BİD'AT İTİKÂTI - kainatingunesi.com

 

BİD’AT İTİKÂTI

6 – (Bid’at îtikadı), yanlış, sapık inanmaktır. Îmanın bozuk ve sapık olmasıdır. Müslümanların çoğu, bu kötü hastalığa yakalanmışlardır. His organları ile anlaşılamıyan, hesap ile ulaşılamıyan şeylerde akıl yürütmek ve aklın yanıldığı şeylere inanmak, insanı bu hastalığa sürükler. Her müslümanın (îtikatta mezhep)in iki imamından birine, yâni (Mâtürîdî) ve (Eş’arî) mezheplerine tâbi olması lâzımdır. Bu iki imamı taklîd etmek, insanı bu hastalıktan kurtarır. Çünkü, (Ehl-i sünnet) âlimleri, aklın ermediği bilgilerde, yalnız Kur’an-ı kerime ve hadis-i şeriflere uymuşlar, akıllarını yalnız bu ikisinin mânalarını arayıp bulmakta ve anlamakta kullanmışlardır. Bu mânaları, Eshâb-ı kirâmdan, Onlar da, Resûlullahdan öğrenmişler ve öğrendiklerini kitaplarına yazmışlardır.

[Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açıkça bildirilmiş olan birşeye inanmıyan veya şüphe eden (Kâfir) olur. Açık olarak bildirilmemiş, şüpheli olan emirlere yanlış mâna vermek (Bid’at) olur. Fakat yanlış anladığına inanan, bid’at sahibi olur. Böyle şey olmaz, aklım kabûl etmez derse, kâfir olur. Bir harama mubâh diyen kimse, bir âyete veya hadis-i şerife dayanarak söyliyorsa, kâfir olmaz, bid’at sahibi olur. Ebû Bekr ile Ömerin hilâfete seçilmeleri haklı değildi demek bid’attir. Hilâfete hakları yok idi demek küfürdür. Muhammed Şihristânî, (Milel ve Nihal)da diyor ki, Hanefî mezhebinin âlimleri, îtikatta, Ebû Mansûr Mâtürîdî hazretlerine tâbi olmuşlardır. Çünkü, Ebû Mansûr hazretleri, üsûl ve fürû’da, imam-ı a’zam Ebû Hanîfenin mezhebindedir. Üsûl, îtikat demektir. Fürû’, ahkâm-ı şer’ıyye demektir. Mâlikî, şâfi’î ve hanbelî mezheplerinin âlimleri, îtikatta, Ebül-Hasen Eş’arî hazretlerine tâbi olmuşlardır. Ebül-Hasen Eş’arî hazretleri, şâfi’î mezhebinde idi. Şâfi’î âlimlerinden Ebül-Hasen Ali Sübkînin oğlu Abdülvehhâb Tâc-üddîn-i Sübkî diyor ki, hanefî âlimlerinin kitaplarını inceledim, onüç mes’elede, şâfi’î îtikatından ayrıldıklarını gördüm. Fakat bu ayrılıkları, kendilerini doğru yoldan çıkarmamaktadır. Esasta ayrılıkları yoktur. Her ikisi de, hak yoldadır. Muhammed Hâdimî (Berîka) kitabının üçyüzonyedinci sayfasında, Mâtürîdî ve Eş’arî mezhepleri arasındaki en küçük farkları da hesaba katarak, hepsinin yetmişüç aded olduğunu bildirmiştir.]