DİN KARDEŞİNİ TENKİT - kainatingunesi.com

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Eshab-ı kiramın hiçbiri, hiçbir sahabiyi kötülememiştir. Allahü teâlâ, Eshab-ı kiramı, diğer kıymetli vasıflarıyla değil, güzel ahlaklarıyla, birbirlerini sevmekle övüyor, (Onlar birbirlerini çok severler, birbirlerine çok merhametlidir, ama Allah düşmanlarına karşı çok çetin ve metin idiler) buyuruyor.

Bir talebe, hocasına gelip, arkadaşlarının kusurlarını anlatırken, o mübarek zat buyurur ki:
Sen arkadaşlarını böyle tenkit edersen, nifak yolundasın demektir. Kendini bu felaketten koru, tövbe et! Senin yaptığın bu tenkit, zamanla bizi hedef alır. Âhirette, bana bunu söylemedin demeyesin diye seni ikaz ediyorum.

Nifak, sıkıntılardan, yanlışlardan doğar. O tenkit sonunda nifaka, ondan sonra da o yoldan ayrılmaya, yol açar.

Büyükler, (Kendini Frenk kâfirinden, uyuz köpekten üstün gören, Allahü teâlâyı tanıyamaz) buyuruyor. Nerede kaldı ki iman eden, hele hele cihad eden, büyükleri tanıyan ve seven bir din kardeşine, birkaç kusurundan dolayı kin ve düşmanlık beslesin!

Bir mürşid-i kâmilin talebesine ne yapılsa, hocasına gider. Çünkü büyük zatlar,(Her talebemiz bizim evladımızdır) buyuruyor. Evlada yapılan babaya yapılmış gibidir. Onlar talebelerine evlatlarından daha çok düşkün olurlar.

Din kardeşini sevmeyen, hocasını da sevmemiş olur. Ehl-i sünnet âlimlerini veya Eshab-ı kiramı sevmeyen, Resulullah’ı sevemez, Resulullah’ı sevmeyen de Allahü teâlâyı sevemez.

www.turkiyegazetesi.com.tr / 10.09.2011 / M. Ali Demirbaş