EYÂLET (Beylerbeyilik) - kainatingunesi.com

Osmanlı merkez teşkilâtının dışında, taşrada bulunan bölgelere verilen idarî ad. Osmanlılarda temel idâri birim sancaktır. Sancakların birleşmesinden eyâlet (vilâyet) vaya beylerbeyilik denilen büyük idarî birimler meydana gelmektedir. 1590 târihine kadar, teşkîlât tâbiri olarak beylerbeyilik kelimesi kullanılmış, bu târihten itibaren eyâlet tâbiri kullanılmaya başlamıştır.

Osmanlı hâkimiyeti altında bulunan topraklardan büyük bir kısmı doğrudan doğruya pâdişâhın otoritesi altında idi. Buralarda tımar denilen bir toprak sistemi uygulanıyordu. Devletin gelirleri, bir takım görevler karşılığı idarecilere ve sipahilere tahsis edilmekte idi. Ekserisi Anadolu ve Rumeli’de bulunan bu eyâletlere saliyânesiz yâni yıllıksız denilirdi.

Bunun yanında Osmanlılar Anadolu ve Rumeli eyâletlerinden daha bağımsız; Mısır, Bağdâd, Yemen, Basra, Lahsa, Habeş ve Garp ocakları denilen Cezâyir, Tunus, Trablusgarb gibi eyâletlerin şekillendiği toprakları idâri çatılan altında toplamakta idiler. Bunlara sâliyâneli yâni yıllıklıeyâletler denilmektedir. Buralarda Osmanlı beylerbeyi idaresi altında askerî, mâlî ve adlî sahalarda değişik bir tatbîkât vardı. Bölgenin beylerbeyi yâni vâlisi, eyâletin idâri ve askerî harcamalarını gerçekleştirdikten sonra sâliyâne yâni yıllık adı altında devlet merkezine muayyen bir mikdâr göndermekle yükümlü idi.

Bunlara benzer olarak Doğu Anadolu’nun bâzı bölgelerinde, idaresi kabile beylerine âid irsî sancaklar vardı. Hükümet denilen bu sancaklarda, bütün gelirler irsî kabîle beylerine âid bulunuyordu. Buna karşılık bu beyler, belirii bir oranda asker toplamak ve gerektiğinde devletin emrine göndermek durumunda idi. Bölgenin şehirlerinde birer kâdı ve yeniçeri garnizonu bulunması diğer eyâletlerle birlikte taşıdıkları ortak özelliklerdi. Bunlara aynı zamanda yurtluk ve ocaklık idaresi de denirdi, Buna benzer bir uygulamaya Adana bölgesinde rastlamak mümkündür. 1516’da Osmanlılar, Ramazanoğulları topraklarını ülkelerine kattıktan sonra, Adana ocaklık olarak yine Ramazanoğullarına verildi.

Bunlardan başka idâri ünitenin bir kanadını da, himaye altındaki devlete vergi veren hanlık ve voyvodalıkları ihtiva eden topraklarteşkil etmekte idi. Eflak, Boğdan voyvodalıkları, Kırım Hanlığı, Mekke şerifliği bunlar arasında bulunuyordu.

Eyâleti idare eden beylerbeyi, pâdişâhın otoritesini temsil eden en yüksek yönetici idi. Eyâletin her bir sancağına devlet merkezinden bir sancak beyi tâyin edilirdi. Paşa sancağı adı verilen eyâlet merkezine de eyâlet vâlisi gönderilirdi. Eyâlet vâlileri hem askerî hem de mülkî yöneticilerdi. Beylerbeyi, emri altındaki görevlilerle birlikte merkezdeki Dîvân-ı hümâyûn’un küçük bir benzeri olan beylerbeyi dîvânı ile eyâleti yönetmekte idi. Bu divânda bir tımar defterdârı, bir defter kethüdası, bir hazîne defterdârı bir beylerbeyi kethüdası bir tezkireci bulunurdu. Gerektiğinde şehrin kâdı ve müftîsi de dîvâna davet edilirdi. Beylerbeyi dîvânının başlıca meşguliyetlerini tımar mes’eleleri, sipahiler ile ilgili dâvalar ve reâyanın şikâyetleri teşkil ederdi. Osmanlı kânunlarının uygulanmasında kendisine büyük yetkiler tanınan paşa sancağının yöneticisi olarak beylerbeyinin her hangi bir sancak beyinden farkı yoktu. Sancak beyi de sancağının en büyük yöneticisidir. Beylerbeyi yalnız merkez sancağının idaresinden mes’ûl olduğu hâlde, seferlerde eyâlet sınırlarındaki bütün sancak beyleriyle tımarlı sipahileri emrine alarak orduya katılırdı.

