Hadis-i şerifte, mü’minin niyetinin amelinden hayırlı olduğu bildirildi. Mü’min daima iyi şeyler ister. İmkânı olsa, bütün dünyanın saâdeti için çalışır.
Şu halde, her müslüman asla niyetsiz bir iş yapmamaya gayret etmelidir. Yerken, içerken, yatarken, kalkarken, bakkaldan birşey alırken yaptığı her iş için düzgün niyet etmelidir. Meselâ, yemeğe başlarken yemeğin farzlarını ve sünnetlerini işlemeğe çalışmalı, yapacağı hayırlı işlerde Allahü teâlânın kuvvet vermesi niyetiyle yiyip içmelidir.
Yatarken, yarın ki yapacağı hayırlı işler için istirahat etmeye, namaza vaktinde kalkabilmeye niyet etmelidir. Böyle niyet edilirse, sabaha kadar ibâdet edilmiş gibi sevap kazanılır. Hadis-i şerifte âlimin uykusunun ibâdet olduğu bildirildi. Çünkü âlim, niyetsiz yatmaz. Her sabah şöyle niyet etmelidir:
“Aile efrâdımın nafakasını, kazanmak onları kimseye muhtaç bırakmamak, Allahü teâlâya hâlis ibâdet edebilmek, doğru yolda yürüyebilmek, dinime hizmet yapabilmek için vazifeme gidiyorum. İnşâallah insanlara iyilik, yardım ve nasihat etmem nasip olur.”
Buna benzer niyet eden bir esnaf. bir memur veya bir işçi, vazifesini yaptığı müddetçe hep sevap kazanır. Onun her işi ibâdet olur. Dünyada kazandığı şeyler de caba olur.
11.07.1988 – www.turktakvim.com