MEKTÛBATŞİİR
|
|||||||
Bu hâllerin, zevklerin, tercümânı Mektûbât,
kitabıdır ki, ondan neşroluyor füyûzât. er ne müşkilin varsa, yalnız sen başvur ona. bizzat musannifinden, feyizyâb olacaksın. ne mâzîde yazılmış, ne yazılır âtîde. herkese var içinde, kendine göre hitâb. onda bulur arayan, eşi olmıyan yârı. Kayyûm-i âlem [Kayyûm-i âlem, Muhammed Mâsum-i Fârûkî hazretleridir.] diyor, her mektûbu babamın, bir derya-yı muhîttir, sonu görünmez ânın. Saadet menbaıdır, dünyada ve ukbâda. budur kalblere şifâ, budur ruhlara gıdâ. budur islâmın aslı, hem de irfânın özü. Ehl-i sünnet yolunun, gayet açık beyanı! bilinmiyen yollarda, sâlike rehber budur. gayret et duymak için, o lezzeti, o tadı. oku, hakîkî aşka, kavuşuncaya kadar. muhabbetle okuyan mâsivâdan kurtulur. bu sözler te’sîriyle, açılır kalbe bir yol. elbet imdâda gelir, birgün bunları yazan. |