Bir kadın casus Mata Hari - kainatingunesi.com

1876’da Hollanda’da orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Mata Hari’nin gerçek ismi Margaretha Zelle’dir. Ailesi tarafından rahibe okuluna gönderilen Mata Hari, belli bir süre burada okuduktan sonra bir İskoç kaptanla evlendi. Doğu Hint Adaları’na kocasıyla birlikte giden Margaretha Zelle, daha sonra ondan boşandı. Gizemli Doğu Hint danslarını kullanarak Mata Hari (Cava dilinde ‘Şafağın Gözü’ anlamına geliyordu) olarak anılmasına yol açan ünü elde etti… Fransızlar ona güvenmiyordu Pekçok hükümet yetkilisi Mata Hari’nin danslarını izliyor ve o da bu sayede önemli isimlerle yakınlık kuruyordu.

I. Dünya Savaşı sırasında Almanlar onu kadrolarına aldılar. Fransa karşı casusluk teşkilatı bir süre sonra onun Almanlar hesabına çalıştığını anladı. Fransızlar Mata Hari’ye iki taraflı çalışması teklifinde bulundular. Fakat o bunu kabul etmiş göründü, ancak Fransızlar ona güvenmiyordu. Bu yüzden Mata Hari’yi denemek için Belçika’ya altı Fransız ajanla irtibat kurması için gönderdiler. On beş gün içinde bu altı ajanın tamamı da Almanlar tarafından yakalandı ve kurşuna dizildi. Bu olay, altı ajanın hayatına mal olsa da hiçbir zaman Mata Hari’ye güvenilmeyeceğini göstermesi bakımından önemliydi…

Mata Hari, Almanlar tarafından da artık benimsenmediği için Fransa’ya dönmek zorunda kaldı. Fransızlar cephelerdeki yenilgilerini bu kadının üzerine attılar. Oysa onun daha sonra kendisini dünyanın en ünlü casuslarından biri haline getirecek kadar önemli biri olmadığı söyleniyordu. “Size teşekkür ederim!” Fransızlar iddialarında ısrar ettiler ve 1917 yılında Mata Hari, mahkeme heyetinin kuvvetli delil bulamamasına rağmen, idama mahkum edildi. Kararı dinleyen Mata Hari yanındakilere şöyle dedi: -Bu Fransızlar beni öldürmekle ne kazanacaklar; savaşı mı?!. Mata Hari, kurşuna dizilirken gözlerini bağlatmayarak, kendisinden beklenmeyen bir cesaret ve soğukkanlılık göstermiştir. İdam mangasının başındaki teğmene; “Size teşekkür ederim efendim” dedi. Bu onun son sözleriydi…

www.turkiyegazetesi.com.tr /  06.05.2006 / Vehbi Tülek