“AREFE” GÜNÜ VE GECESİNİN ÖNEMİ - kainatingunesi.com

D- “AREFE” GÜNÜ VE GECESİNİN ÖNEMİ

“Arefe Günü”: Zilhicce ayının dokuzuncu gününe, ya’nî Kurbân Bayramı’ndan bir önceki güne denilir. Başka herhangi bir güne, meselâ Ramazân bayramından önceki güne  “Arefe” denmez.

“Arefe Gecesi” ise; Arefe Günü ile Kurbân Bayramı’nın birinci günü arasındaki gecedir. Her mübârek geceye hürmet olunduğu gibi, bu geceye de saygı gösterilmelidir; çünkü bu gece, İslâm dîninde kıymet verilen on mübârek geceden birisidir.

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Rahmet kapıları 4 gecede açılır. O gecelerde yapılan duâ, tevbe reddolmaz. O geceler, Ramazân ve Kurbân bayramlarının 1. geceleri, Berât gecesi ve Arefe gecesidir.”

Bilindiği gibi, İslâmî literatürde, gece önce gelir, gündüz ondan sonra gelir; ama 4 gece bundan müstesnâdır. Bunlar da Arefe gecesi ile Kurbân Bayramının ilk üç gününün geceleridir.

Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurmuşlardır ki:

“Arefe gününe hürmet ediniz! Çünkü Arefe, Allahü teâlânın kıymet verdiği bir gündür.”

“Arefe günü ibâdet edenlerin, oruç tutanların iki senelik günâhları affolur. Biri geçmiş senenin, diğeri de gelecek senenin günâhıdır.”

“Arefe gecesinde ibâdet edenler Cehennem’den âzâd olurlar.”

“Arefe gününde bin İhlâs okuyanların bütün günâhları affolur ve her duâları kabûl olur.” [Hepsini besmele ile okumalıdır.]

“Arefe” günü, müslümânlar için çok önemli günlerden biridir; “Kurbân Bayramı” da, Allahü teâlânın, ümmet-i Muhammed’e ihsân buyurduğu iki dînî bayramdan ikincisidir.

İslâmın beş şartından biri de, gerekli şartları taşıyan zenginlerin hacca gitmeleridir. Haccın şartlarından biri ise, “Arefe günü”nde “Arafât”ın “Vâdîy-i Urene” denilen yerinden başka herhangi bir yerinde, öğle ve ikindi namazlarından sonra “vakfe” yapmaktır. Bu ibâdet, vaktinden bir gün önce yapılırsa, hac kabûl olmaz. Bu bakımdan haccın kabûlü, “Arefe günü”nün doğru olarak tesbît edilmesine bağlıdır.

Arabî aylar, gökteki hilâlin görülmesi ile başlar. Hilâlin görülmesi, [Arefe günü veya Kurbân Bayramı’nın birinci günü de, Seyyid Allâme İbn-i Âbidîn’in de belirttiği gibi], hesâpla, takvîmle anlaşılan günde veya bir sonraki günde olur. Hilâlin hiçbir zaman bir önceki günde görülmesi mümkün değildir.

“Arefe günü”, İslâm dîninin kıymet verdiği günlerdendir. Müslümânlar her yıl, “Ramazân ayı”nda ve “Arefe günü”nde günâhları afv edildiği için sevinirler, sürûrları avdet eder, tekrâr gelir. Bundan dolayı Ramazân ayını takip eden Şevvâl ayının ilk üç gününe ve Arefe gününü takip eden Zilhiccenin 10-13. Günlerine [4 güne] “îd” denilmiştir ki, Arapça olan bu kelime Türkçede “bayram” demektir.

1- AREFE [YENİ REHBER ANSİKLOPEDİSİ: Bazı tasarruflarla alacağız]

Zilhicce ayının dokuzuncu günü, Kurbân bayramından bir önceki gün. Lüğatte “tanıma = bilme” manâsına gelir. Başka günlere ve Ramazân bayramından önceki güne “Arefe” denmez. Müslümânlığın beş şartından birisi de, hâli-vakti yerinde olan zenginlerin hacca gitmeleridir. Haccın şartlarından biri ise; Arefe günü, Arafât’ın “Vâdî-yi Urene” denilen yerinden başka herhangi bir yerinde, öğle ve ikindi namazlarından sonra vakfeye durmaktır.

Bu ibâdet, bir gün önce olursa, hac kabûl olmaz. O bakımdan haccın kabûlü, Arefe gününün doğru olmasına bağlıdır. Arabî aylar gökteki hilâlin görülmesi ile başlar. Hilâlin görülmesi hesap ile anlaşılan gün veya bir sonraki gün olur. Hiçbir zaman bir önceki gün görülmez. Arefe, İslâm dîninin kıymet verdiği günlerdendir. Bu husûuslarda Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

“Arefe gününe hürmet ediniz! Çünkü Allahü teâlânın kıymet verdiği bir gündür.”

“Arefe gecesi ibâdet edenler, Cehennem’den âzâd olurlar.”

“Arefe günü ibâdet edenlerin iki senelik günâhları affolur. Biri geçmiş senenin, diğeri gelecek senenin günâhlarıdır.”

“Arefe günü, bin İhlâs sûresi okuyanın bütün günâhları affolur ve her duâsı kabul olur. (Hepsini besmele ile okumalıdır).”