Köpeğin Râfızîyi Isırması - kainatingunesi.com

Ebû Bekr-i Sıddîk ve Ömer-ül Fârûkun “radıyallahü teâlâ anhümâ” menâkıbı:

Dördüncü Menâkıb:

(Ravdat-ül ulemâ) kitâbının sâhibi, yazmış ki, fakîh Ebû Nasr fârisî dil ile hazret-i Alîden “radıyallahü teâlâ anh ve kerremallahü vecheh” rivâyet eder.

Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” huzûruna bir kişi geldi ve dedi ki, yâ Resûlallah! Filân yehûdînin bir ısırıcı köpeği vardır. Her ne zamân cemâ’ate gelmek için oradan geçerim, beni dişler [ısırır], elbisemi yırtar. O yehûdîye emr edin ki, o kelbi [köpeği] habs etsin.

Resûlullah hazretleri kalkıp, o yehûdînin evine gitdi. Yehûdî karşıladı. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” (Yâ Ehal Yehûd! Senin köpeğin bu kimseyi dişlemiş ve elbisesini yırtmış) buyurdu. Yehûdî dedi ki: Benim köpeğim kendine eziyyet etmiyene eziyyet etmez. Eğer sen Allahü teâlâ hazretlerinin Resûlü isen, öyle zan edersin [ki öyledir], gel köpekden sor ki, niçin eziyyet eder.

Rivâyet eden diyor ki: Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri, yehûdînin köpeğini gördü. Köpek kalkdı. Ondan yana koşup, kuyruğunu oynatmağa başladı. O sırada o şahsı da gördü. O şahsın üzerine saldırdı.

Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdu ki; nedir senin hâlin yâ kelb. Niçin bu kimseye sebebsiz eziyyet edersin. Hak Sübhânehü ve teâlâ kelbe konuşmak için izn verdi. Hattâ fasîh bir lisân ve güzel bir ibâre ile konuşup, dedi ki, yâ Nebiyyallah! Muhakkak, benim yanımdan hergün bin adam geçer. Hiçbirine zarar vermem. Bu adama o sebebden eziyyet ederim ki, Ebû Bekr ve Ömer “radıyallahü teâlâ anhümâ” hazretlerine buğz eder ve o iki serverin güzel sûretlerini kapısının dehlîzinde tasvîr etmişdir. Evine girerken ve evinden çıkarken o sûret-i şerîflere tükürür. Yâ Resûlallah! Benim ile berâber buyurun, onun evine gidelim. Eğer ben yalancı isem, nefsim sana fedâ olsun. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri o şahsın evine gitdiler. Bakdılar ki, kelbin [köpeğin] anlatdığı minvâl üzere dehlîzin kapısı üzerinde, mübârek resmlerin üzerinde tükrük izleri görünür. Resûl-i ekrem hazretleri o şahsa dönüp, buyurdular ki, (Tevbe eyle, müslimân ol. Allahü teâlâ hazretleri tevbeni kabûl eyleye.) O şahs da tevbe edip, müslimân oldu. Sonra kelbin sâhibi de müslimân oldu. Sonra kelb dedi ki: Selâm Senin üzerine olsun yâ Resûlallah! Sen Hak teâlânın gönderilmiş hakîkî Peygamberisin. Sonra gözden kayboldu.