Ana baba hakkıyla ilgili sorular - kainatingunesi.com

Sual: İhtiyar ve salih anam babam yanımdadır. Ancak sıkıntıları çok fazla. Ayrı bir ev tutsam uygun olur mu?
CEVAP
İster yanınızda kalsın, ister ayrı ev tutun, ama onların rızalarını almaya çalışın. Onlara bakmak, ihtiyaçlarını karşılamak iyidir ancak hazine bu değildir. Hazine onların rızasını duasını kazanmaktır. Aynı niyetle, kayınvalide ve kayınpederinize de öyle davranın. Yani karı koca, anne ve babalarınıza iyilik edin, dualarını rızalarını alın, bu fırsatı kaçırmayın. Çünkü salih ana babanın rızasını almak önemlidir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Yanında adım anıldığı halde bana salevat getirmeyen kişinin burnu yere sürtülsün. Ramazana erişip de günahları bağışlanmayan kişinin burnu yere sürtülsün. Ana ve babası, yanında ihtiyarladığı halde onları razı ederek Cennete giremeyen kimsenin burnu yere sürtülsün.) [Tirmizi, İ.Ahmed]

Sual: Yaşlanmasına rağmen babam namaz kılmıyor, annem açık geziyor. Bunları zorlayabilir miyim?
CEVAP
Ana baba zorlanmaz. Ana babası günah işleyen çocuk, bunlara bir kere nasihat eder. Kabul etmezlerse, susar. Onlara dua eder.

Sual: Babam ölünce annem biriyle evlendi. Bana yardım et diyor. Anneme yardıma mecbur muyum?
CEVAP
Kocası zengin olan kadın, oğlundan nafaka isteyemez. Oğlu ona yardım etmeye mecbur değildir. Ancak ana baba zengin de olsalar onlara hizmet ve yardım etmeli, rızalarını almaya çalışmalı.

Sual: Babam, evlenmeme yardımcı olmuyor. Halbuki bir hadis-i şerifte baba oğlunu evlendirmeye mecburmuş. Babamın benim evlenmeme yardımcı olması gerekmez mi?
CEVAP
Baba zengin oğlunu evlendirmeye mecbur değildir. Ama fakir olan oğlunu evlendirmesi vaciptir.
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Babanın evladına güzel isim vermesi, dinini öğretmesi ve vakti gelince de evlendirmesi, evladın babası üzerindeki haklarındandır.) [Hâkim]

Sual: Ana baba, oğlunu namaz kılmadığı ve oruç tutmadığı için zorlayabilir mi?
CEVAP
Evet baliğ olmayan oğlunu namaz kılmadığı ve oruç tutmadığı için zorlayabilir, tazir edebilir. Ama büyük oğlunu, yani baliğ olmuş oğlunu zorlayamaz, tazir edemez. Ona nasihat eder.

Sual: Baba ehl-i sünnet değilse yahut namaz kılmıyor ve içki içiyorsa da bedduası kabul olur mu?
CEVAP
Ehl-i sünnet olsa da, namaz kılsa, içki içmese de, haksız olarak beddua ediyorsa, bedduası geçmez. Kâfir bile olsa, zulmedilmişse, onun duası kabul olur.

Yaşlı baba, (Oğlum bir bardak su ver) dese, oğlu da, (kalk kendin iç) dese, sonra babasına vursa, babası da, Allah belanı versin dese, bu duanın kabul olma ihtimali çok kuvvetlidir. Hadis-i şerifte bildirilen kabul olan dualardan biri de budur. 

Sual: Anam babam ateisttir. İslamiyet’e gericilik diyorlar, namazımı bıraktırmaya çalışıyorlar. Bayramda ziyaretlerine gitmesem günah olur mu?
CEVAP
Ana baba, kâfir olsa da, ziyaretlerine gitmek, hizmet ve iyilik etmek gerekir. Ama küfre teşvik ederlerse ziyaretlerine gidilmez.

