DÖRDÜNCÜ BÖLÜM AHLAK BİLGİLERİ İSLAM AHLAKI - kainatingunesi.com

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

AHLAK  BİLGİLERİ

 İSLAM AHLAKI

 Hakiki bir Müslüman, güzel ahlaka sahip olan ve kötü ahlaktan uzak duran insandır. İyi bir insan olmak iki şeye bağlıdır: Güzel huylara sahip olmak ve kötü huylardan kaçınmak.  Dünya ve ahiretin saadeti, güzel ahlak ile süslenmeye bağlıdır. Güzel ahlak; ilim ve edep öğrenmekle, iyi insanlarla arkadaşlık etmekle elde edilir. Kötü ahlak da; cahil kalmak, edepsiz olmak ve kötü insanlarla arkadaşlık etmekten hasıl olur. Huyların bazısı, insanın yaratılışında bulunabildiği gibi, sonradan da elde edilebilir veya değiştirilebilir. Güzel huylara sahip olmak için, ahlak ilmini öğrenmeye ihtiyaç vardır.

Ahlak ilmi, ruh sağlığı bilgisi demektir. Tıp ilminin, beden sağlığı bilgisi olmasına benzer. Çünkü kötü huylar, ruhun hasatlıkları, kötü işler de, bu hastalıkların alametleridir. Ahlak ilmi çok şerefli, pek kıymetli, hayatımızın her safhasında bize gerekli bir ilimdir. Çünkü ruhun kötülükleri bu ilim ile temizlenebilir. Ruhun, iyi huylarla süslenmesi bununla mümkün olur. İnsan, ahlak ilmi sayesinde güzel ahlak sahibi olur. Kirlenmiş, hasta ruhlar da, bu ilim yardımı ile temizlenir, iyi ahlaka kavuşur. İyi, temiz ruhlar da bu ilim hareketi ile temizliğini arttırır, yerleştirir.İnsanlar, iyiliğe, ahlaken yükselmeye elverişli olarak doğar. Nefsin kötü isteklerine uymak, güzel ahlakı öğrenmemek ve kötü arkadaşlarla düşüp kalkmak, sonradan kötü huyları meydana getirir. Hadis-i şerifte (Herkes, Müslümanlığa elverişli olarak dünyaya gelir. Bunları, sonra anaları babaları Yahudi, Hristiyan ve imansız yapar) buyruldu.

Kendi elinle bozuyorsun kendini!

Yoksa Hâlık güzel yaratmıştı seni.

Herkesin huyu değişebilir. Hiçbir kimsenin huyu, yaratılıştaki gibi kalmaz. Huylar değişmeseydi, peygamberlerin getirdikleri dinler boş, lüzumsuz olurdu. Âlimlerin sözbirliği ile koymuş oldukları terbiye ve ceza usulleri abes (gereksiz, boş) olurdu. Bütün ilim adamları, çocuklarına ilim ve edep öğretmiş ve terbiyenin fayda sağladığı her zaman görülmüştür. O halde huyun değiştiği güneş gibi meydandadır. Şu kadar ki; bazı huylar iyice yerleşmiş, ruhun özelliği gibi olmuştur. Böyle huyları değiştirmek, yok etmek pek güç olur. Böyle kötü ahlak; çoğunlukla cahil ve kötü kimselerde bulunur. Bunu değiştirmek için ağır riyazet ve çok mücahede lazımdır. Nefsin isteklerini yapmamak için çalışmaya “Riyazet” denir. Nefsin istemediği şeyleri yapmaya da “Mücahede” denir. Cahiller, aklı noksan olanlar, huy değişmez diyerek, nefisle mücahede ve riyazet etmiyorlar. Kötü huylarını temizlemiyorlar. Böyle kabul edip de, herkes kendi hevesine bırakılırsa, suçlulara ceza verilmezse, insanlık felakete gider.

Bunun için, Allahü teala kullarına acıyarak; onları terbiye etmek, iyi ve kötü huyları öğretmek için peygamberler gönderdi. Bu rehberlerin en yükseği olarak Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamı seçti. Onun dini ile, önce göndermiş olduğu bütün dinleri nesh etti, yürürlükten kaldırdı. Onun dini, bütün dinlerin sonuncusu oldu. Böylece iyiliklerin ve terbiye usullerinin hepsi onun parlak dininde yer almıştır. Aklı olanlar, iyiyi kötüden ayırabilenler, bu dinin esaslarından derlenen ahlak kitaplarını okumalı, öğrenmeli ve işlerini buna göre düzenlemelidir. İnsan dünyada ve ahirette rahata, huzura, sonsuz saadete, kurtuluşa kavuşarak aile ve cemiyet hayatının düzenine yardım etmelidir. İnsanların birinci vazifesi de budur.

