NOEL, NEVRUZ ,YILBAŞI ve HIDIRELLEZ - kainatingunesi.com

Noel Nedir ?

Noel (Christmas); Hazret-i İsâ’nın doğum günü olduğu iddia edilerek 25 Aralıkta kutlanan Hıristiyan yortusudur, bayramıdır. Latincede doğumla ilgili şey anlamına gelen bu yortuyu, bir kısım Hıristiyanlar (6) Ocakta kutlamaktadır.

Hazret-i İsâ’nın doğum günü kesin olarak bilinmediği için ilk Hıristiyanların, hazret-i İsâ’nın doğumu için kutladıkları özel bir gün yoktu. Bu sırada Roma İmparatorluğunun her yerinde güneşe ve putlara tapılıyordu. Roma İmparatoru Büyük Kostantin, putperest iken milâdın 313. senesinde Hıristiyanlığı kabul etti. Putpereslikten birçok şeyleri de Hıristiyanlığa soktu. Güneş tanrısının doğum günü kabul edilen (25) Aralığı yılbaşı kabul etti. İsa aleyhisselâmın kurtarıcı tanrı olduğuna inanan Hıristiyanlar da, hazret-i İsâ’nın (25) Aralıkta doğduğunu kabul ettiler. Sonunda bu geceyi MîIad ve Noel olarak her sene kutlamaya başladılar.

Nevruz Nedir ?

Cemşîd (veya Cem), îranda ilk hukûmet kuran Pişdâni oğullarının dördüncü hükmdârıdır. Rivâyete göre sekizyüz sene saltanat sürmüştür. Milleti kendine tapdırmışdır. Martın yirmibirinci günü tahta çıkdığı için, bugüne Nevruz diyerek yılbaşı ve dînî bayram yapmışdır. Bu kâfir bayramı, İrânda bugün de kutlanmakdadır. Câhiller, îranda ve başka islâm memleketlerinde, islâmiyyetden önce yaşamış olan kâfirlerin âdetlerini, tapınmalarını, bugün meydâna çıkararak, ecdâd yâdigârı diyor, millete bunları yapdırıyorlar. Bu ise dînî bakımdan çok mahzurludur. İngilizler de, bu islâm düşmanlığını körüklüyorlar. Cemşîd bin yaşında iken Şeddâdın kardeşinin oğlu olan Dahhâk ile muhârebede yakalanmış, destere gibi olan balık kemiği ile ikiye biçilmişdir. (Seâdet-i ebediyye/ 1036 )

(Dürr-ül-muhtâr) beşinci cild, 481. ci sahifede diyor ki, (Nevruz veyâ Mihrican [Martın yirmibirinci ve Eylülün yirmiüçüncü] günlerinde, bunların ismlerini söyliyerek hediyye vermek harâmdır. Bu günleri bayram bilerek vermek, küfr olur. Bu günleri ta’zîm ederek, hürmet ederek kâfire yumurta vermek küfre, îmânın gitmesine sebep olur. Her zemân aldığını satın alırsa, mahzuru yoktur.)

(Bezzâziyye) fetvâsında diyor ki, (Nevruz günü, mecûsilerin bayramıdır. O gün, mecûsilerin yanına gidip, onların yapdıklarını yapmak küfrdür. O gün, bayram yapan müslimânın îmânı gider de haberi olmaz). Noel günü ve gecesinde ve kâfirlerin paskalya ve yortularında (bayramlarında), onlar gibi bayram yapanların da dinen çok tehlikeli bir duruma düştüğü buradan anlaşılmaktadır. (Seâdet-i ebediyye/ 770)

