Allahü Teâla Onsekizbin Âlemin Din ve İbâdetinin Salâhını Çihâr-ı Yâr-i Güzînin Muhabbetinde Koymuştur - kainatingunesi.com

Ebû Bekr, Ömer, Osmân ve Alî “radıyallahü teâlâ anhüm” Menâkıbı:

Allahü Teâla Onsekizbin Âlemin Din ve İbâdetinin Salâhını Çihâr-ı Yâr-i Güzînin Muhabbetinde Koymuştur

Otuzsekizinci Menâkıb:

Ey müslimânlar, muvahhidler ve sünnîler. Bu makâmda çok şirin bir kelâm edelim; inşâallahü teâlâ. Ma’lûm ola ki, her ikbâl ve devlet, salâh ve se’âdet, çok ve az, Allahü teâlâ âlemde halk etmişdir. O devlet, ikbâl ve salâh ve se’âdetin aslını ve beyânını dört şeyde koymuşdur. O cümlenin hudûdunu ve sayısını Allahü tebâreke ve teâlâ hazretlerinden gayri kimse bilmez. Lâkin o mikdâr bu hâlde bu fakîr ve bîçârenin fehminde ve ilmindedir. İşitin ve hâtırınızda tutun.

1– Allahü Sübhânehü ve teâlâ, çok memleketlerde zemânın salâhını [düzenini] dört şey ile te’mîn etmişdir. Yaz, kış, behâr, güz.

2– Dünyânın salâhını dört şeyde koymuşdur. Nebîler “aleyhimüsselâm” ve âlimler, hâkimler ve bezîrgânlar [tüccârlar].

3– Cennetin salâhını dört şeyde koymuşdur. Altın ve gümüş, cevher ve nûr.

4– Cehennemin sıkıntısı dört şeydedir. Bend [Zincirden bağ bukağı], gul [demir tasma], çâh [ateş kuyusu] ve zulmet [karanlık].

5– Gök yüzünün büyüklüğünün [yüksekliğinin] salâhını dört şeyde koymuşdur. [Ya’nî düzeni dört şey iledir.] Yıldız, ay, güneş ve melekler.

6– Yer bostânının [yeryüzünün] salâhını [düzenini] dört şeye bağlamışdır. Toprak ve su, ateş ve rüzgâr [yel].

7– Kur’ân-ı azîm-üş-şân dört şeyden hâsıl olmuşdur. Harf ve kelime, âyet ve sûre.

8– Îmânın keşfinin salâhını dört şeye bağlamışdır. Sabr ve yakîn, cihâd ve adl.

9– Îmân ve sabrının salâhını dört şeye bağlamışdır. Havf [korku] ve şevk, zühd ve murâkabe.

10– Îmân yakîninin salâhını dört şeye bağlamışdır. Hikmet ve basîret, gayret ve sünnet.

11– Îmân cihâdının salâhını dört şeye bağlamışdır. Emr-i ma’rûf ve nehy-i münker. Hamiyyet ve salâbet.

12– Îmân adlinin salâhını dört şeye bağlamışdır. Fehm ve ahkâm-ı islâmiyye, ilm ve hilm.

13– Merdin [erkeğin] kurtuluşunu dört şeye bağlamışdır. [Ya’nî kişinin se’âdetini dört şeye bağlamışdır.] İyi adı olmak, iyi bahtlılık, tevadu’ ve kanâ’at.

14– Kadının salâhını dört şeye bağlamışdır. [Ya’nî kadının iyiliği dört şey iledir.] Gayret ve iffet, setr ve emânet.

15– Aklın salâhı dört şey iledir. Uygunluk, şükr edici olmak. Sakınıcı olmak ve iyi işli olmak.

16– Tabî’atin salâhını dört şeyde koymuşdur. [Tabî’atin düzeni dört şey iledir.] Harâret [sıcaklık], burûdet [soğukluk], rutûbet [nem] ve yübûset [kuraklık].

17– Dînin salâhı dört şey iledir. Nemâz ve zekât, oruc ve hac.

18– Nemâzın salâhı dört şey ile meydâna gelir. Kıyâm, rükü’, secde, kade-i ahîre.

19– Zekâtın salâhı dört şey iledir. Verici ve alıcı, nisâb ve hamûl [mal].