İslam ahlakı üçe ayrılır:

1- İnsanın yalnız iken, başkasını düşünmeden, işlerinin iyi veya kötü olduğunu anlatan ilimdir. Buna “ahlak ilmi” denir. İnsan yalnız olduğu zaman da bu işlerini bildiği gibi yapar. Mesela yumuşak huylu, cömert, utangaç insan; yalnızken de, başkaları yanında da hep böyledir. Ahlak ilmi, insanın böyle hiç değişmeyen iyi işlerini öğretir. Kötü huyları ve bunlardan kurtulmanın çarelerini arar.

2- İnsanın ev içinde, çoluk çocuğuna karşı hareketlerini inceler. Buna “ev idaresi adabı” denir.

3- İnsanın cemiyet hayatındaki vazifelerini, hareketlerini bildirir. Buna “sosyal terbiye” denir.

GÜZEL  AHLAK

 Güzel ahlak, insanın hem bu dünyada hem ahirette rahat ve huzur içinde yaşamasını sağlar. İnsanın kurtuluşunu sağlayan iyi huyların sayısı çoktur. Bunların hepsinin esası ve özü, güzel huylu olmaktır. Bunları öğrenmek ve elde etmeye çalışmak her Müslümana farzdır. Allahü tealanın emridir. İnsanlarda bulunan bütün iyi huylar, dört esas iyi huydan doğar. Herkes bu dört iyi huyu ile övünür. Hatta soyu ile, yakınları ile övünen kimseler, onlarda bu huylar bulunduğu için övünürler. Bu dört ana huydan meydana gelen iyi huylar, sayısız denecek kadar çoktur. Bu dört huy; hikmet, şecaat, iffet ve adalettir. Her birisinden meydana gelen güzel huylar “ahlak” kitaplarında geniş olarak anlatılmaktadır. Hikmetten zekâ, çabuk kavrayışlılık, zihin açıklığı, dikkatli olmak, haddini aşmamak, çabuk hatırlamak gibi güzel huylar ve melekeler doğar. Şecaatten; ağırbaşlı olmak, yiğitlik, dinde gayretli olmak, sıkıntılara katlanmak, yumuşak huylu olmak, vatanı ve dini korumak için yapılan harplerde mukavemet göstermek, iyi işleri başarmak için çalışmaktan yılmamak, büyüklük göstermemek gibi güzel huylar doğar. İffetten; kötü iş yapınca utanmak, acımak, iyilik etmek, iyi huylu olmaya çalışmak, münakaşa etmemek, nefsine hakim olmak, sabır, kanaat, ağırbaşlı olmak, kusurlu ve gevşek olmaktan sakınmak, intizamlı yaşamak, herkesin hakkını gözetmek, cömertlik, kerem ve ihsan sahibi olmak, kendinin muhtaç olduğu malı, muhtaç olan kimselere vermek, affetmek, iyilik etmeyi sevmek, başkalarına yardımcı olmak, herkesle iyi geçinmek, başkasının kabahatlerini, kusurlarını görmezlikten gelmek gibi güzel huylar doğar. Adaletten de; arkadaşının rahatını istemek, din kardeşleriyle ülfet ve sevgi halinde bulunmak, sözünde durmak, herkesin sıkıntıdan kurtulmasına çalışmak, akrabayı (yakınları) gözetmek, ziyaret ve yardım etmek, iyiliğe karşı iyilik etmek, alışverişte hakkı gözetmek, yaptığı iyiliği başa kakmamak, arkadaşlarını sevip hediye vermek ve kendini onlara sevdirmek, Allahü tealanın takdir ettiğine razı olup tevekkül etmek ve yoktan var eden ve her türlü nimeti bağışlayan, görünür görünmez kazalardan ve belalardan koruyan Allahü tealaya ibadet etmek gibi güzel huylar doğar.

GÜZEL AHLAKIN FAYDALARI

Güzel ahlak, ilim ve edep öğrenmekle, iyi insanlarla arkadaşlık etmekle elde edilen iyi huylardır. Dinimiz iyi huylar edinmemizi, kötü huylardan kaçınmamızı emretmektedir. Yüce Rabbimiz, Sevgili Peygamberimizi överken “Gerçekte sen, büyük bir ahlak üzeresin!” buyurmaktadır. İyi insan, güzel huylara sahip olan kimse demektir. Güzel huy, iyi iş yapmaya sebep olur. Güzel ahlak, ruhumuzun alışkanlık haline getirdiği iyi huylara denir.

İslam âlimleri, güzel ahlakı şöyle tarif etmektedirler:

Güzel ahlak, güler yüzlülük, cömertlik ve kimseyi üzmemek demektir.

Güzel ahlak, genişlikte ve darlıkta insanları razı etmeye çalışmak demektir.

