BAZI SÖZLERİ
Ne mutlu Allahın dinini yayanlara. Bugün kitap ile ilm ile yaymak zamanıdır.
- Allah’ın dinini, Allah’ın kullarının ayaklarına kadar götürmek, çok büyük zevktir.
- Allahü teala bir kulunu severse, ona iki şey verir. Birincisi, sevdiği bir kulunu ona tanıştırır. Eshab-ı kirama Peygamber Efendimizi tanıttığı gibi. İkincisi, hayırlı bir iş verir. En hayırlı iş, Peygamber Efendimizin yaptığı iştir.
- Allahü tealanın sevdiklerini sevmek, dünya muhabbetini kalpten çıkarır.
- Allahü tealaya yaklaşmak demek, O’nun sevgisini kazanmak demektir.
- Allah adamlarının, evliyanın isimlerinin anıldığı yerlere rahmet-i İlahiye gelir.
- Cenab-ı Hak hakîmdir, her yaptığında hikmet vardır.
- Dostla münakaşa dostluğu azaltır, düşmanla münakaşa düşmanlığı arttırır.
- Evliyanın ruhlarından, hayatta iken feyz alındığı gibi, vefatlarından sonra da feyz alınır…Hatta daha çok feyz verirler. Yeter ki sevgi-muhabbet olsun, Ehl-i Sünnet itikadı olsun, haram işlememek olsun, bir de namazları kılmak oldu mu, feyz kesilmez, artar.
- Evliyanın sevgisi kalbe girerse, dünya muhabbeti o kalpten çıkar.
- İman ni’metinin şükrünü ifa etmek için, hubb-i fillah ile şereflenmek lazım.
- Birbirimizin kalbini kırmaktan titreyelim.
- Kalbi hasta olmayan insanda bir alamet vardır, o alamet hubb-i fillah, buğd-ı fillahtır.
- Kalbin gıdası marifettir. Görmek şart değil, sevmek şarttır.
- Kalbleri temizlemenin ilacı, Allah’ın dostlarının kelamıdır. Onların yazılarını okuyunca kalbler temizlenir.
- Müslümanın kalbinde bir iman nuru vardır ki, her şeyden ve bütün nurlardan daha parlaktır. Müslümanlar bir araya gelince birbirlerinden istifade ederler.
- Kalblerindeki bu nur birbirine geçer.
- Her şeyin yenisi makbuldür, iki şeyin eskisi makbuldür. Biri muhabbet, diğeri ahbabdır.
- Rahmet karşılıksızdır, azap ise isyanın karşılığıdır.
- Alimlerin zineti, bilmiyorum demektir. Cahiller, atar atar söyler. Alim, her kelimeden korkar, vesika bulmadan söyleyemez.
- Evliyayı seven kazanır, işin aslı muhabbettir.
- Mahlûkatın yaratılmasına sebep olan muhabbet sıfatıdır.
- Duanın kabul olması için ağızı da, mideye de dikkat etmek, vesile ile dua etmek lazımdır.
- Dünyada kim kimi severse, ahirette sevdiğinin yanında haşr olunacaktır.
- İnsan dinini kimden öğrenirse, onu çok sever.
- Kalbden kalbe yol vardır. İş o yolu ele geçirmektir. O yolu ele geçiren beraberdir. Gece de beraberdir, gündüz de beraberdir. Neş’eli zamanda da, sıkıntılı zamanda da, dünyada da, kabirde de, ahiretde de beraberdir.
- Sevince beraberlik böyle olur.
- Evliyanın ruhlarından istifade edebilmek için bazı şartlar vardır. Birincisi; tanımak, bilmek. İkincisi; inanmak. Üçüncüsü; sevmek. Sevmek lafla olmaz, yolunda gitmekle olur.
- Se’adetlerin başı bir büyük tanımaktır. Allahü tealanın sevdiği kullarını sevince onlardan feyz alınır, istifade edilir. Onlardan feyz alındığının alameti, dünyayı sevmemektir.
- Allah’ın dinini, Allah’ın kullarına öğretmeğe giderken basılan yere, melekler kanatlarını serer.
- Mü’minin alameti güler yüzdür. Münafığın alameti çatık kaşlı olmaktır.
- Allahü teala ihsan ettiği ni’meti göstermemizi sever.
- Birkaç müslümanın Allah için toplanıp sohbet ettiği yere gökteki melekler imrenir. Ya hizmet ettiği yere; bütün mahlûkat imrenir.
- Bir topluluk içinde, Allahü teala, en çok hizmet edeni sever.
- Allahü teala, mü’minlere hizmet edeni sever, dünyalarına hizmet etmek kıymetli ama, ahiretlerine hizmet etmek daha kıymetlidir.
- Malayani ile uğraşana selam bile verilmez, boş durmakta malayani demektir.
- Huzur-u ilahide toplanmak çok büyük ni’mettir. Huzur-u ilahi namazdır.
- Kul hakkı, İslam ahlakının temelidir.
- Muhammed aleyhisselamın dinine uyan, dünyayı ve haramları sevmez olur.
- Kalbinde haram işlemek arzusu kalmayınca, kalbine Allah sevgisi dolar. İçindeki su boşalan şişeye, hemen havanın dolması gibi olur. Böyle bir kalbde bilmediğimiz his uzuvları hâsıl olur.
- Bir saat ilim öğrenmek, bütün geceyi ibadetle geçirmek gibidir.
- Kitap okurken, kendimiz okuyormuş şeklinde değil de, o büyükler anlatıyormuş gibi dinlersek istifade çok olur.
