ÇALINAN KUZU - kainatingunesi.com
Türk hükümdarı Timur Hânın oğlu Şahruh; ilme ve âlimlere çok değer veren, dindar, halim selim biriydi. Âlimlerle oturup sohbet etmekten büyük bir zevk alırdı. Bu âlimlerden biri de, her zaman; “Allah haramdan kaçanı korur!” diyen, Nimetullah Efendi idi.
Şahruh bunun her zaman mümkün olamayacağını, insanın bazen bilmeden de harama el uzatabileceğini ileri sürerdi.
Şahruh birgün sarayında Nimetullah Efendiyi ağırlamak için bir ziyafet verdi. Baş yemek kuzu çevirmesiydi. Herkes gibi Nimetullah Efendi de iştahla yiyor, yedikçe de: “Allah haramdan kaçanı korur!” sözünü tekrarlayıp duruyordu.
Hükümdar ve adamları da bıyık altından gülüyorlardı. Nihayet yemek bitti. Şahruh, Nimetullah Efendiye sordu:
– Allah haramdan kaçanı her zaman ve her durumda korur mu hocam?
Nimetullah Efendi cevapladı:
– Evet korur, haramdan kaçana Allah haram nasip etmez.
– Ama hocam, bak seni korumadı. Sen de bizimle birlikte haram eti yedin.
– Hayır ben haram yemedim, haramı siz yediniz.
– Nasıl olur hocam? Sofrada yediğimiz kuzuyu benim adamlarım çalmıştı, hırsızlık malıydı o. Herkes haram yedi.
– Olabilir. Size haramdı ama bana helaldi.
– Hocam, çalınmış kuzu size helal, bize haram olur mu?
– Eğer inanmıyorsanız, kuzunun sahibini bulun ve sorun.
Kuzunun sahibi bulundu. Kuzunun sahibi yaşlı bir kadındı. Şahruh ve adamları kuzuyu çaldıklarını ve yediklerini itiraf ettiler ve parasını ödemek istediklerini söylediler. Kadın parayı almayı reddetti ve kendilerine şöyle dedi:
– Ben o kuzuyu parası için değil, bu havalide Nimetullah Efendi diye mübârek bir zat varmış, ona ikram etmek için yetiştiriyordum. Ona helal, gerisine haram olsun.
www.turktakvim.com / 13.05.2010