İlk devirlerden itibaren Osmanlı pâdişâhları bir bölgeye iki idareci göndermişlerdi. Bunlardan biri icra (yürütme) kuvvetini yerine getiren bey(beylerbeyi, sancakbeyi), diğeri de kaza (yargı) kuvvetini temsil edenkâdıdır. Bey, kâdının hükmü ve karârı olmadan hiç kimseyi cezalandıramazdı. Osmanlılar eyâlet idaresinde bu kuvvetler ayırımını âdil bir idarenin esâsı saymışlardır.

Beylerbeyiler görevlerine tâyin edilirken kendilerine pâdişâh tarafından bölgesini Osmanlı kanunnâmelerine göre âdil olarak idare etmesi için bir berât verilirdi. Beylerbeyi, bölgesini bu umûmî Osmanlı kanunnâmelerine göre idare ederdi. Bölgesini ilgilendiren diğer hususlar için sancak kanunnâmelerinde yazılan konulara riâyet etmesi gerekirdi. Kâdıyı ilgilendiren konularda kâdı bağımsız olarak, mahkemede karar verirdi.

Sultan birinci Murâd (1360-1389) devrinde, Balkanlardaki fütûhatın devamı ve elde edilen toprakların idarî kontrolü için, lala Şahin Paşa Rumeli beylerbeyi tâyin edildi (1362). Birinci Murâd daha sonra oğlu Bâyezîd’i doğuda yeni fethedilen bölgelerin beylerbeyi olarak Kütahya’ya gönderdi ki; burası Osmanlıların ikinci beylerbeyliğinin (Anadolu) nüvesini oluşturdu (1393).

Sultan Yıldırım Bâyezîd, Kâdı Burhâneddîn’e âid memleketleri eline geçirince, Rûmiye-i sugrâ (Amasya, Tokat, Sivas) vilâyetini üçüncü bir beylerbeylik olarak teşkil etti (1413). On beşinci yüzyıl ortalarına kadar devam eden bu üç beylerbeylik, Osmanlı Devleti’nin temelini teşkil etti.

1468 yılında fethedilen Karaman, bir beylerbeylik hâline getirildi. Kânûnî Sultan Süleymân Han’ın saltanatı başlarında; Dulkadriye (Maraş), Haleb, Şam ve Mısır beylerbeylikleri kuruldu. Yine Kânûnî devrinde yapılan yeni fetihler netîcesinde Asya’da Bağdâd, Van, Erzurum, Şehrizor; Avrupa’da Budin ve Tameşvar gibi beylerbeylikler teşkil olundu. Nihayet, on yedinci yüzyıl başlarında, eyâletlerin sayısı 32’ye ulaştı. Bu düzen içinde pâdişâh hiç masrafa girmeden bir emirle kısa zamanda ordunun en büyük kısmını meydana getiren eyâlet askerlerini toplayabiliyordu.

On altıncı yüzyılın ikinci yarısına kadar kapıkulu ocakları ile (yeniçeriler ve diğerleri) birlikte devletin ordusunun en önemli kısmını eyâlet askerleri teşkil etmekte idi.

1528 tarihli arşiv belgelerine göre, 27 bin kapıkulu askerine karşılık eyâlet askeri olarak tımarlı sipâhî ordusu 90 bini bulmaktadır. 1610 târihlerinde kapıkulu ocakları 90 bin, tımarlı sipâhî ordusu ise 115 bin olarak hesaplanmaktadır. Bu târihte zâten tımarlı sipâhî ordusu önemini kaybetmeye başlamıştır.