Sual: Babam vasiyet etmeden öldü. İskatını yapmam caiz midir?
CEVAP
Çok iyi olur.

Sual: Babam, (Sigara içersen hakkımı helal etmem) demişti. Şimdi öldü. Sigara içebilir miyim?
CEVAP
Evet.

Sual: Kötü iş yapan ana-babamı sevmemem günah mı?
CEVAP
Dinin yasakladığı iş ise, sevmemek günah olmaz.

Sual: Yatalak hasta olan annesinin altını oğlu temizleyebilir mi?
CEVAP
Bu hizmeti yapan kadın bulunmazsa, oğlu da yapar.

Sual: Memlekette babamın dostları var. Onları ziyaret etmem gerekir mi?
CEVAP
Salih olan babanın salih olan dostlarını ziyaret etmek, onlarla dost olmak gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(En iyi iyilik, babasının vefatından sonra, onun dostlarını yoklamaktır.) [Müslim]

(Babanın dostluğunu koru, dostlarıyla dost ol. Şayet babanın dostluğunu korumazsan, Allahü teâlâ da senin nurunu söndürür.) [Buhari]

(Baba dostuna iyilik, babaya iyilik demektir.) [Taberani]

İmam-ı Rabbani hazretleri, (Evlada yapılan iyilik de, babaya yapılmış demektir) buyuruyor. O halde, çocuklarına iyilik etmek, ölmüş veya yaşayan babaya iyilik etmek demektir.

Sual: Fakir olan ana ve babaya, zengin olan kız çocuğunun da nafaka vermesi bakması gerekir mi?
CEVAP
Evet nafaka vermesi ve bakması gerekir. Kız ve oğlan çocuklar eşit miktarda nafaka verir.

Oğlunun oğlu ile kızı bulunan ana ve babaya yalnız kızları bakar. Halbuki, mirası kız ile torun yarı yarıya alır.

Ana babaya nafaka
Sual:
 (Sen de, malın da, babanındır) hadisine göre, evladın malı babanın mıdır? Baba, evladının malını istediği gibi harcayabilir mi?
CEVAP
Hayır. Evlat, zengin babaya bakmaya mecbur değildir. Zengin evladın, fakir olan Müslüman ana babaya nafaka vermesi farzdır.

Fakir evladın, fakir babasına nafaka vermesi farz değildir. Fakir olan ana babasını kendi evine alıp, birlikte geçinirler. (Fetava-i Hayriyye)

Fakir baba, kaybolan büyük oğlunun yalnız menkul mallarını, kendi nafakası için satabilir. Binasını, toprağını satamaz. (Dürer-ül-hükkam)

Baba bedduası
Sual: Babam ve ağabeyim Avrupa’da çalışıyor. Babam Türkiye’deki yengemin yanında kalmamı söylüyor. (Eğer yengenle kalmazsan hakkımı helal etmem) diyor. Yengemle aynı evde kalmam doğru mudur?
CEVAP
Yenge ve baldız yabancı kadındır. Beraber kalınmaz, haram olur. Babanın dine aykırı olan emri ve bedduası geçerli olmaz. Babayla münakaşa etmemeli, günaha önem vermiyorsa, başka bahane bulmalı.

Fâsık ana baba
Sual: 
Fâsık ana babanın her emrine itaat etmek gerekir mi?
CEVAP
Her emrine itaat gerekmez. Dine aykırı emirlerine asla itaat edilmez. Namaz kılma, tesettüre riayet etme, şu günahı işle gibi emirlerine asla itaat edilmez. Ana ve babanın böyle itaat lazım olmayan emirleri yapılmadığı zaman özür ve bahane bulmalı ve yumuşak söylemeli. Yani itirazı isyan ve hakaret şeklinde olmayıp, bir bahaneyle olmalıdır. Mesela niye içki içmedin denince, midem ağrıyordu gibi bir bahane bulmalıdır. Yahut fâsık baba, (Beni arabanla meyhaneye götür) dese, bir bahaneyle götürmemeli, (Önemli bir işim var) gibi bir şeyler demelidir. Ama meyhanede sızıp kalmışsa, arabasına alıp evine getirmesi gerekir. Mubah olan emirlerini yapmaya çalışmalıdır.

