. Bir sayfasında Hâce Üveysin hâlleri yazılı idi. İkinci sayfasında, kabûl edilip edilmediğinizi soruyorsunuz. Bunu okuyunca, sizin hâlinizi araştırdım. Oradaki insanların size doğru koştukları ve size sığındıkları göründü. Sizi, oradaki insanların saadete kavuşmaları için vâsıta yaptıkları ve o yerleri size bağladıkları anlaşıldı. Bunun için, Allahü teâlâya hamd ve şükr olsun! Bu görüşümüzü, rü’yâ, hülyâ sanmayınız! Rüyâ ve hülyâ şübheli olur. İkisine de güvenilmez. Bizim yazdıklarımızı, gözle görülür, elle tutulur gibi sağlam biliniz! Sizin bu nîmete kavuşmanız, islâmiyet bilgilerini öğretmekle ve fıkh hükmlerini yaymakla olmuştur. Oralara cehâlet yerleşmişti ve bid’atler yayılmıştı. Allahü teâlâ, sevdiklerinin sevgisini size ihsân etti. İslâmiyyeti yaymaya sizi vesîle eyledi. Öyle ise, din bilgilerini öğretmeğe ve fıkh ahkâmını yaymaya elinizden geldiği kadar çalışınız. Bu ikisi bütün saadetlerin başı, yükselmenin vâsıtası ve kurtuluşun sebebidir. Çok uğraşınız! Din adamı olarak ortaya çıkınız! Oradakilere emr-i mâruf ve nehy-i münker yaparak, doğru yolu gösteriniz! Müzzemmil sûresinin ondokuzuncu âyetinde meâlen, (Rabbinin rızasına kavuşmak istiyen için, bu elbette bir nasihattir) buyuruldu. Kalb ile zikr yapmak için size izn verilmişti. Buna çalışmanız da, ahkâm-ı şer’ıyyeye yapışmanız ve nefs-i emmârenin azgınlığını gidermeniz için yardımcı olur. Bu vazîfenizi de, elden bırakmayınız. Kendi hâllerinizi ve sevdiklerinizin hâllerini bilmediğiniz için üzülmeyiniz. Hâlleri bilmemek, hiçbirşey ele geçirmemek olacağını sanmayınız! Sevdiklerinizin hâlleri, sizin yüksekliğinizin aynalarıdır. Sizin hâlleriniz onlara ışık salmakta ve görünmektedir. [Gece karanlıkta taşların aydınlanması, ışık kaynağı sâyesinde olur. Işık kaynağı olmazsa, taşlarda hiçbir şey görünmez.] Şeyh Hasen, sizi durduran direklerden biridir. Sizin kıymetli yardımcınızdır. Eğer Mâverâ-ün-nehr veya Hindistâna gitmek isterseniz, orada yerinizi tutacak şeyh Hasendir. Ona elinizden gelen yardımı yapınız! Onu gözetiniz! Onun, zarûrî olan din bilgilerini, bir ân önce öğrenip bitirmesi için, çok uğraşınız! Onun da Hindistâna gelmesi, hem onun için, hem de sizin için çok faydalı olur. Allahü teâlâ bizi ve sizi millet-i islâm doğru yolunda bulundursun “alâ sahibihessalâtü vesselâm”! O kardeşimizin altı aydan beri ilerlemekte olduğunu yazıyorsunuz. Gaybet ve şü’ûrsuz hâllerinde gördüğü temiz ruhları, şimdi uyanık iken görüyor diyorsunuz. Yavrum, ruhları görmek yüksekliği göstermez. İster şü’ûrlu görsün, ister şü’ûrsuz görsün, kıymetsizdir. Bu yolun birinci adımı, Allahü teâlâdan başka hiçbirşey görmemektir. Daha başlangıcda, (Mâsivâ)dan hiçbirşey düşünmemektir. Bu sözümüzle, mahlûkları Allahü teâlâdan başka görmemeli ve mâsivâ olarak bilmemeli demek istemiyorum. Böyle görmek ve bilmek mahlûkları görmek demektir. Allahü teâlâdan başka hiçbirşeyi görmemeli ve bilmemelidir. Bu hâle (Fenâ) denir. Fenâ makamı, bu yolun konaklarından, daha birinci konaktır. Fenâ hâsıl olmadıkca hiçbir şeye kavuşulamaz. Fârisî beyt tercemesi:

Varmadıkca bir kimse Fenâya,

Yol bulamaz hiç o, Kibriyâya.

 

Bu günlerde yazılmış olan mektûblar pek kıymetlidir. Çok faydalı şeyleri bildirmektedirler. Mektûbların bir kopyesini şeyh Hasen götürdü. Dikkatle okuyunuz, iyi düşününüz. Vâlidenizin magfireti için düâ istiyorsunuz. Gereği yapıldı. Buradakilerin hâllerini şeyh Hasen size geniş bildirecektir. Doğru yolda olanlara ve Muhammed Mustafânın “aleyhi ve alâ âlihi minessalevâti efdalühâ ve minettehıyyâti vetteslîmâti ekmelühâ” izinde gidenlere selâm olsun! Bu fakir ve çocukları, son nefesde selâmetimiz için düâ buyurmanızı dileriz. Vesselâm.