KÖR GÖREMEZSE... - kainatingunesi.com

“Osmân Nûrî Efendi”, buyurdu ki: (Allahın,
Yarattığı her şeyde, bir âhenk vardır bakın.

Sayılmıyacak kadar çoktur bu âhenk, nizâm.
Sonra, yine sayısız varlıklar var muazzam.

Bunların, “Tesâdüfen” olduğunu söylemek,
Câhilce bir söz olup, mantıktan uzaktır pek.

Bu hususta, bir misâl vermemiz gerekirse,
O zaman şu misâli verelim şimdi size.

“On taş” alıp, hepsine, bir numara yazalım.
Sonra da bu taşları, bir torbaya atalım.

Numaralı on taşı, o torbadan, bu sefer,
Çekmeye çalışalım, sırayla birer birer.

Önce bir, sonra iki, sonra üç, dört, beş, altı,
Yedi, sekiz, dokuz, on numaralı taşları,

Çekmeye çalışalım böyle peşi peşine.
Bozulursa, atalım yine torba içine.

Bu on taşı, sırayla çıkarmak ihtimâli,
“On milyarda bir”dir ki, bir düşünün bu hâli.

On taşın, peş peşe ve sıra ile hülâsa,
Dizilme ihtimâli bu kadar az olursa,

Kâinâtta bulunan bunca âhenk ve düzen,
İhtimâl var mıdır ki, olsunlar tesâdüfen?

Bir başka misâl daha vereyim ki ben size,
Meselâ, daktiloda hiç yazmamış bir kimse,

Daktilo tuşlarına, tesâdüfî beş sefer,
Yâni gelişi güzel, rastgele bassa eğer,

Beş harfli bir “Kelime” yazılır ki o anda,
İşte bunun, Türkçe’de, yâhut başka lisânda,

Bir mânâya gelmesi ihtimâli var mıdır?
Var ise, bu ihtimâl, acabâ binde kaçtır?

Yine gelişi güzel tuşlara basmak ile,
Yazılmak istenseydi, yine “kısa bir cümle”,

Mânâsı olur muydu yazılan bu cümlenin?
Biraz aklı var mıdır, buna “Olur” diyenin?

Rastgele “bir sahîfe mânâlı yazı” yazmak,
İstense, ne derece mümkündür bunu yapmak?

Ve yine, bu tuşlara basmak ile, rastgele,
Bir “küçük kitap” yazmak istense idi hele,

Bu kitâbın, belli bir konusu olma hâli,
Olur muydu hiç bunun imkân ve ihtimâli?

Buna dahî bir kimse, eğer ki “Olur” derse,
Akıllı denilir mi, böyle diyen kimseye?

Demek ki bu kâinât, bir âhenk ve bir nizâm,
İçinde yaratılmış eserlerdir muazzam.

Hepsi, ince hesapla ayakta durmaktadır.
Elbette bu şeylerin bir “Yaratan”ı vardır.

Bu, her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten,
“Allahü teâlâ”dır, olur mu tesâdüfen?

Allah’ın varlığına, sâdece bunlar değil,
Her şey, O’nu gösteren bir burhandır ve delîl.

Her şey, O’na işâret etmektedir âşikâr.
Lâkin kör göremezse, güneşin ne suçu var?)