<br
Ana babanın emri
Sual:
 Ananın babanın, günah olmayan emirlerine itaat etmek farz mıdır?
CEVAP
Evet, farz-ı ayndır.

Ana babaya isyan
Sual:
 Salih ana babanın dine uygun emirlerini dinlemeyen evlat günaha girer mi?
CEVAP
Elbette, günaha girer. Peygamber efendimiz bildiriyor ki: (Allahü teâlâ, Musa aleyhisselama “Âsi olanın sözünün ağırlığı, dünyadaki bütün kumların ağırlığına eşittir” buyurunca, Musa, “Ya Rabbî, bu âsi kimdir” dedi. Allahü teâlâ, “Ana babasının sözünü dinlemeyendir” buyurdu.) [Ebu Nuaym]

Ana babaya sert davranmak
Sual: (Ana babanın iyiliği için onlara sert davranmanın mahzuru olmaz. Mesela, ana baba içki içse, gıybet etse, başka günahları işlese, onun iyiliği için bunları yapma diye sert davranmak caizdir) diyenler oluyor. Dinimiz (Ana babaya öf demeyin) buyururken, onun iyiliği için sert davranmak nasıl caiz olur?
CEVAP
Her söyleyene itibar edilmez. Din kitaplarında, (Ana baba kâfir ise, onları kiliseden, meyhaneden, sırtta taşıyarak bile, geri getirmek gerekir) deniyor. Onların iyiliği için, (Kiliseye gitmeniz yanlıştır. Ben getirmem, gittiğiniz gibi geri gelin) denmez.

Yine din kitaplarında, (Ana babası günah işleyen evlat, sert konuşmadan bunlara bir defa nasihat eder. Kabul etmezlerse susar. Onlara dua eder) buyuruluyor. Onun iyiliğine diye sık sık söylenmez.

Ana baba zalim olup, evlada zulmetseler de, günah işlemeyi emretseler de, yine onları üzmek caiz olmaz. Günah olan emirleri yapılmaz, ama yine de onlara sert konuşmak, üzmek caiz olmaz. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Rabbin rızası, ana babanın rızasında, gazabı da, ana babanın gazabındadır.) [Buhari]

Ana babanın iyiliği için onlara sert davranan rızalarını almış olmaz, aksine onları üzmüş olur. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Rabbin, yalnız kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine öf bile deme, ağır söz söyleme, onlarla yumuşak ve tatlı konuş! Onlara acı, tevazu kanadını ger! “Rabbim, küçükken beni yetiştirdikleri gibi, sen de onlara merhamet et”diye dua et!) [İsra 23, 24]

Hasan-ı Basri hazretleri, (Âlim bir evladın ana babası kâfir olsa, kuyudan su çekmeleri için ona muhtaç olsalar, o da birkaç kova çektikten sonra öf dese, bu sebeple bütün amellerinin sevabı yok olur) buyuruyor. Şu hâlde, ana babanın iyiliği için onlara sert davranmak caiz değildir.

Fâsık ana babanın hakkı
Sual: Annem ve babam, (Namaz kılma, oruç tutma, tesettüre riayet etme, biraz içki iç!) diyorlar. Bunları yapmazsam beddua edeceklerini söylüyorlar. Dinde ana babanın hakkı çok önemli olduğu için, onların sözlerini dinlemezsem günaha girmiş olur muyum?
CEVAP
Ana babaya, ana baba hakkını veren Allah’tır. Ancak onlara kendi emrine aykırı bir hak vermemiştir. Mesela onların (Namaz kılma!) deme hakları yoktur. Allah’a asi olan işte, kula yani ana babaya ve âmire itaat edilmez.