- Hayat hayaldir, hayal ile oyalanmamalıdır. Müslümanların ilim öğrenmesi lazımdır.
- İhlas elde etmek, Allahü tealanın dostlarından feyz almakla olur.
- Müslümanların kalblerine sürur vermek Müslümanları sevindirmek en kıymetli ibadetlerdendir.
- Nefsine uyan haram işler, haram işleyen alışır, alışınca zevk alır, ehemmiyet vermez olur. Harama ehemmiyet vermeyince imanını kaybeder.
- Dünyada ve ahiretde, felaketten kurtulmanın çaresi, kurtulanlarla beraber olmaktır. Allahu tealanın sevgili kullarını tanımak lazımdır.
- Sevap kazanmak çok mühim. Kazanılan sevapları kaybetmemek ondan daha mühim.
- Yol levhası olmak büyük şereftir.
- Bir insanın ayakları ne kadar yere basarsa, o kadar rahat eder. ne kadar havada uçarsa, o kadar ceza çeker.
- Bir kişi daha yanmaktan kurtulsun diye uğraşmalıyız.
- Bir Müslüman vaktini en iyi şekilde değerlendirmelidir.
- Dünyada iken, Allahü tealanın dinine hizmet edenler, Allahü tealanın kullarının müşküllerini halledenler, mahşerde, tahtlar üzerinde, kürsülerde, gölgelerde oturacaklar. Allahü teala onlarla konuşacaktır. Onlar için ne hesap var, ne azap vardır.
- En zor iş islamiyete hizmet etmektir. Çünkü, Allahü Teala en zor işi, en güvendiğine, en sevdiğine vermiştir. Peygamberlere ve varislerine vermiştir.
- Herkes elindeki taşı, gücüne göre fırlatır. Taşı atma gücü imana ve ihlasa bağlıdır.
- İhlâssız amel, kalp para gibidir.
- İman, Allahü tealanın kullarına ihsan ettiği hususi nimettir.
- İnsan rabbini tanıdığı kadar insandır.
- Mü’min gıda gibi olmalıdır. Her zaman ihtiyaç duyulmalıdır.
- Öyle yaşayın ki, sizin yüzünüzden hiç kimse cehenneme gitmesin, çünkü sizi de götürür.
- Dünya sevgisini kalbden çıkarmak, ancak ve yalnız, kalbden dünya sevgisini çıkaran büyük zatları sevmek ve onlara tabi olmakla mümkündür.
- İnsan, maddi gıdasını temiz aldığı gibi, manevi gıdasını da temiz almak zorundadır.
- Herkes, evine geleni şanına layık şekilde ağırlar. Allahü teala da mescidlere gelenleri kendi şanına layık şekilde ağırlar.
- Hiç kimse elbisesinden, etiketinden dolayı mükemmel insan olamaz. İnsanın şerefi ilim ve edep sahibi olmasındandır.
- Paranın yeri kalb değil ceptir. Eğer paranın yeri kalb olursa, sarayın ortasına çöp dökmek gibi olur,… Kalbi Allahü teala kendisi için yaratmıştır.
- İnsanlar dünyaya döndükçe sıkıntıdan kurtulamaz, çünkü dünya sıkıntı kaynağıdır. Bu sıkıntıdan kurtulmak için mutlaka ahirete dönmek, ışığa dönmek lazımdır. Eğer insan ışığa dönerse, gölgesi arkada kalır ve peşinden gelir. Işığa arkasını çevirirse, karanlığa dönmüş olur, hiçbir zaman gölgesine yetişemez.
- Yönünü dünyaya dönen; insanlarla çarpışır, ahirete dönen; insanlar onun gibi olmak için yarışır.
- Allahü Tealanın aziz ettiğini kimse zelil edemez, Allahü tealanın zelil ettiğini kimse aziz edemez.
- En kıymetli ilim haddini bilmektir. Bütün kavgalar dünyayı paylaşmağa çalışmaktan ve haddini bilmemekten meydana gelmektedir. İnsan cömert olursa herkes onu sever ve onunla kimse kavga etmez. Hasis insanlar etrafına bir şey vermeyip, dünyayı hep kendilerine almağa uğraştıklarından huzursuzdurlar, sevimsizdirler ve insanlar onlarla devamlı mücadele ederler.
- İnsan doğduğu zaman bir beyaz beze sararlar, buna kundak bezi derler. Bunda cep yoktur. İnsan vefat ettiği zaman yine beyaz bir beze sararlar, buna da kefen bezi derler, onunda cebi yoktur. O halde insanın ömrü kundak beziyle, kefen bezi arasıdır.
- Bazı insanlar var ki; kabre girdiği andan itibaren unutuluyor. Ama bazı insanlar var ki; Bin yıldan beri anılıyor. Hatta kitaplara adı geçiyor. Çünkü onlar insanlara çok özveride bulunduğu için, onlar insanlara çok merhametli ve şefkatli davrandığı için birden bire ölmüyorlar, unutulmuyorlar.
- Hata ve kusuru başkalarında arayanlar, sevimsizleşir. Etraflarında insan kalmaz ve noksanlarını bırakıp, başkalarının kabahatleri ile meşgul olduğu sürece, bir insan noksandır, olgunlaşması mümkün değildir.
- Nereye giderseniz gidin, sevgi dairesinden dışarı çıkamazsınız. İnsanların rengi değişir, ama sevginin rengi değişmez. Sevgisiz dünya yapma çiçeğe benzer. Ne kadar mutlu eder ki insanı, gerçeğinin yanında.