Kânûnî Sultan Süleymân devrinde, Pargalı İbrâhim Paşa’nın sadrâzamlığı zamanında Osmanlı Devleti’nin her tarafındaki idarî bölgelerini yâni eyâlet ve liva (sancak) larını bunların idarecilerini ve ne kadar hasları olduğunu gösteren listeler bugün Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi’nde muhafaza edilmektedir. On altı ve on yedinci yüzyıla âid eyâlet teşkilâtına mahsûs bilgileri, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki sancak tevcîhât, rüûs ve tahvîl defterlerinde bulmak mümkündür.

On altıncı yüzyıla âid tapu-tahrir defterlerinde de; sancak, kaza, nahiye, köy, derecesine kadar eyâlet teşkilâtına âid gayet kıymetli bilgiler verilmektedir.

Aynî Ali Efendi, 1609 târihinde yazdığı risalesinde ve Koçi Bey, on yedinci yüzyılın ilk yarısında hazırladığı meşhur risalesinde eyâletlerin idare ve teşkîlâtını şöyle anlatmışlardır:

Rumeli Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Sofya ve Manastır. Sancaklar: Köstendil, Mora, İşkodra, Tırhala, Yanya, Ohri, Dukakin, Silistre, Niğbolu, Vidin, Avlonya, Elbasan, Delvine, Üsküp, Selanik, Vize, Kırkkilise (Kırklareli), Çirmen, Alacahisar, Prizren, Vuçitrin, Bender, Akkerman. Beylerbeylik hassı: 1.100.000 akçe. Sancakbeylerinin hasları: 200.000 ilâ 500.000 akçe. Zeamet mikdârı: 914. Tımar mikdârı: 8.360 akçe. Eyâletin yıllık hâsılı: 56. 857.000 akçe. Sipâhî ve cebeli yekünü: 30.300.

Bosna Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Saraybosna. Sancaklar: Hersek, Klis, İzvornik, Pojega (Pozega), Racna, Kerka, Rahviçe. Beylerbeylik hassı: 650.000 akçe. Sancak beylerinin hasları: 170.000 ilâ 640.000 akçe. Zeamet ve tımar mikdârı: 389. Eyâletin yıllık hâsılı: 12.200.000 akçe. Sipâhî ve cebeli yekünü: 3.000.

Tamışvar (Temeşvar) Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Temeşvar. Sancakları: Lipve (Lipova), Gyula (Göle), Morava, Yanova, Çanad. Beylerbeyilik hassı: 806.795 akçe. Sancakbeylerinin hasları: 190.000 ilâ 300.000 akçe. Eyâletin yıllık hâsılı: 8.507.336. Sipâhî ve cebeli yekünü: 2.000.

Budin Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Budin. Sancakları: Kanije, Peçuy (Pecs), Ustuni Belgrad, Estergon (Esztergon), Vesprem, Hatvan, Serem, Şimontorina (Simontornya), Seksar, Eğri, Ösek (Ösiyek), Seçen, Mohaç, Kaban, Solnuk (Szolnuk), Fülek (Filek), Sgotvar, Novigrad, Semendre, Beylerbeylik hassı: 880.000 akçe. Sancakbeyleri hasları: 210.000 ifâ 740.000 akçe. Sipâhî ve cebeli yekünü: 2.722.

Kıbrıs Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Lefkoşe. Sancakları: İçel, Tarsus, Alâiye, Sis, Girne, Baf, Magosa (son üç sancak sâliyâneli idi). Beylerbeylik hassı: 600.000 akçe. Sancakbeyleri hasları: 200.000 ilâ 240.000 akçe. Zeamet mikdârı 38. Tımar mikdârı: 1.627. Sipâhî ve cebeli yekünü: 2.238 (Aynî Ali risalesinde 4.500).

Cezâyir-i bahr-i sefîd eyâleti: Bu eyâlet Kapdânpaşalığa bağlıdır. Sancakları: Gelibolu, Ağrıboz, İnebahtı, Karlıeli, Midilli, Sığacık. Biga, Kocaeli, Rodos Mizistre, Sakız, Nakşe (Naksos), Mehdiye (son üç sancak sâliyâneli idi). Kapdânpaşa’nın hassı: 885.000. Sancak beylerinin hasları: 210.000 ilâ 440.000 akçe. Zeamet mikdârı: 126. Tımar mikdârı: 1.492. Sipâhî ve cebeli yekünü: 4.500 (sancak beyleri birer-ikişer gemi ile donanma hizmetinde olup, bu askerlerde deniz seferlerine katılırlardı).

