TÛL-İ EMEL - kainatingunesi.com

 

TÛL-İ EMEL

10 – Kalb hastalıklarının onuncusu (Tûl-i emel)dir. Tûl-i emel, zevk ve safâ sürmek için çok yaşamağı istemektir. İbâdet yapmak için, çok yaşamağı istemek, tûl-i emel olmaz. Tûl-i emel sahipleri, ibâdetleri vaktinde yapmazlar. Tevbe etmeyi terk ederler. Kalbleri katı olur. Ölümü hâtırlamazlar. Vaaz ve nasihattan ibret almazlar. Hadis-i şerifte, (Lezzetlere son veren şeyi çok hâtırlayınız) buyuruldu. Hadis-i şerifte, (Ölümden sonra olacak şeyleri bildiğiniz gibi, hayvânlar da bilselerdi, yimek için semiz hayvan bulamazdınız) ve (Gece ve gündüz ölümü hâtırlayan kimse, kıyâmet günü şehitler yanında olacaktır) buyuruldu. Tûl-i emel sahibi, hep dünya mâlına ve mevkı’ine kavuşmak için ömrünü harcar. Âhireti unutur. Yalnız zevk ve safâsını düşünür. Çoluk çocuğunun bir senelik gıdâsını hazırlamak, uzun emel olmaz. Bir senelik gıdâya (Havâyıc-i aslıyye) denir. Lüzûmlu eşyadan sayılır. Nisap hesabına katılmaz. Buna mâlik olan, zengin sayılmaz. Buna mâlik olmıyan bekâr kimsenin kırk günlük gıda maddesi saklaması câizdir. Daha fazla saklamaları tevekkülü bozar. Hadis-i şerifte, (İnsanların en iyisi ömrü uzun ve ameli güzel olan kimsedir) ve (İnsanların en kötüsü, ömrü uzun, ameli kötü olandır) ve (Ölmek istemeyiniz. Kabir azâbı çok acıdır. Ömrü uzun olup islâmiyete uymak, büyük saadettir) ve (Müslümanlıkta beyazlaşan kıllar, kıyâmet günü nûr olacaktır) buyuruldu.

Tûl-i emelin sebepleri, dünya zevklerine düşkün olmak ve ölümü unutmak ve sıhhatine, gençliğine aldanmaktır. Tûl-i emel hastalığından kurtulmak için, bu sebepleri yok etmek lâzımdır. Ölümün her an geleceğini düşünmelidir. Sıhhatin, gençliğin ölüme mani olmadıklarını unutmamalıdır. Çocuklardaki ve gençlerdeki ölüm sayısının yaşlılardaki ölüm sayısından çok olduğunu istatistikler göstermektedir. Çok hastaların iyi olup yaşadıkları, çok sağlam kişilerin çabuk öldükleri her zaman görülmektedir. Tûl-i emel sahibi olmanın zararlarını ve ölümü hâtırlamanın faydalarını öğrenmelidir. Hadis-i şerifte, (Ölümü çok hâtırlayınız. Onu hâtırlamak, insanı günah işlemekten korur ve âhırete zararlı olan şeylerden sakınmaya sebep olur) buyuruldu. Eshâb-ı kirâmdan Bera’ bin Âzib diyor ki, bir cenâzeyi götürdük. Resûlullah, kabir başına oturdu. Ağlamaya başladı. Mübârek gözyaşları toprağa damladı. Sonra, (Ey kardeşlerim! Hepiniz buna hazırlanınız) buyurdu. Ömer bin Abdülazîz, bir âlimi görünce, nasihat istedi. O da, şimdi halîfesin, istediğin gibi emredersin. Yarın öleceksin, dedi. Biraz daha söyle deyince, Âdem aleyhisselâma kadar, bütün dedelerin ölümü tattı. Şimdi sıra sana geldi, dedi. Halîfe, uzun zaman ağladı. Hadis-i şerifte, (İnsanlara vâiz olarak ölüm yetişir. Zenginlik isteyene, kaza ve kadere îman etmek yetişir) buyurdu ve (İnsânların en akıllısı, ölümü çok hâtırlayandır. Ölümü çok hâtırlayan insana, dünyada şeref, âhırette yüksek dereceler nasip olur) ve (Allahü teâlâdan hayâ ediniz. Başkalarına kalacak olan şeyleri toplamakla vaktinizi gayb etmeyiniz. Kavuşamıyacağınız şeyleri ele geçirmek için uğraşmayınız. İhtiyâcınızdan fazla binâlar yapmakla hayatınızı harcamayınız) ve (Evlerinizi haram malzeme ile yapmayınız. Dîninizin ve dünyanızın harap olmasına sebep olur) ve çok sevdiği Üsâme bin Zeydin bir ay sonra ödemek üzere yüz altına bir köle satın aldığını işitince, (Siz buna hayret etmediniz mi? Üsâme tûl-i emel sahibi olmuş) buyurdu. İhtiyâç maddelerinin veresiye de alınmaları câizdir. Bir hadis-i şerifte, (Cennete gitmek istiyen, uzun emel sahibi olmasın. Dünya işleri ile uğraşması ölümü unutturmasın. Haram işlemekte Allahdan hayâ etsin) buyurdu. Haram olan lezzetlerin içinde yaşamak için uzun emel sahibi olmak haramdır. Mubâhlarla lezzetlenmek için tûl-i emel sahibi olmak, haram değil ise de, iyi değildir. Çok yaşamağı değil, sıhhat ve âfiyet ile yaşamağı istemelidir.