Hindûların bayram günlerine [ve ateşe tapanların Nevruz günlerine ve hıristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına, bayramlarına] hürmet etmek ve o zemânlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak, küfre sebeb olur. Kâfirlerin bayramlarında, müslimânların câhilleri ve hele kadınlar, kâfirlerin yapdıklarını yapıyor ve bu günleri, müslimân bayramı zan ediyor ve kâfirler gibi, birbirlerine hediyye gönderiyorlar. Eşyâlarını, sofralarını kâfirlerin yapdığı gibi, süslüyorlar. O geceleri, başka gecelerden ayırd ediyorlar. Bunların hiçbiri câiz değildir, dînen mahzurludur. Sûre-i Yûsüfdeki âyet-i kerîmede meâlen, (Biz, Allahü teâlânın varlığına, birliğine, herşeyi yaratan O olduğuna inandık, müslimân olduk diyenlerin çoğu, başkalarına ibâdet ve itâ’at ederek ve dahâ birçok hareketleri ve sözleri ile, müşrik oluyorlar) buyuruldu. (Seâdet-i ebediyye / 778)

Milâdî Yılbaşı Nedir ?

Milâdî Yılbaşı ile Noel birbirden farklıdır. Fakat 21 veya 25 Aralık’taki Noel kutlamalarının devamı sayılabileceğinden yılbaşı gecesi onlar gibi eğlenmek, çam kesip evi çamla süslemek câiz olmaz. Çünkü hıristiyanların bayramlarında onlar gibi eğlenmek, onlara benzemek olur.

Yılbaşı münasebetiyle Turkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinde milyonlarca çam fidanı Noel hurâfesi uğruna kesilip yok edilmektedir. Hıristiyan memleketler gibi, müslüman memleketlerde de bu cinâyetler işlenmemelidir. Hıristiyanlara benzememek için yılbaşı gecesi hindi yememelidir. Yenirse mekrûh olur. Birkaç gün sonra yenebilir. Kumar oynamak, tombala çekmek gibi oyunlar ise zaten her zaman câiz değildir. Bu gece, gayrı müslimlere benzemek gayesiyle çeşitli yiyecek, içecek almak da câiz olmaz. Her zaman ne alınıyorsa onları almakta mahzûr yoktur. Bu geceye ayrı bir önem vermemelidir. Yalnız hıristiyanların değil, yahûdîlerin ve bütün bâtıl dinlerin ibâdetlerini yapmak, onlara benzemek olur. Meselâ 21 Mart gününü (Nevruz Bayramı) diyerek kutlamak da böyledir. Kâfirlerin ibâdetleri ve çirkin işleri hâriç, mubâh olan âdetlerini yapmakta mahzûr yoktur. Ya’ni onlara benzemiş olunmaz.

Noel’i kutlamak asla câiz değildir. Fakat, Noel ile ilgisi olmayan yılbaşında bir müslümana tebrik kartı yazıp, yeni bir yılın insanlık için, müslümanlar için hayırlı olmasını dilemek günah değildir. Müslüman her gece neleri yapıyorsa, bu gece de onları yapmalıdır. Sanki mübârek geceymiş gibi mevlid okutmak, sohbetler düzenlemek uygun değildir. Bu gecenin diğer gecelerden farkı yoktur. Bu geceye değer veriliyormuş gibi hareket etmek doğru değildir.

Hicri Yılbaşı Nedir ?

Muharrem ayının birinci gecesi, müslimânların kameri (hicrî) yılbaşı gecesidir. Muharrem ayı, islâm kamerî senesinin birinci ayıdır. Muharrem ayının birinci günü müslimânların kameri senesinin, birinci günüdür.

Kâfirler, kendi yılbaşıları olan ocak ayının birinci gecesinde, noel baba yapıyorlar. İslâmiyyete göre küfür olan işleri yapıyorlar. Bu gecede tapınıyorlar. Müsümânlar da, kendi sene başı gecelerinde ve günlerinde müsâfeha ederek, mektûblaşarak tebrikleşir. Birbirlerini ziyâret eder, hediyye verirler. Senebaşını mecmû’a ve gazetelerle kutlarlar. Yeni senenin, birbirlerine ve bütün müslimânlara hayrlı ve bereketli olması için duâ ederler. Büyükleri, akrabâyı, âlimleri evinde ziyâret edip düâlarını alırlar. O gün. bayram gibi temiz giyinirler. Fakîrlere sadaka verirler.

Hıdırellez Nedir ?

