ELLİDÖRT FARZ - kainatingunesi.com

ELLİDÖRT FARZ

Bir çocuk bâliğ olduğu zaman ve bir kâfir (Kelime-i tevhîd) söyleyince, yâni, (Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah) deyince ve bunun mânasını bilip inanınca (Müslüman) olur. Kâfirin günahlarının hepsi hemen affolur. Fakat, bunların her müslüman gibi, imkân bulunca, îmanın altı şartını, yâni Âmentüyü ezberlemeleri ve mânasını öğrenerek bunlara inanmaları ve (İslâmiyetin hepsini, yâni Muhammed aleyhisselâmın söylediği emirlerin ve yasakların hepsini Allahü teâlânın bildirmiş olduğuna inandım) demeleri lâzımdır. Daha sonra imkân buldukça, bütün huylardan ve karşılaştığı işlerden farz olanları, yâni emrolunanları ve haram olanları, yâni yasak edilmiş olanları öğrenmesi de farzdır. Bunları öğrenmenin ve herhangi bir farzı yapmanın ve herhangi bir haramdan sakınmanın farz olduğunu inkâr ederse, yâni inanmazsa, önem vermezse, îmanı gider. (Mürted) olur. Yâni bu öğrendiklerinden birini, meselâ kadınların örtünmelerini beğenmezse mürted olur. Mürted, (Lâ ilahe illallah) demekle ve islâmiyetin bazı emirlerini yapmakla, meselâ namaz kılmakla, oruç tutmakla, hacca gitmekle, hayrât ve hasenât yapmakla müslüman olmaz. Bu iyiliklerinin âhirette hiç faydasını görmez. İnkârından, yâni inanmadığı şeyden tevbe etmesi, pişman olması lâzımdır.

İslâm âlimleri, her müslümanın öğrenmesi, inanması ve tâbi olması lâzım olan farzlardan elli dört adedini seçmişlerdir.

Ellidört farz şunlardır:

1- Allahü teâlâyı bir bilip, Onu hiç unutmamak.

2- Helâlinden yimek ve içmek.

3- Abdest almak.

4- Her gün vakti gelince, beş vakit namaz kılmak.

5- Namaz kılacağı zaman hayzdan ve cünüblükten gusletmek.

6- Kişinin rızkına, Allahü teâlânın kefil olduğunu hak bilmek, inanmak.

7- Helâlinden pâk libâs giymek.

8- Hakka tevekkül ederek çalışmak.

9- Kanaat etmek.

10- Nîmetlerin mukâbilinde, Rabb-i teâlâya Şükretmek. Yâni onları emrolunan yerlerde kullanmak.

11- Cenâb-ı Bârî’den gelen kazaya râzı olmak.

12- Belâlara sabr etmek. Yâni isyân etmemek.

13- Günahlardan tevbe etmek.

14- İhlâs üzere ibâdet etmek.

15- İnsan ve cin şeytanlarını düşman bilmek.

16- Kur’an-ı azîm-üş-şânı huccet, senet tutmak. Onun hükmüne râzı olmak.

17- Ölümü hak bilmek ve ölüme hazırlanmak.

18- Allahü azîm-üş-şânın sevdiğini sevip, sevmediğinden kaçmak. [Buna Hubb-i fillâh ve buğd-ı fillâh denir.]

19- Babaya ve anaya iyilik etmek.

20- Mârufu emir ve münkeri nehy etmek.

21- Mahrem olan akrabâyı ziyâret etmek.

22- Emânete hıyânet etmemek.

23- Dâimâ, Allahü teâlâdan havf edip, [korkarak], haram işlemekten sakınmak.

24- Allahü azîm-üş-şâna ve Resûlüne itaat etmek. Yâni farzları yapıp, haramlardan sakınmak.

25- Günahtan kaçıp, ibâdet ile meşgûl olmak.

26- Ülül-emre, kanûnlara karşı gelmemek.

27- Âleme ibret nazarı ile bakmak.

