Hazreti Havvâ'nın yaratılması - kainatingunesi.com

Hazreti Havvâ’nın yaratılması: Âdem aleyhisselâm Cennet’e girince, Cennet yemeklerine ve meyvelerine rağbet etti. Cennet bağlarını, bahçelerini ve Cennet köşklerini dolaşmaya başladı. Canı her ne isterse hemen hazır olurdu. Lâkin yaratılışı îcâbı olarak, kendi cinsinden arkadaş bulup onunla yakınlık kurmak istedi. Bu düşüncede iken uyuyuverdi. O esnâda Allahü teâlâ Âdem aleyhisselâmın sol kaburga kemiğinden hazret-i Havvâ’yı yarattı. Âdem aleyhisselâm uykudan uyanınca baş ucunda ayakta duran bir kadın gördü ve ona; “Sen kimsin? Niçin yaratıldın?” dedi. O da; “Ben sana zevce olarak yaratıldım” diye cevap verdi.

Hz. Havvâ vâlidemizin yaratılmasından Âdem aleyhisselâmın hiç haberi olmadı. Hazret-i Havvâ, Âdem aleyhisselâm sûretinde, onun boyunda, onun şeklinde ve renginde idi.

Buhârî ve Müslim’in, Ebû Hüreyre’den rivâyet ettikleri bir hadîs-i şerîfde; “Kadınlar ile iyi geçinmenizi tavsiye ederim. Çünkü onlar (kadınlar) Âdem’in kaburga kemiğinden yaratıldı”  buyuruldu.

Allahü teâlâ, Hz. Havvâ’yı yarattıktan sonra Âdem aleyhisselâm ile nikâh etti. Rivâyete göre melekler; “Ey Âdem (aleyhisselam) mihrini ver” dediler. “Mihri nedir?” deyince; “Onun mihri üç defâ veya yirmi defâ Muhammed aleyhisselâma salât okumandır” dediler. Bu, mihir için verilen bir mal değildi. Bundan maksad her şeyin yaratılmasına sebep olan Muhammed aleyhisselâmın üstünlüğünü bildirmek için idi. Çünkü, herşey O’nun yüzü suyu hürmetine yaratıldı.

Kur’an-ı kerimde şöyle buyuruldu: “Ey insanlar, sizleri bir tek şahıstan (Hz. Âdem’den ) yaratan, o şahıstan da zevcesini (Hz. Havvâ’yı)  vücûda getiren, ikisinden de birçok erkeklerle kadınlar hâlkeden Rabbiniz’den korkun ve günâh işlemekten sakının.” (Nisâ sûresi:1)

Allahü teâlâ Âdem aleyhisselâma Hz. Havvâ ile birlikte Cennet’te yerleşmelerini ve Cennet’in meyveleinden diledikleri kadar yemelerini bildirdi. Fakat Cennet’te bir ağaç için, bu ağaca yaklaşmayın, bundan yemeyin buyurdu. Onu yasakladı ve bundan yerseniz zahmete düşer bedbaht olursunuz, buyurdu. Âdem aleyhisselâm Hz. Havvâ ile Cennet’te iken şeytan onlara düşmanlık besleyip, aldatmak ve öç almak için, harekete geçti. Bu hususlarda Kur’an-ı kerimde meâlen şöyle buyurulmaktadır.

“Ve biz demiştik ki, ey Âdem sen zevcenle Cennet’te kal. Onun (Cennet’în)  nîmetlerinden ikiniz de bol bol yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa (nefslerine) zulmedenlerden olursunuz.” (Bekara sûresi: 35)

“Ey Âdem! Sen zevcenle birlikte Cennet’te kal, ikiniz de dilediğiniz nîmetlerden bol bol yiyiniz. Ancak şu ağaca yaklaşmayın sonra zâlimlerden olursunuz.” (A’râf sûresi: 17)

“Bir vakit meleklere Âdem’e hürmet için secde edin demiştik de hepsi secde ettiler; İblis müstesnâ, o imtinâ etmişti. Biz de Âdem’e şöyle demiştik: “Muhakkak bu (İblis ),  sana ve zevcene düşmandır. Sakın sizi Cennet’ten çıkarmasın, sonra zahmet çekersiniz. Çünkü senin acıkmaman ve çıplak kalmaman (ancak) Cennet’tedir. Ve sen orada susamazsın, güneşte yanmazsın.” (Tâhâ sûresi: 116-119)

