Ziyneti Kocabıyık – Başarı hikâyelerinin hepsi “Başlamak bitirmenin yarısıdır” cümlesiyle başlar… Ama başlamak da hayal etmekten geçiyor. Hayalleriniz ne kadar büyük ve imkânsızsa, başarılarınız da o kadar büyük oluyor. Şimdi size 5 yaşında kurduğu hayalin peşinden giden genç yaşına rağmen bilim dünyasında parmak ısırtan başarılara imza atan bir Türk kızından söz edeceğim. Çalışmalarını Massachusetts Institute of Technology (MIT)’de kendine ait 5 milyon dolarlık laboratuvarda sürdüren 32 yaşındaki fizik mühendisi Dr. Canan Dağdeviren’den…

BÜYÜKBABASININ KALBİ İÇİN 
Dünyanın onu tanımasına vesile olan keşfi ise kısaca “Giyilebilir kalp pili” olarak tarif edilen ve kalp yetmezliği çeken binlerce hastanın derdine derman olacak bir alet… Böyle bir alet geliştirmeye, 5 yaşındayken, büyükbabasının kalp yetmezliğinden öldüğünü öğrendiğinde karar vermiş. 28 yıl boyunca da bu hayalini gerçekleştirebilmek için önüne çıkan engellere rağmen mücadele etmiş ve başarmış. Şimdi ise büyük babasının kalbinden yola çıkarak büyüttüğü hayal sayesinde dünyanın en önemli araştırma merkezlerinden birinde kurulan laboratuvarda, başta Alzheimer olmak üzere çeşitli beyin hastalıkları, mide hastalıkları ve kalp hastalıklarına çare arıyor.

BİR KİTAP HAYATIMI DEĞİŞTİRDi
Dr. Dağdeviren’in araştırmacı kişiliği çocukluğundan geliyor… “Kocaeli’de 3 çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu olarak yetiştim. İlk ve orta öğrenimimi Kocaeli’de tamamladım. Çocukken taşı alıp, parçalarına bölüp içindeki atomu bulmaya çalışıyormuşum. Tabii bulamadım ama bu durum ailemin benim bilime olan merakımı anlamasını sağladı. Babam küçükken 2 defa Nobel Ödülü kazanmış Madam Curie’nin hayatını anlatan kitabı hediye etmişti. Ondan etkileneceğimi düşünmüştü. Ancak ben Pierre Cruie’nin yaptıklarından etkilendim. Pierre Curie piezoelektrik adı verilen bir kavram keşfetmişti. Bu kavram benim daha sonraki çalışmalarımın da temel noktasını oluşturdu…”

Giyilebilir kalp pili insan için gün sayıyor

Dr. Canan Dağdeviren, keşfettiği giyilebilir kalp pilini şöyle anlattı: “Kalp yılda 40 milyon defa atıyor ve bir enerji oluşturuyor.  Biz bu enerjiyi ısı enerjisi olarak vücudumuzda kaybediyoruz. Hayalim kalbin üzerine yapıştırılabilecek bir alet yapıp, kalbin atış enerjisini elektrik enerjisine dönüştürmek ve bununla kalp pilini çalıştırmaktı. Dana kalbinde bunun çalıştığı gösterdik. İnsanda denemek için çalışmalarımız sürüyor…”

Kocaeli’den çıktı yola…
1999 depreminde okulu hasar gören Dağdeviren liseyi başka bir okulda bitirmek zorunda kalmış.
Dr. Canan Dağdeviren Adanalı bir anne ile Sivaslı babanın Kocaeli’de dünyaya gelen 3 çocuğundan en büyüğü… 2 erkek kardeşi olan Dağdeviren’in kendisinden 10 yaş küçük  kardeşi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde okuyor, diğeri ise bilgisayar mühendisi…  Kocaeli Anadolu Lisesi’nde okurken 1999 depremi yüzünden okulu hasar görünce, Adana Seyhan ÇEAŞ Anadolu Lisesi’ne misafir öğrenci olarak gönderilmiş.
Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliğini bitirdikten sonra hayalindeki laboratuvarı kurup, hedeflediği işleri yapmak için sadece fizik bilmenin yeterli olmadığını düşünmüş. Yapacağı işlerde doğru malzemeleri seçebilmek için Sabancı Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Programı’na başvurmuş. 2009 yılında da kendi alanında ilk defa verilmeye başlanan doktora bursunu ilk sırada kazanarak İllinois Üniversitesi’ne gitmiş.

BANA SADECE ANNEM İNANDI
Farklı disiplinleri buluşturan keşifleriyle daha 30 yaşına gelmeden medikal teknoloji alanında dünyada önemli bir isim olarak gösterilmeye başlanan Dr. Dağdeviren, “Üniversite’de fizik bölümünü seçtiğimde hocalarım ve çevrem bana ‘yapamazsın’, ‘bu alanda iş bulamazsın’ dediler. Bana sadece annem inandı… Annem benim ilk öğretmenim. Deneyerek tecrübe etmeyi, plan yapmayı, kitap okumayı, araştırmanın gücünü, takım çalışmasının faydalarını annemden öğrendim. Doktoramı tamamladıktan sonra 30 yaşına geldiğimde Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT)’den iş teklifi aldım. Bu yapamazsın diyenlere bir cevaptı…” diyor.

