Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Uluslararası Fuar Merkezi’nde düzenlenen Kocaeli Bilişim Fuarının açılış töreninde konuşan Işık, 20. yüzyılın dünya tarihinin en buhranlı yüzyılı olduğunu ama dünyanın bambaşka bir yöne evrildiği, daha önce hayal dahi edilemeyen pek çok gelişmenin ardı ardına yaşandığı bir yüzyıl olduğunu söyledi.

Televizyon ve internetle ilk defa 20. yüzyılda tanıştıklarını belirten Işık, artık sadece üretim biçimlerinin değil, ekonomi, ticaret hayat tarzı ve her şeyin ardı ardına değiştiği hızlı bir çağa doludizgin girdiklerini, dijital çağı artık iliklerine kadar hissetmeye başladıklarını kaydetti.

Işık, buhar gücünün kullanılmasının 1. sanayi devrimini getirdiğini, daha sonra elektriğin kullanılmasıyla 2. sanayi devriminin yaşandığını, elektroniğin ve özellikle bilgi teknolojilerinin üretime girmesiyle 3. sanayi devriminin gerçekleştiğini anlatarak, şimdi dijital teknolojiler, ve özellikle otomasyonun 4. sanayi sistemini oluşturduğunu, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını ifade etti.

Bu yeni çağda üretimin insandan bağımsız hale geleceğini, artık üretim biçimlerinin de tamamıyla değiştiğine dikkati çeken Işık, “Artık bu çağda vasıfsız iş gücünün yerini robotlar alıyor ama bu moralimizi bozmamalı, çünkü bu robotları geliştirecek ve yazılımını yazacak olanlar yine insanlar olacak. Yapılan bir çalışmaya göre, 600 vasıfsız eleman işini kaybederken bin vasıflı elemana ihtiyaç duyulacak. Düzenlenen bu fuar ve Büyükşehir Belediyemizin 10 yıldır bilgisayar dağıtması aslında Kocaeli’nin teknolojik çağa ayak uydurma gayretleridir. Bunlar çok değerli gayretler.” diye konuştu.

“Siber güvenlik milli güvenlik meselesi haline geldi”

Başbakan Yardımcısı Işık, 2015’te dünyada 2 milyar internet kullanıcısı varken, bugün dünya nüfusunun yüzde 51’inin, yani 3 milyar 800 milyon insanın internet kullanıcısı olduğunu ve bu sayının 2022’ye kadar 6 milyara ulaşmasının beklendiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün dünyanın en değerli 10 firmasının 6’sı bilişim firması. Bu öyle bir dünya ki bütün alışkanlıkları kökten değiştiriyor. Bugüne kadar bizim açımızdan son derece doğal olan şeylerin artık doğal olmamaya başladığı bir dönemi yaşayacağız. Böyle bir dönemde en önemli 2 konudan biri kişisel verilerin korunması konusu. Artık size ait, özel olması gereken bilgilerin başkaların eline geçmesi de çok kolay ve mümkün. Bunun önüne geçecek tedbirler almalıyız. Artık siber güvenlik öyle bir konu haline geldi ki siber güvenlik şu anda bir milli güvenlik meselesi haline geldi. Artık siber alem vatan savunmasının ayrılmaz bir parçası. Diğer taraftan yeni bir kavram var o da maalesef sanal fidye. Yani korsanlığın siber aleme taşındığı bir süreci yaşıyoruz. İşte bu noktada özellikle siber güvenliğe şu anda dünyada harcanan para 86 milyar doları buldu. Bu özellikle 2015’te 75 milyar dolardı. 2020’de 170 milyar dolarlık bir piyasa hacminin oluşması bekleniyor. 170 milyar dolar demek 138 ülkenin milli gelirini geride bırakan bir rakam demek. Ülkemizde bu yönde çok büyük çalışmalar, büyük adımlar var. Ülkemizde siber güvenlik şu anda tugay komutanlığı seviyesinde ama inanıyorum ki önümüzde süreçte komutanlık seviyesine yükselecek.”

Türkiye’deki “dijital iştah”la ilgili bazı veriler paylaşan Işık, “2003 yılında 16-74 yaş arasındaki nüfusumuzun yüzde 18,8’i internet kullanıyordu şuanda bu oran yüzde 61’i geçti. Bilgisayar kullanıcılarının oranı ise yüzde 57’ye yükseldi. 2023 yılında bilgisayar kullanıcısı oranımızı yüzde 80’e ulaşmasını bekliyoruz.” dedi.

“Yeni çağda kodlama eğitimine önem vermeliyiz”

Işık, bilgisayar kullanıcısının artmasının pek çok avantajın yanında pek çok riski de beraberinde getireceğini vurgulayarak, “Bu riskleri minimize etmek için TÜBİTAK Pardus’u geliştirdi. Pardus dediğimiz Linux tabanlı milli bir işletim sistemi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımda en fazla önem verdiğim projelerden birisi Pardus olmuştur çünkü milli ve yerli bir işletim sisteminiz olursa siber güvenlikte büyük avantaj sağlarsınız. Bu alanda özellikle dışarıdan gelen saldırılara çok daha güçlü karşı koyma şansımız oluyor. Dünyada herkesin kullandığı bir işletim sistemi aslında herkesin saldırısına da açık bir işletim sistemidir. Türkiye, Pardus’u geliştirdiği için saldırı konusunda da çok daha rahat.” değerlendirmesini yaptı.

Yeni çağa hazır olmanın yolunun kodlama eğitimine önem vermekten geçtiğinin altını çizen Işık, sözlerini şöyle tamamladı:

“Önümüzdeki süreçte ‘İngilizce biliyor musun?’ sorusunun yerine ‘Kodlama biliyor musun?’ sorusu gelecek. Kodlama bilmeyen bu çağda artık çağ dışı kalacak. Yani kodlama bilmeyen adeta cahil statüsüne düşecek. Onun için özellikle Kocaeli’de bir kodlama seferberliğine başlamak durumundayız. Bu kodlama seferberliğine büyükşehir belediyemiz ve üniversitelerimizle bir seferberlik olarak başlamalıyız. Kocaeli’nin altyapısı yeni çağın merkezi olmak için yeterli. 2 üniversitemiz var, 13 faal OSB’miz var, 100’e yakın Ar-Ge merkezimiz, tasarım ofislerimiz var. Bilişim Vadisi’nin birinci etabında hayat başladı, yakında Bilişim Vadisi faaliyete geçecek. Yine TÜBİTAK MAM’da çok yoğun çalışmalar var. Bütün bu altyapıyı değerlendirdiğimiz zaman aslında ülkemizde dijital çağın en önemli oyuncusunun Kocaeli olması gerçekten Kocaeli’ye yakışır. Bu noktada da en avantajlı il Kocaeli’dir. İşte bu fuar bu noktada farkındalığın oluşturulması, bu alanda gençlerimizin ve çocuklarımızın yönlendirilmesi açısından son derece önemli bir fuar.”

www.turkiyegazetesi.com.tr / 23.11.2017