MÜBAREK ÜÇ AYLAR - kainatingunesi.com

Mübârek üç aylar: Receb, Şaban ve Ramazanı şerif aylarıdır. Allahü teâlâ kullarına çok acıdığı için bazı gecelere, günlere ve aylara kıymet vermiş, bu gece, gün ve aylardaki duâ, tövbe, namaz ve oruç gibi ibâdetleri kabûl edeceğini bildirmiştir. Kullarının çok ibâdet yapması, duâ ve tövbe etmeleri için böyle gece , gün ve ayları sebep kılmıştır. Böyle kıymetli vakitleri ihyâ etmeli, ya’nî kazâ nemâzları kılmalı, Kur’ân-ı kerîm okumalı, düâ, tevbe etmeli, sadaka vermeli, müslimânları sevindirmeli, bunların sevâblarını ölülere de göndermelidir. Bu günlere, gecelere ve aylara saygı göstermelidir. Saygı göstermek, günâh işlememekle olur. [Seâdet-i ebediyye/352 ]

1- Receb ayı: Mübârek üç ayların birincisidir. Receb demek, mürecceb, mu’azzam, muhterem, kıymetli demekdir. Receb ayı, Âdem aleyhisselâmdan beri kıymetli idi. Bu ayda muhârebe etmek günâh idi. Her ümmet, bu aya saygı gösterirdi. Receb ayının her gecesi kıymetlidir.

Menkıbe: Fârisî (Enisülvâ’ızîn) kitabında diyor ki, (Îsâ “aleyhisselâm” zamânında bir genç, güzel bir kıza tutulmuşdu. Ona kavuşmak için çırpınıyordu. Nice zamân sonra söz aldı. Bir akşam, odada buluşdular, Soyundular. Genç, pek sevinçli idî, Ansızın, pencereden hilâli [yeni ayı] gördü. Bu hangi aydır dedi. Kız, Receb deyince, genç toparlandı. Giyindi. Kız şaşırıp, ne oluyorsun dedi. Genç, babalarımdan işitdim. Receb ayında günâh işlenmez. Bu aya saygı gösterilir deyip, özr diledi ve evine gitdi. Allahü teâlâ, Îsâ aleyhisselâma vahy gönderip, olanları bildirdi. ‘Bu genci ziyaret et! Selâmımı söyle buyurdu. Genç, Receb ayına gösterdiği bir saygı için, büyük bir Peygamberin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” kendine gönderildiğine sevinerek îmân etdi, iyi bir mü’min oldu. Receb ayına gösterdiği bir saygı sebebi ile, îmân şerefine kavuşdu.)

Receb-i Şerifin ilk cuma gecesine (Regaib kandili) denir. Her Cum’a gecesi de kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli olmakdadır. Allahü teâlâ Bu gecede mümin kullarına ragibetler yani ihsanlar, ikramlar yapar.O gece yapılan duâ reddolmaz ve namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere kat kat sevab verilir. O geceye hürmet edenleri affeder.

Recebin ilk Cum’a gecesini’ (Regaib gecesini) ihya edene [saygı gösterene], Allahü teâlâ kabr azabı yapmaz. Duâlarını kabûl eder. Yalnız, yedi kimseyi afv etmez ve duâlarını kabûl etmez: Fâiz alan veyâ veren, müslümânları aşağı gören, anasına, babasına eziyyet eden, karşı gelen çocuk, müslimân olan ve şeri’ate uyan kocasını dinlemiyen kadın, şarkı ve çalgıcılığı san’at edinenler, livâta ve zina edenler, beş vakt nemâzı kılmıyanlar. Bunlar, bu günâhlardan vaz geçmedikçe, tevbe etmedikçe, duâları kabul olmaz. Ananın, babanın, kocanın, hiç kimsenin, şeri’ate uymıyan emri dinlenilmez, yapılmaz. Fekat, anaya, babaya, yine tatlı söylemek, onlan incitmemek lâzımdır. Ana baba kâfir ise, onlan kiliseden, meyhâneden, sırtda taşıyarak bile, geri getirmek lâzımdır. Fekat, oralara götürmek lâzım değildir.

