Bi'r-i Maûne vak'ası - kainatingunesi.com

Bi’r-i Maûne vak’ası

Yine aynı yılın Safer ayında, Arabistan’ın Necd bölgesinde Amiroğullarımn reîsi Ebû Berâ Amir bin Mâlik, Medîne’ye geldi. Resûl-i ekrem sallallahü aleyhi ve sellem efendimizi ziyaret etti. Pey­gamber efendimiz de, ona İslâmiyet’i anlatıp, müslüman olmasını tavsiye etti. Ebû Berâ müslüman olmadı, fakat İslâm’ın, güzel ve şerefli bir din olduğunu bildirdi. Ayrıca, Necd’de İslâm’ın yayılması için, Eshâb-ı kirâmdan bir kaç tanesini oraya göndermesini istedi. Sevgili Peygamberimiz; “Göndereceğim kimseler hakkında, Necd halkından emin değilim!” buyurdular. Amir; “Onları ben himayeme alırım, O zaman onlara kimse zarar veremez” dedi. Âlemlerin efendisi, bu kesin taahhüdü kabûl buyurup, Eshâb-ı Suffa’ dan yetmiş kişilik bir hey’et hazırladı ve Münzir bin Amr hazretlerinin kumandasında yola çı­kardı.

Kendi kabîlesinin İslâmiyet’le şereflenme­sini isteyen Ebû Berâ, Eshâb-ı Suffa’dan önce yola çıkıp, kabîlesine; gelerek hey’eti himâye­sine aldığını, onlara hiç kimsenin dokunma­masını tenbih etti. Yeğeni Amir bin Tufeyl’den başka herkes, onlara dokunmamayı kabûl etti. Ebû Berâ’nın yeğeni Amir bin Tufeyl, üç kabîlenin adamlarını silâhlandırarak başlarına geçti ve Bi’r-i Maûne’ye gelen Eshâb-ı kirâmı kuşattı. Dört tarafı sarılan sahâbîler, kılıçlarına sarılıp biri hâriç hepsi de sehîd oluncaya kadar kahramanca savaştılar. Bu mübârek Eshâbın son sözleri; “Yâ Rabbî! Şu anda Resûlullah’a durumumuzu haber verecek senden başkası yoktur. O’na selâmımızı bildir!” dediler. O anda Cebrâil aleyhisselâm son derece üzgün bir hâlde, Peygamber efendimize gelip, selâm­larını ulaştırdı ve; “Onlar, Allahü teâlâya kavuş­tular. Allah ü teâlâ onlardan râzı oldu, onlar da Allahü teâlâdan râzı oldu” dedi. Sevgili Pey­gamberimiz de; “Aleyhimüsselâm” diye cevap verdikten sonra, çok üzüntülü olarak Eshâb-ı kirâma döndüler; “Kardeşleriniz, müşriklerle karşılaştılar. Müşrikler, onları kesip biçtiler, mızraklarla delik deşik ettiler,..” buyurarak, durumu haber verdiler.

Bu hâdisede düşmanla çarpışırken, Amir bin Füheyre hazretlerinin sırtına, Cebbar adlı biri mızrağını saptamıştı: O anda hazret-i Amir; “Vallahi, Cennet’i kazandım!” demiş, Cebbâr’ın ve diğer müşriklerin gözleri önünde gökyü­züne doğru çekilmişti. Bu hâle herkes hayret etmiş, fakat içlerinden sâdece onu sehîd eden Cebbar müslüman olmuştu.

Peygamber efendimiz, Reci’ ve Bi’r-i Maûne hâdiselerine çok üzüldüler. Bu elim hâdiseyi yapan kabîlelere, belâ için bir ay her namazdan sonra duâ ettiler. Allahü teâlâ, Resûlünün duâsını kabûl buyurdu. O kabîle­lere müthiş bir kuraklık ve kıtlık verdi. Sonra bulaşıcı bir hastalıkla yedi yüz kişi öldü.