O derdin ilacı şöyledir - kainatingunesi.com

Bâyezîd-i Bistâmî “kuddise sirruh” hazretleri bir gün talebeleriyle giderken delilerin bulunduğu bir tımarhânenin önünden geçiyorlardı. Talebelerinden birisi, orada delilerin tedâvileri için bir şeyler yapmaya çalışan baştabibe yaklaşıp; “Günah hastalığı ile hasta olanlar için bir ilâcınız var mıdır?” diye sordu. Baştabib cevap veremeyip susunca, ayağı zincirle bağlı delilerden biri, Bâyezîd’in teveccühü ile şöyle dedi: “O derdin ilâcı şöyledir: Tövbe kökünü istigfâr yaprağıyla karıştırıp, kalp havanına koyarak, tevhîd tokmağıyla iyice dövmeli. Sonra insaf eleğinden eleyip, gözyaşıyle hamur etmeli. Daha sonra Aşkullah ateşinde pişirip, muhabbet-i Muhammediyye balından katarak, gece gündüz kanâat kaşığıyla yemelidir.”

Bâyezîd-i Bistâmî hazretleri buyurdular ki;

Bir gece karanlığında odamda otururken ayaklarımı uzatmıştım. Hemen bir ses duydum. “Sultanla oturan edebini gözetmelidir” diyordu. Hemen toparlandım.
Allahü teâlânın kendileri sebebiyle nefsimi cezâlandırdığı bütün şeyler üzerinde düşündüm. Onların en şiddetlisi olarak gafleti buldum. Allahü teâlâdan bir an gâfil olmak (bir an O’nu unutmak) Cehennem ateşinden daha şiddetlidir.

Ey Allah’ım! Ey kusurlardan uzak olan sonsuz kudret sâhibi Rabbim. Sen ne dilersen yaparsın. Benim vücûdumu öyle büyült, öyle büyült ki, Cehennem’i ağzına kadar doldursun. Böylece başka kullarına yer kalmasın. Onların yerine ben yanayım.” Hazret-i Ebû Bekir de “radıyallahü anh” böyle duâ ederlerdi.