"FİRAVUNU HELAK EDECEĞİM ANCAK..." - kainatingunesi.com

Firavun, çok cömert davranıyordu. Her gün 4.000 koyun, 400 sığır, 200 deve kestirir halk ve ordu bu sofrada her gün yemek yerdi. Cenâb-ı Hak Firavun’a 400 yıl ömür verdi…

Cömertlik ve yemek vermek; yedirmek en kıymetli hasletlerdendir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

“En kıymetli amel, bir mümini ‘yemek yedirmek veya başka bir ihtiyacını görmek suretiyle’ sevindirmektir.”

Hükümdar, devleti idare edenler ellerinden geldiği kadar bol yemek yedirmelidirler. Peygamber Efendimiz “Allah’ın kullarına bol yemek yedirmek, saltanat ve idarenin ömrünü uzatır” ve “En iyiniz, yemek yedireninizdir” buyuruyor.

İnsan, ihsanın kulcağızıdır. Firavun, müsrif olmasına rağmen cömert de davranıyordu. Her gün 4.000 koyun, 400 sığır, 200 deve kestirir, bu oranda helva, tatlı, salata hazırlatır, bütün Mısır halkı ve ordu bu sofrada her gün yemek yerdi. Firavun, böyle sofra sayesinde 400 yıl yaşadı. Hazret-i Musa “Ya Rabbi, Firavun’u helak et” diye dua edince Hak teâlâ, Hazret-i Musa’ya buyurdu ki:

“Suda helak edip onun bütün malını senin kavminin ve askerinin rızkı yapacağım.”

Hazret-i Musa, Allahü teâlânın vaadinin gerçekleşmesini beklemeye başladı… Fakat aradan birkaç yıl geçmesine rağmen, Firavun hep ayakta duruyor, o sapıklıkla zaman geçiriyordu. Hazret-i Musa, 40 gün oruç tuttuktan sonra Tur-i Sina’ya gitti; Hak teâlâya şöyle yalvardı:

“Ya Rabbi, Firavun ilahlık davasını bırakmıyor; onu ne zaman helak edeceksin?”

“Ya Musa, senin için onu hemen helak etmem gerekiyor. Bir milyon insan için, helak etmemem gerekiyor. Herkes her gün onun nimetini yiyor. İzzet ve celâlim üzerine yemin ederim ki, benim kullarıma ekmeği ve nimeti bol olduğu müddetçe, ben onu helak etmem.”

“Ya Rabbi, vaadin ne zaman tahakkuk edecektir?”

“Ya Musa, Firavun yemek ve nimeti halktan çektikçe, yemek vermeyi kıstıkça, ben de ömrünü azaltırım. Böylece çöküşü hızlanır.”

Firavun, veziri Haman’a dedi ki:

-Musa, İsrailoğullarını kendi etrafında topladı, bizi rahatsız ediyor. Onunla işimizin nereye varacağını bilmem. Şimdi, hazineyi ve zahire depolarını dolu tutmamız gerekiyor; çünkü, hiçbir vakit hazırlıksız olmayalım. Bu sebeple, mutfak tahsisatını ve sofrayı her gün azaltmak gerekir ki, rahat olalım. O malın yarısını zahire temini maksadıyla bir tarafa koymak, yarısını azaltmak gerekiyor.

Bunları öğrenen Hazret-i Musa, böylece Allahü teâlânın vaadinin gerçekleşmesinin yakın olduğunu anladı. Çünkü aşırı tasarruf, mülkün çökmesine alamettir. Firavun suda boğulduğu gün, mutfağında iki cılız koyun kesilmişti…

Cenâb-ı Hak, ilahlık davası güden Firavun’a bile cömert davrandığından dolayı uzun bir ömür vermiştir. Bizim devlet adamlarımız ise hem imanlı hem cömertler. Garip gurebadan ve ülkemize sığınan milyonlarca mülteciden çok dua almaktalar…

www.turkiyegazetesi.com.tr  / 07.01.2017 / Ahmet Demirbaş