BEDAVA TANIDIK - kainatingunesi.com

“Ebû Bekr-i Ebherî”, büyük bir velî idi.
“Büyük insan” olduğu, her hâlinden belliydi.

Her an güler yüzüyle, tanırdı Onu herkes.
Her hâli, insanlara olurdu ibret ve ders.

O bir gün buyurdu ki: (İhsan etti Rabbimiz.
“İslâm âlimleri”ni bedava tanıdık biz.

Hâlbuki bir müslümân, herhangi “Evliyâ”nın,
Olduğunu işitse bir ucunda dünyânın,

Bütün vârını satıp, yaparak yol parası,
Farzdır, ona gidip de, ilim ve feyz alması.)

Bir gün de buyurdu ki: (İnsan için felâket,
Refah seviyesinin artmasıdır be gâyet.

Zîrâ siz gördünüz mü, “Bu bana kâfi” diyen?
Bilâkis “Bu da olsun” denir mütemâdiyen.

Hâlbuki kavuşulan dünyâlık, para, altın,
Dîninden, biraz daha götürüyor bu halkın.

En sonunda “Azgınlık” başlıyor ki mâzallah,
Bunu beyân ediyor Kur’ânda bize Allah.

Bir âyette, meâlen şöyle zikretmektedir:
(Hiç ihtiyâçsız olmak, azgınlığa sebeptir.)

Gerçi bu büyükleri tanıyınca bir insan,
Çok varlıklı olması, getirmez ona ziyân.

Çünkü o, hocasından aldığı feyiz ile,
Kalbinde bulundurmaz, dünyâdan bir iz bile.

Lâkin tanımamışsa, âlim ve evliyâyı,
Onlar, çıkaramazlar kalplerinden dünyâyı.)

Bir gün de buyurdu ki: (Hep duâ ediyorum.
“Yâ Rabbî, Cehennemde bizi yakma” diyorum.

İnsan kurtulmadıkça azâbtan âhirette,
Nasıl hissedebilir kendini emniyette?

Ölüm, kabir ve mahşer, hesap, mîzân ve sırat,
Bunlar geçilmedikçe, olunur mu hiç râhat?

“Ölüm” dehşetli bir iş, o anda şuur kalkar.
O zaman “Allah” demek, kolay olmaz o kadar.

Diyelim ki kurtardı “Îmân”ını son anda,
Lâkin “Kabir sıkması” olacak mezârında.

Böcekler ve akrepler, yiyecek vücûdunu.
Eğer günâhkâr ise, mutlaka görür bunu.

Sonra bir “Mahşer” var ki, mümkün değil dayanmak.
Bir ayağın üstünde, bulunur binbir ayak.

Bir nice “Bin sene”ler o meydanda beklenir.
İnsanlar, izdihâmdan bîtab olur, tükenir.

Sonra “Mîzân” kurulup, ameller tartılıp hep.
Günâh ağır gelirse, ne olur hâli acep?

Nice insan vardır ki, mâliktir çok sevâba.
Lâkin hesap sonunda, dûçâr olur azâba.

Çünkü dünyâda iken, “Kul hakkı”na girmiştir.
Ne kadar ecri varsa, onlara verilmiştir.

Onların günâhı da yüklenir bu kişiye.
Sonra, “Müflis” olarak sürüklenir ateşe.)