Şeytan Âdem aleyhisselâma karşı secde etmeyip kibirlenmesi sebebiyle gadab-ı ilâhiyeye uğradığı için, Âdem aleyhisselâma ve Hz. Havvâ’ya düşmanlık besleyip, onları içinde bulundukları nîmetten mahrûm etmek istiyordu. Bunun için hîle düşünüyor, onları yanıltma yolları arıyordu. Onlara kendilerine yasak edilen ağacın meyvesinden yedirmeyi ve böylece Cennet’ten çıkarılmalarını istiyordu. Bu iş için onları Cennet’in dışından gözetleyerek fırsat kolluyordu. Bir defâsında Âdem aleyhisselâm ile Hz. Havvâ, Cennet’in kapısını yakınında dolaşrken, şeytan onların dikkatini çekti. Sonra da onlarla konuşmaya başladı. Bir rivâyete göre de önce, dikkatlerini çekmek için karşılarında ağlayıp sızlayarak feryâdını duyurdu. Böylece Âdem aleyhisselâm ile Hz. Havvâ’nın dikkatini çekmişti. Neden böyle feryâd ediyorsun dediklerinde, ben sizin öleceğinize ve bu sebepten de içinde bulunduğunuz nîmetlerden ayılacağınıza ağlamaktayım diye cevap verdi. Sonra sözüne devâm edip; “Size ebedîlik ağacına delâlet edyim mi? Eğer o ağaçtan yerseniz iki melek olursunuz ve Cennet’te devâmlı kalırsınız, sona ermeyen bir devlete kavuşursunuz” dedi. “Ayrıca ben muhakkak sizin iyiliğinizi istiyorum” diyerek yemîn etti. Şeytanın bu sözleri ve yemîni üzerine Hz. Havvâ ile Âdem aleyhisselâm onun kendilerine düşman olduğunu unuttular. Önce Hz. Havvâ, sonra da onun teşviki ile unutarak Âdem aleyhisselâm, kendilerine yasak edilen ağacın meyvesinden tattılar. Bu ağacın hangi ağaç olduğu husûsunda farklı rivâyetler yapılmıştır. İslâm âlimlerinden bir kısmı buğday olduğunu söylemişlerdir.

“ Âdem aleyhisselâmın bu yasak edilen ağaçtan yemesi zelle idi. Kur’ân-ı kerimde bu husûsta şöyle buyuruldu: “Doğrusu bundan önce Âdem’e (bu ağaçtan yeme diye ) emrettikte unuttu. Biz onda bir sabır sebat bulmadık.” (Tâhâ sûresi:115)

“Bunun üzerine ikisi de o ağaçtan yediler. Hemen sev’eteynleri kendilerine açılıverdi ve üzerlerine Cennet yaprağından örtüp yamamaya başladılar…” (Tâhâ sûresi:121)

“Ağacın meyvesini tattıkları zaman sev’eteynleri kendilerine açılıverdi. Onlar da hemen Cennet yapraklarından üst üste koymakla örtünmeye başladılar. Rableri onlara şöyle nidâ etti. Ben ikinize de bu ağacı yasak etmedim mi, şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?”(A’râf sûresi: 22)

Âdem aleyhisselâm ve Hz. Havvâ ağacın meyvesinden alıp henüz tattıkları anda avret mahâlleri açılıverdi. Utançlarından hemen Cennet’teki ağaçların yapraklarından alıp üst üste koyarak örtündüler.

İbn-i Abbâs ve Katâde hazretleri şöyle demişlerdir: “Allahü teâlâ Âdem aleyhisselâma; “Sana Cennet’te pek çok şeyi mübah ettiğim hâlde niçin yasak ettiğim ağacın meyvesinden yedin?” buyurunca, Âdem aleyhisselâm şeytanın yemin ettiğini söyleyip; “Yâ Rabbî! Ben bir kimsenin senin adına yalan yere yemin edeceğini zannetmiyordum!” dedi. Yine Sa’îd bin Cübeyr, İbn-i Abbâs’dan şöyle nakletmiştir: Allahü teâlâ Âdem aleyhisselâma; “Seni yasak ettiğim ağacın meyvesinden yemeye teşvik eden sebep nedir?” buyurunca; “Yâ Rabbi! Bu işe beni Havvâ teşvik etti” dedi.”

Übey bin Ka’b’dan şöyle rivâyet edilmiştir: Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Allahü teâlâ Âdem aleyhisselâmı uzun boylu, uzun dallı, bir hurma gibi ve başında çok saç bulunan bir kişi olarak yarattı. Cennet’te kendisine yasak edilen ağaçtan tadınca üzerinden elbisesi düştü ve önce avret mahâlli açıldı. Avret mahâllinin açıldığını görünce Cennet’te koşmaya başladı. Koşarken saçı bir ağaca takıldı, çekmeye başladı. Bunun üzerine Allahü teâlâ ona; “Ey Âdem! Benden mi kaçıyorsun!” “Hayır yâ Rabbî, sâdece utancımdan kaçıyorum” dedi.”