Regâib kandilinin, ResuluIlah Efendimizin evlendiği gece ile hiçbir ilgisi yoktur. Memleketimizde ve birçok islam memleketlerinde, bir asırdan beri, Hazreti Abdullah’ın evlendiği geceye, Regaib kandili ismini veriyorlar, Regaib gecesine böyle mana vermek doğru değildir. Böyle söylemek, Resulullah Efendimizin (9) aydan önce dünyaya teşrif ettiklerini bildirmek olur ki, bu da, noksanlık ve kusurdur. Her bakımdan, her insanın üstünde ve her bakımdan kusursuz olduğu gibi, Hazret-i Amine validemizi nurlandırdığı zaman da noksan ve kusurlu değildi. Bu zamanın noksan olması tıp ilminde kusur sayılmaktadır.

Receb ayının yirmiyedinci gecesi ise mi’rac gecesidir, Mi’rac merdiven demektir. Resûlullah’ın göklere çıkarıldığı, bilinmeyen yerlere götürüldüğü ve Allahü teâlâ ile konuştuğu gecedir.

Allahü teâlâ, receb ayında oruç tutanların, bu aya saygı gösterenlerin günahlarını affeder, çok sevab ve üstün dereceler ihsan eder.

Hadîs-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Receb-i şerîfte bir kimsenin tuttuğu bir orucun sevâbı, o kimsenin otuz sene nâfile oruç tutmasına eşittir.)

(Bir kimse, Allahü teâlânın ayı olan Receb ayında, bir mü’min kardeşini gam ve üzüntüden kurtarırsa, Allahü teâlâ, ona Firdevs’te gözünün görebildiği kadar büyük bir köşk ihsân eder. Uyanınız, kendinize geliniz ve Receb ayına hürmet ve ikram ediniz ki, Allahü teâlâ da size, ikram ve ihsan etsin.)

(Cennette bir nehir vardır. Ona Receb denir. Sütten beyaz, baldan tatlıdır. Receb ayında birgün oruç tutana Allahü teâlâ Kıyamet günü o nehirden su verir.)

Receb ayında yapılan iyilikler, tutulan oruçlar, günahları temizler.

Menkibe-2: Peygamber  efendimiz Receb ayındaki ibâdetlerin faziletini anlatıyordu. Yaşlı bir zat:

-Ya Resullulah Receb ayının tamamını oruçlu olarak geçirmeye gücüm yetmez dedi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz buyurdu kî:

– (Sen, Recep ayının birinci, onbeşînci ve sonuncu günleri oruç tut! Hepsini tutmuş sevabına kavuşursun. Çünkü sevablar on misli ile yazılır: Fakat Receb-i şerîfin ilk cuma gecesinden [Regâib gecesinden] gafil olma!)

2- Şaban ayı: Mübarek üç ayların ikincisidir. Şa’bân ayının onbeşinci gecesi Berât gecesidir. Ya’nî ondördüncü günü ile onbeşinci günü arasındaki gecedir. Allahü teâlâ, ezelde, hiç birşey yaratmadan önce, herşeyi takdîr etdi, diledi. Bunlardan, bir yıl içinde olacak herşeyi, bu gece meleklere bildirir. Kur’ân-ı kerîm, Levhilmahfûza bu gece indi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bu gece, çok ibâdet, çok düâ ederdi.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Cebrail “aleyhisselâm” bana geldi. Kalk, nemâz kıl ve düâ et! Bu gece, Şa’banın onbeşinci gecesidir dedi. Bu geceyi ihyâ edenleri, Allahü teâlâ afv eder. Yalnız, müşrikleri, büyücüleri, falcıları, hasisleri (cimrileri), alkollü içki içenleri, fâiz yiyenleri ve zina yapanları afv etmez.)

(Berât gecesini ganîmet, fırsat biliniz! Çünki, belli bir gecedir. Şa’bânın onbeşinci gecesidir. Kadr gecesi, çok büyük ise de, hangi gece olduğu belli değildir. Bu gece, çok ibâdet yapınız. Yoksa, kıyamet günü pişman olursunuz!)

