MÜSLİMÂNLIĞI KABUL EDENLERİN BEYANLARINDAN ALINAN NETÎCE - kainatingunesi.com

 

MÜSLİMÂNLIĞI KABUL EDENLERİN BEYANLARINDAN ALINAN NETÎCE

 

Kendi dinlerini değiştirerek islâmiyeti kabûl eden, muhtelif ırk, memleket ve meslekten insanların islâmiyeti niçin kabûl ettiklerine dâir, çok yerleri birbirinin aynı olan açık ve samîmî beyanlarından, dînimizin diğer dinlerden olan farkı ve üstünlüğü kendi ağızlarından şöylece meydana çıkmaktadır:

– İslâm dîni, tek hâlık [yaratıcı], tek mâbut tanır. Bu tek mâbudun ismi, Allahü teâlâdır. İnsanların akl-ı selîmi, onlara tek Allah olduğunu telkîn eder. Diğer dinlerde bulunan birden fazla mâbut mefhûmunu [kavramını] akıllı bir insan kabûl edemez.

– İslâm dîni, insanlara yalnız ruhî bilgiler vermekle kalmaz, aynı zamanda onlara dünyada ne yapmaları gerektiğini bildirir ve onlara rehber olur.

– Hıristiyanlar, insanların günahkâr olarak doğduğunu, dünyada ancak kefaret vermek ve azâb çekmek için bulunduğunu iddiâ ederken, islâm dîni, insanların mâsum [günahsız] doğduğunu, her çocuğun, Allahü teâlânın sevgili kulu olduğunu, âkil, bâliğ olan insanların kendi yaptığı işten mes’ûl bulunduğunu, doğru yolda kaldıkları müddetce, âhiret nîmetlerinden de bol bol faydalanabileceklerini söyler.

– İslâmiyet, ibâdet, duâ ve tevbe etmek için, kul ile Allahü teâlânın arasına kimseyi sokmaz. Bunları yapmak için papaza ihtiyaç yoktur.

– İslâmiyet hangi ırk, renk, dil ve memleketten olursa olsun, bütün müslümanların birbirinin kardeşi olduğunu bildirir. İslâm dîninde, Allahü teâlânın huzurunda herkes birbirine müsâvîdir. Namaz kılarken, en büyük rütbeli bir müslüman ile en küçük rütbeli, en zengin ile en fakir, bir beyaz ile bir zencî müslüman yanyana durur ve Allahü teâlâya birlikte secde ederler.

– İslâmiyette, Peygamberler, bizim gibi bir insandır. İnsanların, her bakımdan en üstünüdürler. Vazîfeleri, Allahü teâlânın emirlerini bize bildirmektir. Güzel ahlâk ve seciyyeleri sebebi ile, Allahü teâlâ onları seçmiş, kendilerine bu vazîfeyi vermiştir. Şimdiye kadar gelmiş bütün Peygamberleri islâm dîni kabûl eder ve onlara hurmet eder.

– İslâm dîni, çok mantıkî bir dindir. Kur’an-ı kerimde anlaşılmıyan ve hayat şartlarına ve fen bilgilerine uymıyan bir tek hükm yoktur. Verdiği emirler gayet faydalıdır. İslâm dîninde hurâfeler yoktur. Putlara, resmlere, heykellere tapmak gibi, ancak ibtidâî kavmlerin ve puta tapanların kabûl ettiği ve hâlâ hıristiyan dîninde bulunan akıl almaz husûslar, islâm dîninde bulunmaz.

– Hıristiyanlık, insanı sâdece Allahü teâlâdan korkutur. İslâmiyet ise, insana Allahü teâlâyı sevdirir. Müslüman, Allahü teâlânın kendisini sevmiyeceğinden korkar.

– Müslüman olmak için kimse kimseyi zorlamaz. Kur’an-ı kerimde Bekara sûresinin ikiyüzellialtıncı âyetinde meâlen, (Zorla dîne sokmak yoktur) emri vardır. Hâlbuki hıristiyan misyonerler, insanları zorla veya menfaat vaat ederek hıristiyan yapmaya uğraşırlar.

– İslâmiyette ibâdetler, yalnız Allahü teâlâya Şükretmek, Onun sevgisini kazanmak için yapılır. İbâdet saatleri muayyen olduğundan, bunlar insanları intizâma, senede bir ay tutulan oruç ise, irâdesini kuvvetlendirmeye ve nefsine hâkim olmaya alıştırır.

– İslâmiyet, temizliğe çok önem veren bir dindir. İbâdete başlamadan evvel, vücûd temizliğini emreden yegâne din, islâmiyettir. Diğer dinlerde böyle birşey yoktur. İslâmiyette, ibâdetler kısa olduğu için, bunlar günlük hayat üzerinde aksi bir te’sîr yapmaz.