Güzel ahlak, Allah’tan razı olmak demektir. Yani hayrı ve şerri Allah’tan bilmek, nimetlere şükür, belalara sabretmektir.

Güzel ahlak, haramlardan kaçıp helali aramak, diğer insanlarla olduğu gibi aile fertleriyle de iyi geçinip onların geçimlerini sağlamaktır.

Güzel ahlakın en azı, güçlüklere göğüs germek, yaptığı iyiliklerden karşılık beklememek, bütün insanlara karşı şefkatli olmaktır.

Güzel ahlak, Yaradan’ı düşünerek yaratılanları hoş görmek, onların eziyetlerine sabretmektir.

Bir Müslümana çatık kaşla bakmak haramdır. Güler yüzlü olmayan kimse mümin sıfatlı değildir. Müslüman, herkese karşı güler yüzlü, tatlı dilli olmalıdır.

Hadis-i şerifte Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimsenin, misafirine ve komşusuna ikram etmesi, ya hayır söylemesi veya susması emredilmiştir.

Güzel ahlaklı olmanın bazı alametleri şunlardır: İnsaflı olmak, arkadaşlarının hatasını görmemek, hüsnüzan etmek, kötü zandan kaçınmak, arkadaşlarının eziyetlerine göğüs germek, onlardan şikâyetçi olmamak, hep kendi ayıp ve kusurlarını düşünmek, kendi nefsini kınamak, güler yüzlü olup, herkesle yumuşak konuşmaktır.

Güzel ahlak sahibi olan kimse edeplidir, az konuşur, hatası azdır, kimseyi gıybet etmez, başkalarını çekiştirmez. Allah için sever, Allah için düşmanlık eder. Emaneti korur, komşu ve arkadaşını gözetir. Bütün iyi huyların başı ise haya, utanmaktır.

Hikaye: Güzel ahlak sahibi olan bir kimsenin kötü huylu bir hanımı vardı. Gayet iyi geçiniyorlardı. Kötü huylu hanımla nasıl iyi geçindiği sorulunca, O da: “İyilerle herkes geçinir. Marifet kötü ile geçinmektir. Onun kötü huyuna sabredemezsem benim iyi huylu olduğum nereden belli olacaktır?” diye cevap verdi

Bir kimse, güzel ahlağa sahip olmak için önce kendi kötü huylarını teşhis etmelidir. Bunu ya kendi düşünerek, araştırarak bulur, yahut bir âlimin, rehberin bildirmesi ile anlar. Mümin müminin aynasıdır. İnsan kendi kusurlarını zor anlar. Güvendiği arkadaşına sorarak da kusurlarını öğrenir. Sadık olan dostu, onu tehlikelerden, korkulardan koruyan kimsedir.                  Sevgili Peygamberimiz, güzel ahlakı bildiren hadis-i şeriflerinde buyuruyor ki:

(Allahü teala yanında kulların en sevgilisi, ahlakça en güzel olanıdır) ve (Güzel ahlak, büyük günahları, suyun elbiseyi temizlemesi gibi temizler. Kötü ahlak ise, salih amelleri, sirkenin balı bozduğu gibi bozar) ve (Güzel ahlak, senden kesilen akrabanı ziyaret etmek, sana vermeyene vermek, sana zulmedeni affetmektir) ve (Kıyamet günü mizanda [terazide] en ağır gelen şey, Allah korkusu ile güzel ahlaktır) ve (Allah’ın en sevdiği şey güzel ahlaktır) ve (Müminlerin iman yönünden en faziletlisi, en üstünü, ahlakça en iyi olanıdır) ve (İnsanları memnun etmek için malınız kifayet etmez. Ancak güler yüz ve güzel ahlakla onları memnun edebilirsiniz) ve (Şüphesiz güzel ahlak, güneşin buzu erittiği gibi günahları eritir) ve (Bir insan az ibadet etse de, güzel ahlakı sayesinde yüksek dereceye kavuşur) ve (Bir Müslüman güzel ahlakı sayesinde, gündüzleri oruç tutan, geceleri ibadet eden kimselerin derecesine kavuşur) ve (Yumuşak davran, sertlikten ve çirkin şeyden sakın! Yumuşaklık insanı süsler, çirkinliği giderir) ve (Yumuşak davranmayan, hayır yapmamış olur) ve (İçinizden en sevdiğim kimse, huyu en güzel olanınızdır) ve (Kendisine yumuşaklık verilen kimseye, dünya ve ahiret iyilikleri verilmiştir) ve (Haya imandandır. İmanı olan cennettedir. Fuhuş, kötülüktür. Kötüler cehennemdedir) ve (Cehenneme girmesi haram olan ve cehennemin de onu yakması haram olan kimseyi bildiriyorum: Dikkat ediniz! Bu kimse, insanlara kolaylık, yumuşaklık gösterendir)