KUDRET - kainatingunesi.com

KUDRET:

Güç, güçlü olma.

  1. Allahü teâlânın sıfat-ı sübûtiyyesinden biri. Allahü teâlânın her şeye gücünün yetmesi.

Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:

Gerçekten, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, akıl sâhipleri için, Allah’ın varlığını, kudret ve azametini gösterir, kesin delîller vardır. (Âl-i İmrân sûresi: 190)

Ebû Mes’ûd el-Bedrî anlattı: Hizmetçimi kamçı ile dövüyordum. Arkamdan; “Ey Ebû Mes’ûd! Sen bil ki…” diye bir ses işittim. Öfkemden, bu sesin mânâsını anlayamadım. Bana yaklaşınca, bir de ne göreyim Resûlullah efendimiz bana hitâben; “Ey Ebû Mes’ûd! Allahü teâlânın senin üzerindeki kudreti, senin bu hizmetçiye karşı kudretinden daha büyüktür” buyurdu. Bunun üzerine ben; “Bundan sonra hizmetçimi bir daha dövmeyeceğim” dedim. (İmâm-ı Müslim)

Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmin birçok yerinde; “Sizden evvel gelip geçenlerin hayatlarını, gittikleri yolları ve başlarına gelenleri, gözden geçirip, onlardan ders alınız. Yerleri, gökleri canlıları, cansızları ve kendinizi inceleyiniz! Gördüklerinizin içini, özünü araştırınız. Bütün bunlarda, yerleştirmiş olduğum kuvvetimi, kudretimi, büyüklüğümü ve hâkimiyetimi bulunuz, görünüz, anlayınız” meâlinde emirler buyurmaktadır. (İmâm-ı Gazâlî)

Kıyâmet günü bütün canlılar, mahşer yerinde toplanacak. Her insanın amel defterleri uçarak sâhibine gelecektir. Bunları; yerleri, gökleri, zerreleri, yıldızları yaratan, sonsuz kudret sâhibi olan Allahü teâlâ yapacaktır. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)

Dil, şükretmek içindir. Rabbini bilen, dilini gıybet için kullanmaz. Kulak; Kur’ân-ı kerîm ve nasîhat dinlemek içindir. Bâtıl ve boş sözler için değildir. Göz; Allahü teâlânın kudret ve san’atını görmek içindir. Eşin dostun ayıbını görmek için değildir. (Sa’dî Şîrâzî)

İnsanın esas özelliği; âcizlik ve muhtâç olmasıdır. Hak teâlânın sıfat-ı zâtiyyesi ise; kudret ve gınâ (kimseye muhtâc olmamak) dır. (Bursalı İsmâil Hakkı)

  1. Kullara âit sınırlı olan güç, kuvvet.

Kul her işinde, yapıp yapmamakta serbest olup, ikisinden birini elbette seçecek; iş, iyi veya fenâ olacak, günâh veya sevâb kazanacaktır. Allahü teâlâ kullarına, emirlerini ve yasaklarını yerine getirecek kadar kudret ve ihtiyâr (beğenmek, seçmek gücü) vermiştir. Daha çok vermesine, lüzûm yoktur. Lüzûmu kadar vermiştir. Buna inanmayan, Kolay şeyleri anlamayan kimsedir. Kalbi hasta olduğundan, İslâmiyet’e uymamaya bahâne aramaktadır. (İmâm-ı Rabbânî)

Bugün elinde var iken fırsat,

Âhiret hazırlığı yap hemen

Çünkü sende bulunan bu kudret

Elden ele geçer gider dâim.

(Sa’dî Şîrâzî)