20– Orucun salâhını dört şeyde koymuşdur. Oruca niyyet ve imsâk ve ka’biliyyet, vakt.

21– Haccın salâhını dört şeyde koymuşdur. İhrâm ve vukûf, tavâf ve say’.

22– Gazâ etmenin salâhını dört şeyde koymuşdur. Kuvvet ve gayret, şehâmet ve şecâ’at.

23– Farzın salâhını dört şeyde koymuşdur. Şart ve rükn, eb’az ve hey’et.

24– İnsanın düzeni dört şey iledir. Yiyecek, içecek, giyecek ve ev.

25– Dünyânın salâhını dört şeyde koymuşdur. Hil’at, hürmet, muhabbet ve meveddet.

26– Yüzyirmidört bin Nebînin “aleyhimüsselâm” salâhı dört Peygamberdedir. Âdem, İbrâhîm, Mûsâ ve Muhammed Mustafâ “alâ nebiyyinâ aleyhissalâtü vesselâm”.

27– Gökden inen kitâblar dört dânedir. Tevrât ve İncîl, Zebûr ve Kur’ân-ı azîm-üş-şân.

28– Şehâdet kelimesini dört kelimeye koymuşdur. Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resûlullah.

29– Sûre-i ihlâsın salâhı dört âyetde yerleşdirilmişdir. Kul hü … Allahü … Lem … Ve lem…

30– Onsekizbin âlemin salâhını dört şeyde koymuşdur. Arş ve Kursî, Lehv ve Kalem.

31– Doksandokuz esmâ-i hüsnânın salâhını dört ismde koymuşdur. Evvel ve âhır, zâhir ve bâtın.

32– Yedi kat gökün ve yedi kat yerin ehlinin hâl ve bağlantısının salâhını dört kimsede koymuşdur. Cebrâîl ve Mikâîl, İsrâfil ve Azrâîl “aleyhimüsselâm”.

33– Ulvî ve süflî âlem ehlinin salâhını dört şeyde koymuşdur. Hareket ve sükûn. İctimâ ve iftirak [toplanmak ve ayrılmak].

34– Âlimlerin salâhı dört şey iledir. Hak söylemek ve nasîhat etmek. İlmi büyük tutmak ve bildiği ile amel etmek.

35– Müteallim [talebe]lerin salâhı dört şey iledir. Hakkı işitmek, nasîhat kabûl etmek. İlm üzerine konuşmak. Âlimi büyük tutmak.

36– Pâdişâhların salâhı da dört şey iledir. Vilâyet, asker, vezîr ve hazîne.

37– Reâyânın salâhı dört şey iledir. Sultânın adâleti. İnfâk, ülfet. Dostlar arasında ve düşmanlardan emîn olmak.

38– Zâhirin salâhı dört şey iledir. Göz ve kulak, el ve ayak.

39– Bâtının düzeni de dört şey iledir. İlm ve akl, havf ve recâ [korku ve ümîd].

40– Abdest dört şey ile temâm olur. Yüzü yıkamak ve kolları yıkamak. Başını mesh etmek ve ayaklarını yıkamak.

41– Ayların salâhını dört şeyde koymuşdur. Receb, Zilka’de, Zilhicce ve Muharrem.

42– Onsekiz bin âlemin din ve ibâdetinin salâhını, Çihâr yâr-i güzînin muhabbetinde koymuşdur. Bunlar, emîr-ül mü’minîn Ebû Bekr-i Sıddîk, emîr-ül mü’minîn Ömer-ül Fârûk, emîr-ül mü’minîn Osmân-ı Zinnûreyn, emîr-ül mü’minîn Aliyyül Mürtedâdır “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în”. Bunların hepsini, tafsîl etdik. Her dörtden biri yerine getirilmez ise veyâ birisi olmaz ise, o şey zâyi’ olur ve harâb olur. Eğer, Allahü teâlâ muhâfaza etsin, bir bedbaht ve bir devletsiz ve rezîl ve bir aşağılık, bir utanmaz ve yüzü kara, zerre kadar bu dört yâre buğz ve adâvet ve düşmanlığı beğense ve kalbinde ona yer etse, dünyâda ve âhıretde hüsrânda, ziyânda, mel’ûn ve bahtsız olur. (Dünyâda ve âhıretde hüsrân, o kimseler içindir.)