Anadolu Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Kütahya. Sancakları: Saruhan (Manisa), Aydın, Hüdâvendigâr (Bursa), Kastamonu, Menteşe, Bolu, Ankara, Karahisarısâhib (Afyonkarahisar), Teke-ili, Çankırı, Hamid-ili, Sultanönü, Karesi (Balıkesir). Beylerbeylik hassı: 1.000.000 akçe. Sancak beylerinin hasları: 200.000 ilâ 600.000 akçe. Zeamet mikdârı: 195. Tımar mikdârı: 7.166. Sipâhî ve cebeli yekünü: 17.000. Eyâletin yıllık hâsılı: 33.832.000 akçe.

Karaman Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Konya. Sancakları: Niğde, Beyşehir, Kırşehir, Kayseri, Akşehir, Aksaray. Beylerbeylik hassı: 665.000 akçe. Sancakbeylerinin hasları: 190.000 ilâ 350.000 akçe. Zeamet mikdârı: 116. Tımar mikdârı: 1504. Sipâhî ve cebeli yekünü: 4600. Eyâletin yıllık hâsılı: 8.005.500 akçe.

Dulkadır Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Maraş. Sancakları: Malatya, Ayıntab (Anteb), Samsad (Sümeysad), Kars (Dulkadir Kars’ı). Beylerbeylik hassı: 628.450 akçe. Sancakbeylerinin hasları: 300.000 ilâ 500.000 akçe. Zeamet mikdârı: 29. Tımar mikdârı: 2. 140. Sipahi ve cebeli yekûnu: 2. 582 (Aynî Ali risalesinde 5.500).

Eyâlet-i Rum (Rûmiye-i sugrâ) Beylerbeyliği:Beylerbeylik merkezi Sivas. Sancakları: Amasya, Bozok, Divrik, Canik (Samsun), Çorum, Arabkir. Beylerbeylik hassı: 900.000 akçe. Sancakbeylerinin hasları: 200.000 ilâ 350.000 akçe. Zeamet mikdârı: 29. Tımar mikdârı: 3021. Sipâhî ve cebeli yekünü: 3.100 (Aynî Ali risalesinde 9.000).

Erzurum Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Erzurum. Sancakları: Şarkî Karahisar (Şebinkarahisar), Kiği, Hımış, Pasin-i ülyâ, İspir, Malazgirt, Tekman, Kuzucan, Tortum, Mıcıngert, Mamervan. Beylerbeylik hassı: 1.214.000 akçe. Sancakbeylerinin hasları: 100.000 ilâ 320.000 akçe. Zeamet mikdârı: 120. Tımar mikdârı: 5.159. Sipâhî ve cebeli yekünü: 3.055 (Aynî Ali risalesinde 7.800).

Kars Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Kars. Sancakları: Rancivan, Zaroşat (Arpaçay), Keçivan, Kağızman, (Şuregil ile beraber). Beylerbeylik hassı: 820.000 akçe. Sancakbeylerinin hasları: 200.000 ilâ 400.000 akçe. Sipâhî ve cebeli yekünü: 1.206.

Çıldır Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Çıldır. Sancakları: Oltu, Hartuş, Ardanuç, Ardahan, Bezrek, Haçrek, Postho, Mahcil, Acara, Pumpek, Pertekrek, Levane, Nısfı tevane, Şavşat (son dört sancak yurtluk ve ocaklıktır). Beylerbeylik hassı: 925.000 akçe. Sancakbeylerinin hasları: 200.000 ilâ 600.000 akçe. Zeamet mikdârı: 97. Tımar mikdârı: 559. Sipâhî ve cebeli yekünü: 1.380 (Aynî Ali risalesinde 1.800).

Trabzon Beylerbeyliği: Merkezi Trabzon. Sancakları: Batum. Haslarının mikdârı: 500.000 akçe. Zeamet mikdârı: 56. Tımar mikdârı: 498. Sipâhî ve cebeli yekünü: 1.750.