– Hıristiyan râhiblerin vaazlarında söyledikleri, fakat kendilerinin ve diğer hıristiyanların hiçbir zaman yapmadığı hilm, yardım ve merhamet gibi iyi huylar, yalnız müslümanlarda vardır.

– İslâmiyet, iktisâdî bakımdan kapitalist ve komünist düşünceleri red eder. Fakiri korumuş, zengini de zem etmemiştir. Zenginlerin, fakirlere zekât ve sadaka vermesini emretmiştir. Ayrıca dünyadaki çeşidli millet ve ırklara mensûb müslümanları bir araya getirerek [Hac gibi], dünyada en mükemmel ictimâ’î [sosyal] nizâmı tâyîn etmiştir.

– İslâmiyet, alkollü içkileri, kumarı ve uyuşturucu maddeleri haram etmiştir. Dünyadaki en büyük fenalıklar, bu üç belâdan hâsıl olmaktadır.

– İnsanların öldükten sonra ne olacaklarını, âhiret hayatını, hâllerini hiçbir hıristiyan din adamı îzâh edemiyor. Bunu, en güzel ve en mufassal şekilde îzâh eden din, İslâmiyettir.

– İslâmiyet, fakirlere, kimsesizlere, misafirlere ve hangi dinden olursa olsun, yabancılara yardım etmeyi emreden tek dindir.

– İslâmiyet, kimseden, anlıyamadığı şeyleri kabûl etmesini istemez. Diğer dinlerde olduğu gibi (sır) kabûl edilen akîdeleri yoktur.

– İslâmiyette, herhangi bir işte evvelâ Kur’an-ı kerime mürâce’at etmek, orada bulamadığı husûsları Resûlullahın sünnetinde aramak, orada da bulunmadığı husûslar için, akl-ı selîme göre ehl olanların ictihâd etmesi [o işin hükmünü beyan etmesi] esastır.

– İslâmiyet, en yeni bir dindir. Kur’an-ı kerim, ilk gününden bugüne kadar hiç bozulmadan, bir kelimesi bile değişmeden gelmiştir. İçinde, her ihtiyacı karşılayacak ahkâm [hükmler] vardır. Bu, o kadar açıktır ki, artık başka bir din gelmiyeceği, insanların dînî ihtiyaçlarının tamamiyle te’mîn edilmiş bulunduğu, islâm dîninin hakîkî Allah dînî olduğu kendiliğinden meydana çıkar.

– İslâmiyette, her yerde ibâdet etmeye müsâ’ade edilmiştir. İbâdet için muhakkak câmiye gitmek mecbûriyeti yoktur. Bir müslüman, bir başka dînin mâbetine tecâvüz etmez ve mecbûr olunca bir kilisede de namaz kılabilir.

– İslâmiyet, kadınlara çok kıymet vermiş, onlara en büyük hakları tanımıştır. İslâm dîninde birkaç kadınla evlenmek gibi bir emir yoktur. İslâm dîni, bu husûsta belirli bir adedi geçmemek ve bazı haklara riâyet etmek şartıyla izin vermiştir. İslâm dîni zuhûr ettiği zaman, Arablar istedikleri kadar kadınla, onlara hiçbir hak tanımaksızın birlikte yaşarlardı. İslâmiyet, kadınları bu fecî vaziyetten kurtarmış, onların haklarını korumuştur. Muhammed aleyhisselâm, (Cennet anaların ayağı altındadır) buyurarak, kadınlara mümtâz [seçkin] bir mevki’ vermiştir. Hiçbir dinde bu imtiyaz yoktur.

– İslâmiyet, insanları, çalışmaya, faydalı şeyleri öğrenmeye, önce kendi aklı ve gayreti ile iş görmeye başladıktan sonra, Allahü teâlâdan yardım istemeye dâvet eder. (Bir saat tefekkür etmek ve faydalı iş görmek, bir sene [nâfile] ibâdete müsâvîdir)diyen başka hiçbir din yoktur.

– İslâmiyet, ruh ve beden temizliğidir. Bu ikisini müsâvî tutar. İslâmiyette, yalnız sevgi, güler yüz, tatlı söz, dürüstlük ve iyilik etmek vardır.

– İslâmiyet Allahü teâlâyı (Rabbül’âlemîn) yâni bütün âlemlerin Allahı olduğunu beyan etmiştir. Başka dinlerde olduğu gibi, yalnız o dîne mensûb olanların Allahı olarak düşünülmez.

– Tesellî arıyan bir zevallı, bunu ancak Kur’an-ı kerimde bulur. Kur’an-ı kerimde, muhtaçları tesellî eden, onları ferahlatan, ne yapmaları lâzım olduğunu öğreten birçok güzel nasihatler vardır.