Dine uymayan ve çocuğunu İslâmiyet’e uygun yetiştirmeyen ana babanın, evladı üzerinde dinimizin bildirdiği ana babalık hakkı yoktur. Büyütme, yedirip içirme gibi hakları vardır sadece. Onların haksız olarak ettiği beddualar da geçerli olmaz.

Salih ana baba hakkı
Sual: Ana baba hakkı neden önemlidir?
CEVAP
Fâsık, sapık veya kâfir ana babanın, ana babalık hakkı olmaz, normal hizmet etme, onları büyütme hakkı olur. Salih ana babanın ana babalık hakkı vardır. Salih ana babayı razı eden, Allahü teâlâyı razı eder. Allahü teâlânın rızası, salih ana babanın rızasındadır. Çünkü doğru imanımızı ilk olarak, salih ana babamızdan öğrendik. Onlar ilk mürşidimizdir. Onun için, salih ana babanın hakkı çok büyüktür.

Ana babaya saygı
Sual
: Ana babanın önünden yürümek uygun değil midir?
CEVAP
Evet, uygun değildir. Ana babasının önünden yürüyen, itaatsiz ve âsidir. Ancak, yolda eziyet veren şeyler varsa, onları kaldırıp yol açmak için veya başka bir yardım için önlerinden yürünebilir. (Şir’a şerhi)

Anneyi razı etmek
Sual: Camimize gelen yabancı bir vaiz, Eshab-ı kiramdan Alkama’nın menkıbesini anlatıp, (Annesine isyan etmişti. O hakkını helâl etmeseydi, ebedî cehennemlik olacaktı) dedi. Anneye isyan eden kâfir mi oluyor? Bir de, (Son nefeste kelime-i şehadet getirmeyen kâfir olarak ölür) deniyor. İnsan uykuda iken veya âniden ölse, kâfir olarak mı ölür?
CEVAP
Günümüzde, kendi görüşlerini dinin emri gibi anlatan zamane hocalarını ihtiyatla dinlemelidir. Çünkü yanlış söyleme ihtimalleri çoktur.

O menkıbede Peygamber efendimiz, onun annesine, oğluna hakkını helal etmezse, Cehennemde azap çekeceğini bildiriyor. Ebedî azaptan bahsedilmiyor.

Salih ana babaya isyan etmek haramdır, ama küfür değildir. Allahü teâlâya isyan ediyoruz. Her günah bir isyandır. Günah işlemekle insan kâfir olmaz. Son nefesinde kelime-i şehadet getiremeyen de kâfir olarak ölmez.

Ehl-i sünnet itikadında, amel imandan parça değildir, yani insan ne kadar büyük günah işlerse işlesin kâfir olmaz. Zerre kadar imanı olan sonunda Cennete girer.

Kalb krizi, trafik kazası, bir bombanın patlaması gibi sebeplerle kelime-i şehadet getiremeden veya uyurken ölen Müslüman, imansız ölmüş olmaz. Âniden ölüp de, son sözünün kelime-i şehadet olmaması ona zarar vermez. İki hadis-i şerif:
(Âniden ölmek, müminlere rahmet, facirlere ise üzüntüdür.) [Beyhekî]

(Âni ölüm, müminlere rahat, kâfirlere ise azaptır.) [Taberanî]

Facir, yani kötü kişi, âniden ölmeyip de, hastalık çekerek ölürse, günahlarına tevbe etme imkânı vardır. Kâfir olan da, imana gelebilir. Onun için kâfirlere ve facirlere âni ölüm iyi değildir. Fakat salihlerin ansızın ölmeleri onlar için bir nimet olur. Aylarca veya yıllarca hasta yattıktan sonra ölmek çok sıkıntılı olur. Ama bu sıkıntılar, çoğunun sonsuz saadetine sebep olabilir.</br