Diyarbekir Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Diyarbekir. Sancakları: Harput, Ergani, Siverek, Nusaybin, Hasankeyf (Hısn-ı keyfa), Siirt, Meyyâfârikîn, Akçakale. Sincar, Habur, Çemişgezek, Eğil, Genç, Pertek, Çapakçur, Çermik, Haküt, Cezîre (bu sancakların sekiz tanesi kürt beylerine yurtluk ve ocaklık verilmişti). Beylerbeylik hassı: 120.000 akçe. Sancakbeylerinin hasları: 100.000 ilâ 500.000 akçe. Zeamet mikdârı: 42. Tımar mikdârı: 688. Sipâhî ve cebeli yekünü: 2.992 (birer zâim hükmünde olan kürt beylerinin askeri ile birlikte eyâletin süvarisi 9.000 kişiyi bulurdu).

Urfa Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Urfa. Sancakları: Çamaş (Cemase), Habur, Deyri Ruhbe, Benî Rebia, Suruç, Ane. Beylerbeylik hassı: 680.000 akçe. Sancakbeylerinin hasları: 100.000 ilâ 280.000 akçe. Zeamet mikdârı 37. Tımar mikdârı 616. Sipahi ve cebeli yekûnu 1.600.

Van Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Van. Sancakları: Adi-kutür, Kale-i Bâyezîd, Berda, Ovacık. Beylerbeylik hassı: 1.032.000 akçe. Sancakbeylerinin hasları: 200.000 ilâ 450.000 akçe. Zeamet mikdârı: 199. Tımar mikdârı: 916. Sipâhî ve cebeli yekünü: 1.380.

Musul Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Musul. Sancakları: Bacvanlı. Tekrit, Eski Musul, Horn ve Bane. Beylerbeylik hassı: 680.000 akçe. Sancakbeylerinin hasları: 200.000 ilâ 280.000 akçe. Zeamet ve tımarı: 274. Sipâhî ve cebeli yekünü: Koçi Bey, zuama ve erbâb-ı tımarı 274 kılıç demekde, Aynî Ali ise bunu tımar ve zeamet sayısı olarak göstermektedir. Aynî Ali’nin ifâdesi esas alınırsa, sipâhî ve cebelinin üç-dört yüz civarında olması iktizâ eder.

Haleb Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Haleb. Sancakları: Adana, Ekrad-ı Kilis, Birecik, Maarra, Aziz Balisi, Mümbiç, Türkman Haleb, Azaz. Beylerbeylik hassı: 817.000 akçe. Sancakbeylerinin hasları: 200.000 ilâ 500.000 akçe. Zeamet mikdârı: 104. Tımar mikdârı 799. Sipâhî ve cebeli yekünü: 2.500.

Şam Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Şam. Sancakları: Kudüs-ü şerîf, Gazze, Safed, Sayda maa Beyrut, Nablus, Acelûn (Aclun), Lecun, Buka, Akkâ, Tedmür, Kerek maa Şüveyk. Beylerbeylik hassı: 1.000.000 akçe. Sancakbeylerinin hasları: 200.000 ilâ 360.000 akçe. Zeamet mikdârı: 128. Tımar mikdârı: 868. Sipâhî ve cebeli yekünü 2.600 (Koçi Bey 846 süvârî göstermektedir).

Trablusşam Beylerbeyliği: Beylerbeylik merkezi Trablusşam. Sancakları: Hama, Humus, Selîmiye, Cebeliye. Beylerbeylik hassı: 800.000 akçe. Sancakbeylerinin hasları: 210.000 ilâ 390.000 akçe. Zeamet mikdârı: 63. Tımar mikdârı: 571. Sipâhî ve cebeli yekünü: 1.263.

Bu vilâyetlerden başka Kırım’da Kefe, Rumeli’de Özi beylerbeyliklerinde de tımar ve zeamet arazisi vardı. Ancak birincinin saha bakımından pek küçük olması, diğerinin de yeni teşkil edilmiş bulunması bakımından her iki risalede de tafsilât mevcut değildir. Ayrıca Bağdâd beylerbeyliğinin on sekiz sancağının yedisinde tımar ve zeâmetden bahseden Koçi Bey bu sancakların hangileri olduğunu ayırd etmediği gibi, sipâhî mikdârına dâir de bir şey söylememiştir. Aynî Ali’nin meskût geçmesine mukabil Şehrezûr beylerbeyliğine bağlı sancakları sayan Koçi bey, bu vilâyet hakkında başka bir şey kaydetmemiştir. Esasen Şehrezûr beylerbeyliği arazisinin durumu ve Koçi Bey’in tımar ve zeametinden bahsetmeyişi gözönüne alınırsa, burada yurtluk ve ocaklık topraklarının ekseriyeti teşkil etmesi muhtemeldir. Bütün bu sayılan vilâyetler dışında kalan beylerbeylikler sâliyâne olduğu cihetle tımar sisteminin de dışında kalmaktadır. Osmanlı devletinin en geniş olduğu dönemlerde eyâletler ve merkezleri şunlardır:

Anadolu (Ankara ve Kütahya), Rumeli (Edirne sonra Sofya ve Manastır), Rum (Amasya ve Sivas), Bosna (Saraybosna), Karaman (Konya), Dulkadir (Ma’raş), Şam (Dımaşk), Mısır (Kahire), Trablusşam (Tripoli), Yemen (Zabîd, San’a), Cezâir-i Bahr-i Sefîd (Gelibolu), Cezâir-Garb (Cezâyir), Lahsâ (Katîf), Trablusgarb (Tripoli-Libya), Habeş (Suakin ve Cidde), Kıbrıs (Lefkoşe), Trabzon, Kefe, Halep, Kars, Bağdâd, Van, Tunus, Basra Budin, Temeşvar, Çıldır, Erzurum, Şehrizar, Diyarbekir, Musul.

Osmanlılarda eyâlet vâlileri ve sancakbeyleri, bölgelerinde kanunnâmelerde belirtildiği şekilde, geniş selâhiyetlere sâhib idiler. Savaş sırasında eyâlet askerleri ile sefere giderler, sulh zamanlarında bölgenin düzen içinde idaresini gerçekleştirirlerdi.

On altıncı yüzyılda Anadolu’da şehzâdelerin devlet idaresini öğrenmeleri, halkla temas etmeleri ve memleketi tanımaları için şehzâde sancakları vardı. Manisa, Kütahya, Konya, Kastamonu, Amasya, Trabzon, Antalya şehirleri şehzâde sancağı idi.

Eyâletlerde temel değişiklik tımar sisteminin bozulmasıyla başladı. 1826’dan sonra eyâletler, geniş askerî ve mâlî yetkileri bulunan müşirlerin idâresine verilerek, müşîriyet olarak düzenlendi. Tanzîmât’tan sonra eyâletlerin mâlî işleri yalnızca mütesellimlerin selâhiyetine verildi. Daha sonra eyâletlerin idaresinde önemli değişiklikler yapıldı, eyâlet meclisleri kuruldu ve eyâletlerin sınırları küçültüldü. 1867’de eyâlet teşkilâtı kaldırılarak yerine vilâyet teşkilâtı kuruldu.

 1) Tableau general de l’empire Ottoman; cild-7, sh. 277

 2) Osmanlı Târihi; cild-4. kısım-2, sh. 247

 3) Tâc-üt-tevârîh; cild-1, sh. 69

 4) Tevârîh-i Âl-i Osman (Oruç Bey); sh. 20, 92

 5) Kânûnnâme-i Âl-i Osman; (TOEM Zeyli 1330); sh. 13

 6) Kânûn-ı Mîr-i Mîrân (Millî Tetebbûlar Mecmûası, İstanbul-1331); cild-1, sh. 527

 7) Amasya Târihi (H. Hüsâmeddîn, İstanbul-1927); cild-3, sh. 157

 8) The Government of the Otlaman Empire in the time of Suleiman the Magnificent (H. H. lybyer, Camridge-1913); sh. 255

 9) Risâle-i Koçi Bey (İstanbul-1939); sh. 99

10) Aynî Ali Efendi; sh. 61, 81

11) Târih-i Lütfî; cild-5. sh. 107

12) Mufassal Osmanlı Târihi; cild-3, sh. 1528

13) Osmanlı Târih Deyimleri; cild-1, sh. 517

14) Rehber Ansiklopedisi cild-5, sh. 251

15) Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi, No: D. 8303, D. 10057

16) The Ottoman Empire, The Classıcal Age 1300-1600.(Halil inalcık); sh. 104