28- Allahü teâlânın varlığını tefekkür etmek.

29- Dilini haram, fuhuş olan sözlerden korumak.

30- Kalbini mâ-sivâdan pâk etmek.

31- Hiç bir kimseyi, maskaralığa almamak.

32- Harama bakmamak.

33- Her hâlde sözüne sâdık olmak.

34- Kulağını fuhuş ve çalgı gibi münkerât dinlemekten korumak.

35- Farzları ve haramları öğrenmek.

36- Tartı, ölçü âletlerini, hak üzere kullanmak.

37- Allahü azîm-üş-şânın azâbından emîn olmayıp dâimâ korkmak.

38- Müslüman fakirlerine zekât vermek ve yardım etmek.

39- Allahü azîm-üş-şânın rahmetinden, Ümidini kesmemek.

40- Nefsinin hevâsına, yâni haram olan isteklerine tâbi olmamak.

41- Aç olanı Allah rızası için doyurmak.

42- Kifâyet miktârı rızık [yâni yiyecek, giyecek ve mesken] kazanmak için çalışmak.

43- Malının zekâtını, mahsûlün uşrunu vermek.

44- Âdetli ve lohusa hâlinde bulunan ehline yakın olmamak.

45- Kalbini günahlardan pâk etmek.

46- Kibrli olmaktan sakınmak.

47- Bâliğ olmamış yetîmin malını hıfz etmek.

48- Genç oğlanlara yakın olmamak.

49- Beş vakit namazı vaktinde kılıp, kazaya bırakmamak.

50- Zulmle, kimsenin malını almamak.

[Boşadığı kadına mehr parasını ödemek de kul hakkıdır. Ödemezse, dünyada cezâsı ve âhırette azâbı çok şiddetlidir. Kul haklarından en önemlisi ve azâbı en çok olanı, akrabâsına ve emri altında olanlara emr-i mâruf yapmamaktır. Bunlara din bilgisi öğretmeyi terk etmektir. Onların ve bütün müslümanların dinlerini öğrenmelerine ve ibâdetlerini yapmalarına, işkence ederek veya aldatarak mani olanın kâfir olduğu, islâm düşmanı olduğu anlaşılır. Bid’at sahiplerinin, mezhepsizlerin, sözleri ile, yazıları ile, Ehl-i sünnet îtikatını değiştirmeleri, dîni, îmanı bozmaları da böyledir.]

51- Allahü azîm-üş-şâna şirk koşmamak.

52- Zinâdan kaçınmak.

53- Şarapı ve alkollü içkileri içmemek.

54- Yok yere yemin etmemek.

[Şarap, ispirto ve alkollü içkilerin hepsi kaba necâsettir. Su ile toprak karıştırıldığı zaman, bu ikisinden biri temiz ise, meydana gelen çamurun temiz olacağı ve bu kavlin sahih olduğu ve fetvânın da böyle olduğu, (Bahr) kitabında ve (İbni Âbidîn)de yazılıdır. Bu fetvânın zayıf olduğunu bildiren âlimler de varsa da, haraç olduğu zaman, zayıf kavl ile amel olunacağı, (İbni Âbidîn)de ve (Hadîka)da yazılıdır. Buna göre, bir ihtiyacı karşılamak için hazırlanan kolonya, vernik ve ispirtolu ilâcların ve boyaların, alkol ile karıştırılan maddeleri temiz ise, karışımların da temiz olacakları anlaşılmaktadır. Şâfi’î mezhebinde de böyle olduğu (Ma’füvât) şerhınde yazılıdır. Temizlemelerinde haraç olunca, namaza mani olmazlar. Haraç olduğu için temiz kabûl edilen böyle sıvıların, zarûret olmadıkca, içilmeleri câiz değildir. Alkollü içkiler, hiçbir zaman temiz olmaz. Bulaştıkları herşey de necis olur. Zarûretsiz içilmeleri dâimâ haramdır.]