Sual: Muhtaç veya fakir olan ana-babaya, kız ve erkek evlatlar eşit miktarda mı veya ne nispette bakmakla yükümlüdürler?
Cevap: Zengin olan çocukların, fakir olan ana-babalarına nafaka vermesi farzdır. Kız ve oğlan çocuklar eşit miktarda verir. Anaya, babaya bakmak, bunlar öldüklerinde daha çok miras alacak olana farz değildir. Bunlara daha yakın olana ve onların parçası olana farzdır. Oğlunun oğlu ile kızı bulunan anaya, babaya yalnız kızları bakar. Halbuki, mirası, dinen kız ile torun yarı yarıya alır. Kızının çocuğu ile erkek kardeşi bulunana, torunu bakacaktır. Halbuki, dinen mirasın hepsini erkek kardeş alır. Kızlarının çocuklarına hiç miras düşmez.

Sual: Anası, babası günah işleyen bir kimse, bunlara doğruyu söyleyip nasihatte bulunması gerekir mi?
Cevap:
 Anası, babası günah, haram işleyen bir kimse, bunlara bir kere nasihat eder. Anası, babası kabul etmezlerse, susar, onlarla münakaşa etmez, sadece onlara dua eder.

Sual: Bir baba, çocuğunu din bilgilerini öğrenmesi için zorlayabilir mi, buna babanın hakkı var mıdır?
Cevap:
 Çocuğun, Kur’ân-ı kerimi, edebleri ve farzları, haramları, ehl-i sünnet itikadını öğrenmesi için babası ikrah eder, zorlar.

Kâfir olan anaya babaya hizmet etmek
Sual: Müslüman olmayan ana, babaya hizmetin, bunları ve akrabaları ziyaret etmenin, bunlarla görüşüp sohbet etmenin, dinimiz açısından hükmü nedir?
Cevap:
 Konu ile alakalı olarak Bezzâziyye fetvâsında deniyor ki:
“Her çeşit çalgı dinlemek haramdır. Fısk, günah anlatan şiir dinlemek mekruhtur. Günah işlemeyi istemek günah olmaz. İşlemeye karar verirse, yalnız karar vermek günahı yazılır. İşlemek günahı yazılmaz. Küfür, inkâr ve küfre sebep olan şeyler böyle değildir. Bunlara karar verince iman gider, kâfir olur. Kâfir olan anaya babaya hizmet etmek, nafakalarını vermek, ziyaretlerine gitmek lazımdır. Küfre sebep olan şeyleri yaptıracaklarından korkulursa, ziyaretlerine gitmemelidir. Fakat, anaya, babaya, yine tatlı söylemek, onları incitmemek lazımdır. Kâfirlerle birlikte yiyip içmek, bir iki kere caizdir. Her zaman ise, mekruh olur. Ücret karşılığı, şarap yapmak için üzüm sıkmak mekruhtur. Kilise tamirinde çalışmak mekruh değildir. Çünkü, bu işin kendisi günah değildir.”

Görülüyor ki, İslâmiyete uymaya gericilik diyen, yani ibadet yapmayı ve haramlardan sakınmayı beğenmeyen ananın, babanın evine gidilmez. Böyle olan akrabanın evine de gitmek caiz değildir. Başka özürler, sebepler söyleyerek gitmemeli, kalp kıracak, fitne çıkaracak şeyler söylememelidir. Hiç kimse ile münakaşa etmemelidir. Münakaşa etmek, dostluğu giderir, düşmanların çoğalmasına sebep olur. Fitne çıkarmamalı, dost ve düşman ile de tatlı konuşmalı, herkese karşı güler yüzlü olmalıdır. Bidat sahiplerine ve açıkça günah işleyenlere tatlı dil ve güler yüz caiz olmadığı için, zaruret olmadıkça, bunlarla karşılaşmamaya, görüşmemeye çalışmalı, zaruret miktarını aşmamalıdır.