ÇILGIN PROJELER
Laboratuvarında yaptığı çalışmaları ‘aslında tuhaf ve çılgın projeler’ diye tarif eden Dağdeviren “Çünkü başlangıçta herkes bunların olmayacağını söylüyor. Ancak sonunda gerçekleşiyor. Çalışmalarımı yoğunlaştırdığım Piezo Elektrik’le yapılabilecek işler sınırsız. Siz bu malzemeleri kullanarak kalbinizin üzerine yapışabilen bir teyp yapabilirsiniz ya da yüzünüze yapıştırıp konuşmanızın daha net olmasını sağlayabilirsiniz. Mesela konuşamıyorsanız, ALS hastasıysanız bilgisayarla daha interaktif bir şekilde konuşmanızı sağlayabilir. Bu aletleri beyninize implante edebilir, Parkinson, Alzheimer gibi hastalıkların daha iyi çözümlenmesine yardımcı olmak için kullanabilirsiniz” diye anlatıyor.

GELECEK KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TEDAVİLERDE
Günümüz tıbbı herkese uyan pijamaya benziyor

Dr. Canan Dağdeviren bir fizik mühendisi ama keşifleri tıbbi alanda… İlinois Üniversitesi’nden tam burslu olarak Malzeme Bilimi ve Mühendisliği bölümündeki doktora eğitimi kazanan Dr. Dağdeviren burada, esnek ve katlanabilir, deri üstüne yapıştırılabilir veya giyilebilir elektronik aletler üzerine çalışmalar yapmış. Bugünün tıbbını bol pijamaya benzeten Dr. Dağdeviren  “Oysa bizim yapmak istediğimiz tıp, takım elbise tarzı, giyebileceğiniz, tam da üzerinize oturabilen bir tıp. Vücudunuzun her yerindeki bilgileri bir ara yüz vasıtasıyla size aktarabilen bir sistem yapmak istiyoruz. Bunu da alışılmışın dışındaki mühendislikle yapabiliriz” diyor. Dr. Dağdeviren, Massachusetts Institute of Technology (MIT)’de kendi adına kurulan 5 milyon dolarlık araştırma laboratuvarında, kalp dışında beyin ve mide ile ilgili çalışmalar da yapıyor. “Saç telinden 100 kat daha ince materyallerle çalışıyoruz” diyen Dr. Dağdeviren, çalışmalarını şöyle anlatıyor: “Kalbin kasılıp gevşemesi ile elektrik enerjisi üretiliyor. Yaptığımız batarya sayesinde kalbin kasılıp gevşemesi ile oluşturduğumuz elektrik gücünü kablosuz şekilde direkt kalbe tekrar gönderebiliyoruz. Günümüzdeki kalp pilleri her 7-10 yıl içinde değiştirilmek durumunda çünkü içindeki batarya bitiyor. Nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılabilecek bir başka çalışmamız ise beyinle ilgili. Beynin en ücra köşelerine kadar ulaşabilen iğne şeklinde bir alet yaptık. Şu an ağız ya da damar yoluyla aldığımız ilaçları bu platform sayesinde beynin istenilen noktasına gönderebiliyoruz. Böylece ilaçlar sadece o noktayı etkiliyor. Normalden 6 bin kat daha az ilaçla daha iyi etki sağlanabiliyor. Bu platform hayvanlar üzerinde deneniyor. Beyin üzerinde yaptığımız bir başka çalışma da farelerin beynine gönderdiğimiz bilgisayar komutlarıyla onların hareketlerini kontrol etmek. Bu da bazı psikiyatrik hastalıklarda hastanın modunu değiştirmek için kullanılabilir.”

Teknoloji devleri peşinden koşuyor
Dr. Canan Dağdeviren geçtiğimiz günlerde KalDer’in düzenlediği 26. Kalite Kongresi’nde kendi hikayesini anlatmak için Türkiye’ye geldi. “Dönüşüme Liderlik” ana temasını işleyen kongrede Kocaeli’de başlayıp, Harvard’a oradan da Massachusetts Institute of Technology (MIT)’e uzanan hikâyesini anlattı. İş dünyasının önde gelen liderleri onu ayakta alkışladı. Teknoloji firmalarının peşinde koştuğu Dr. Dağdeviren’le konferans sonrasında kısa bir görüşme yapma imkânı buldum.

GENÇ BİLİM İNSANLARI LİSTESİNE GİRDİ
Dr. Dağdeviren Forbes dergisinin ‘30 yaşından küçük 30 bilim insanı’ listesine, Harvard Üniversitesinin Genç Akademi Üyeliğine seçilen ilk Türk oldu. MIT Technology Review’un her yıl derlediği 35 Yaş Altı Kâşifler listesine girdi. Geçtiğimiz ay ABD’nin 42. Başkanı Bill Clinton, 2017 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Kazuyo Ishiguro, gibi isimlerin davetli olduğu Londra’daki Bilim Akademisi Zirvesi’ne, Türkiye’den seçilmiş ilk bilim insanı olarak katıldı.