3- Ramazan ayı: Peygamber efendimiz buyurdu ki (Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmış gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, başka ayda yetmiş farz yapmak gibidir) Diğer bir hadis-i şerifte de şöyle buyruldu: (Bu ayda dört şeyi çok yapınız! Bunun ikisini Allahü teâlâ çok sever. Bunlar, kelîme-i şehâdet söylemek ve istiğfar etmekdir. İkisini de, zâten her zemân yapmanız lâzımdır. Bunlar da Allahü teâlâdan Cenneti istemek ve Cehennem ateşinden Ona sığınmakdır.)

İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh”, (Mektubât)ın birinci cild, kırkbeşinci mektûbunda buyuruyor ki: (Ramezân-ı şerif ayında yapılan nâfile nemâz, zikr, sadaka ve bütün nâfile ibâdetlere verilen sevâb, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda, bir oruçluya iftar verenin günâhları afv olur. Cehennemden âzâd olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevâb verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz. Bu ayda, emri altında bulunanların işlerini hafifleten, onların ibâdet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de afv olur. Cehennemden âzâd olur. Resûlullah, bu ayda, esirleri âzâd eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibâdet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene, bu işleri yapmak nasîb olur. Bu aya saygısızlık edenin, günâh işleyenin bütün senesi, günâh işlemekle geçer. Bu ayı firsat bilmelidir. Elden geldiği kadar ibâdet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, âhıreti kazanmak için firsat bilmelidir. Kur’ân-ı kerîm Ramezânda indi. Kadr gecesi, bu aydadır.

Ömer bin Abdülaziz hazretleri buyurdu ki: Senede dört geceye dikkat edip, ibâdetle geçirmek lâzımdır. Allahü teâlâ o gecelerde rahmetini saçar. Bu geceler, Recebin İik cum’a gecesi, Şa’banın onbeşinci gecesi, Ramazanın yirmi yedinci gecesi ve Ramazan bayramı gecesidir.

Receb, tevbe, hürmet ve ibâdet ayıdır. Şa’ban, muhabbet ve hizmet ayıdır. Ramazan ise, yakınlık ve nimet ayıdır.

Zünnûn-i Mısrî hazretleri buyurdu ki: “Receb tohum ekme, Şa’ban sulama. Ramazan ise, hasat ayıdır. Ya’ni ekip suladığını, biçip toplayacak bir aydır. Herkes ektiğini biçer. Amelinin, ibâdetinin karşılığını alır. Tohum ekmeyen, hasat mevsimi gelince pişman olur.”

Receb ayının mağfirete, Şa’ban ayının şefâ’ate ve Ramazan ayının da sevâbların kat kat verilmesine mahsus olduğu bildirilmiştir.

Bu aylara hürmet etmek, günahlardan uzaklaşmakla ve ibâdetleri yapmakla olur. Hürmet edip, saygı gösteren, kat kat karşılığını görecektir. Hadîs-i şerifte buyuruldu ki: (Receb, Allahü telânın ayıdır. Receb ayına ikram edene, saygı gösterene, Allahü teâlâ dünyada ve âhirette ikram eder.)

Peygamber efendimiz, Receb ayı gelince; (Yâ Rabbî, bize Receb ve Şabanı mübarek eyle ve bizi Ramazana eriştir) diye dua ederdi.

Hazret-i Ali efendimiz, yılda dört geceyi tamamen ibâdetle geçirirdi. Bu geceler, Receb-i şerifin ilk gecesi, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı geceleri ve Şaban-ı şerifin onbeşinci gecesidir.

Bâzı âlimler de şöyle buyurdu: “Yıl ağaç gibidir. Receb ayı, ağacın yapraklı olduğu, Şaban meyveli, Ramazan ise, meyvesinin toplanacağı zaman gibidir. Receb, Allahü teâladan mağfiret, Şa ‘ban şefa’at, Ramazan sevâbların kat kat olduğu aydır. “