Hıdırellez, Rûmi senede Nisan ayının 23cü, mîlâdi senede Mayıs ayının 6. günüdür. Hıdırellez kelimesi, Hızır aleyhisselâm ile İlyâs aleyhisselâmın isimlerinin birleştirilerek söylenmesinden meydana gelmiştir. Rûmî senede bir yıl, “Hızır” ve “Kasım” olarak ikiye ayrılır. Mayısın altısında Hızır ile yaz başlar ve 186 gün sürer. Kasım ayının 8’ine kadar devam eder. Bundan sonra kış başlar. 179 gün (Şubatın 29 çektiği artık yıllarda 180 gün) sürer. Yazın ilk günü sayılan 6 Mayıs gününe Hıdırellez denmesi, Hızır aleyhisselâmın kurak bir yere oturması ile o yerin yeşerip dalgalanmaya başlaması sebebiyledir. Bu yüzden, yaz başlangıcında ortalığın yeşermeye başladığı güne yeşil manasına gelen Hızır Günü, yine bu güne Hızır ile İlyâs’ın ”aleyhimesselâm” buluştukları rivayeti sebebiyle de Hıdırellez (Hızır-İlyâs) denmiştir.

Bugün yaz günlerinin başlangıcı sayıldığından, temiz havadan ve bol güneşten istifâde etmek maksadıyla kırlara çıkmak, halk arasında âdet hâline gelmiştir. Bugünün İslâmiyyetde dîni bir hüviyeti ve kudtsiyeti yoktur. Soğuk ve yağışlı geçen kış günlerinden sonra havaların ısınması ve toprağın yeşile bürünmesi, insanların açık havaya, kırlara çıkmak arzuları, Hızır ve İlyâs aleyhimesselâma muslümanlar arasında duyulan sevgi ve saygı ile birleştirilerek böyle bir âdet ortaya çıkmıştır. Ayrıca bugün, insanların biraraya gelmelerine, karşılıklı muhabbet ve hürmet duyguları içinde sohbet etmelerine, hoşça vakit geçirmelerine, kırlarda ve mesîre yerlerinde birbirlerine hürmet ve ikrâmda bulunmalarına, aralarındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının kuvvetlenmesine vesîle yapılmıştır. Bilhassa Anadolu’da bir halk âdeti olarak yaşamıştır. Ancak, son yüz sene içinde Hıdırellez’in aslı ve ma’nası bozulup, yeni çehrelere büründürülmüştür.

Hızır, Hıristiyanların “Noel Baba’larına benzetilmek istenerek, Noel Baba’nın yılbaşlarında herkese hediye dağıttığı gibi, Hızır’ın da bolluk ve bereketin işareti olarak yeşilliği, çiçeği getirdiği inancı rastgele söylenmektedir. Bundan dolayı, Hıristiyanların Noel gecelerinde yaptıkları her türlü taşkınlık ve çılgınlıkların, Hidirellez günü Müslümanlar tarafından yapılması için çeşitli telkin ve propagandalar yapılmaktadır. Bunların İslâmiyetde hiçbir değeri ve yeri yoktur. İslâmiyet, Hızır ve İlyâs “aleyhimesselâmı” Allahü teâlânın sevgili kullarından olduğunu haber vermekte, fakat onlar adına mukaddes bir gün bildirmemektedir. Dolayısıyle 6 Mayıs’ta İslâmiyet’in beğenmediği, haram ettiği şeyleri yaparak eğlenmek dinimizde yasaktır. Bunun gibi, bugün de halk arasında zaman zaman görülen bâtıl îtikatlardan olan kısmet açılsın diye ağaç dallarına para ve bezler bağlamak gibi işler de, İslâmiyetin yasakladığı şeylerdendir. Bu gibi hurafelerin kaynağı, esâsen Hıristiyanlık ve Yahûdiliktir. Bize onlardan geçen bu gibi şeylerin Hızır ve İlyâs aleyhimesselâm ile hiçbir alâkası yoktur. [Rehber Ansiklopedisi / 9-65]