OTUZÜÇ FARZ NELERDİR ? - kainatingunesi.com

Otuzüç Farz Nelerdir?

Bir çocuk bâliğ olduğu zaman ve bir kâfir (Kelime-i tevhîd) söyleyince, ya’nî, (La ilahe illallah Muhammedün resûlullah) deyince ve bunun ma’nâsını bilip inanınca (Müslüman) olur. Kâfirin günâhlarının hepsi hemen af olur. Fakat, bunlann her müslüman gibi, imkân bulunca, imânın altı şartını, ya’nî (Amentü)yü ezberlemeleri ve ma’nâsını öğrenerek bunlara inanmaları ve (İslâmiyyetin hepsini, ya’nî Muhammed aleyhisselâmın söylediği emirlerin ve yasakların hepsini Allahü teâlânın bildirmiş olduğuna inandım) demeleri lâzımdır. Dahâ sonra imkân buldukça, bütün huylardan ve karşılaştığı işlerden farz olanları,  ya’nî emrolunanları ve harâm olanları, ya’nî yasak edilmiş olanları öğrenmesi de farzdır. Bunları öğrenmenin ve farzları yapmanın ve harâmlardan sakınmanın farz olduğunu inkâr ederse, ya’nî inanmazsa îmânı gider. Bu öğrendiklerinden birini beğenmezse, kabûl etmezse mürted olur, dinden çıkar. Mürted, (La ilahe illallah) demekle ve İslâmiyyetin bâzı emirlerini yapmakla, meselâ namaz kılmakla, oruç tutmakla, hacca gitmekle, hayrât ve hasenât yapmakla müslümân olmaz. Bu iyiliklerinin âhırette hiç faydasını görmez. İnkârından, yani inanmadığı şeyden tevbe etmesi, pişmân olması lâzımdır. İslâm âlimleri, her müslümânın öğrenmesi, inanması ve tâbi olması lâzım olan farzlardan otuzüç adedini seçmişlerdir. Her müslümânın, önce bu otuzüç farzı bilmesi lazımdır. Otuzüç farz şunlardır:

İmânın şartı: Altı (6)

İslâmın şartı: Beş (5)

Namazın farzı: Oniki (12)

Abdestin farzı: Dört (4)

Guslün farzı: Üç (3)

Teyemmümün farzı: Üç (3)

İmânın Şartları

1- Allahü teâlânın varlığına ve birliğine inanmak,

2- Meleklerine inanmak,

3- Allahü teâlânın indirdiği kitâplarına inanmak,

4- Allahü teâlânın peygamberlerine inanmak,

5- Âhiret gününe inanmak,

6- Kadere, yani hayr ve şerlerin (iyilik ve kötülüklerin) Allahü teâlâdan olduğuna inanmak.

İslâmın Şartları

7- Kelime-i Şehâdet getirmek. Yani (Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne

Muhammeden abduhü ve resûluh) söylemek ve manasına kalb ile inanmaktr.

8- Her gün beş kerre vakti gelince namaz kılmak.

9- Malın zekâtını vermek.

10- Ramazan ayında her gün oruç tutmak.

11- Gücü yetenin ömründe bir kerre hac etmesidir.

Namazın Farzları

A-) Dışındaki farzları (7)’dir. Bunlara (şartları) da denir.

12- Hadesten taharet: Abdestsiz olanın abdest alması, cünüb olanın gusül etmesidir.

13- Necasetten taharet: Vücudunu, elbisesini ve namaz kılacağı yeri kaba ve hafif necasetten, pislikten temizlemektir.

14- Setr-i avret: Müslüman erkek ve kadınları başkasına göstermemeleri lazım olan yerleri örtmesidir. Erkeğin avret yeri, göbeğinden diz altına kadardır. Kadınların ise, yüz ve ellerinden başka her tarafi avret yeridir.

15- İstikbâl-i Kıble: Namaza dururken kıbleye dönmektir. Vapurda, otobüste ve trende de kıbleye dönmek farzdır.

16- Vakit: Namazı vaktinde kılmaktır. Yanî namazın vaktinin girdiğini bilmek ve kıldığı namazın vaktini kalbinden geçirmektir. ,

17- Niyyet: Namaza dururken namazın adını, vaktini, kıbleye döndüğünü ve imama uyduğunu kalbinden geçirmektir.

18- İftitah veya Tahrime Tekbiri: Namaza başlarken (Allahü ekber) demektir.

 

B-) İçindeki (farzları (5)’tir. Bunlara (rükün) denir.

19- Kıyam: Namazı ayakta kılmaktır. Hasta ve özürlü olanlar oturarak kılabilir.

20- Kıraat: Namaz kılarken Kur’ân-ı kerîmden bir âyet okumaktır.

21- Rükû’: Namaz kılarken elleri dizlere koyup eğilmek demektir.

22- Secde: Namazda her rek’atın sonunda iki kerre alnı yere koymakdır.

23- Ka’de-i ahîre: Namazın son rek’atında (Ettehıyyâtü) duasını okuyacak kadar oturmaktır.

Abdestin Farzları

24- Abdest alırken yüzü yıkamak.

25- Elleri dirsekleri ile birlikte yıkamak.

26- Başın dörtte birini meshetmek.

27- Ayakları topukları ile birlikte yıkamak.

Guslün Farzları

28- Ağzın hepsini iyice yıkamak (mazmaza).

29- Burnu yıkamak (istinşak).

30- Bütün vücudu yıkamak.

Teyemmümün Farzları

31- Teyemmümde, cünüplükten veya abdestsîzlikten temizlenmek için niyyet etmek.

32- Teyemmümde elleri temiz toprağa vurup, yüzü meshetmek

33- Tekrar elleri temiz toprağa vurup, her iki kolu dirsekten avuca kadar sığamak.

KONU  : ÎMÂNIN ŞARTLARI

Âmentü Nedir ?

Îmânın şartı, altıdır. Bunlar, (Âmentü)‘de açıklanmıştır, îmânın, belli altı şeye inanmak olduğunu, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bildirmiştir. (Âmentü billahi ve Melâiketihi ve Kütübihi ve Rüsûlihi vel-yevmil-âhıri ve bil kaderi, hayrihî ve şerrihi min allahi teâlâ vel-ba’süba’del-mevti hakkun, Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlühû).

Müslümân ana babanın çocuğu âkıl baliğ olduğu zemân, yalnız (Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah) demekle müslümân olmaz. Îmânı ve islâmı bilmesi, anlatması da lâzımdır. Îmânı anlatmak demek, inanılacak altı şeyi anlamak ve sorunca söylemek demekdir. İslâmı bilmek demek, Allahü teâlânın emirlerinin ve yasaklarının hepsini kabûl etmekdir.

Her müslümânın, çocuğuna Âmentüyü ezberletmesi ve ma’nâsını öğretmesi lâzımdır. Âkıl bâliğ olunca îmânı, islâmı bilmiyen kimse, müslümân olmaz. Ben müslümanım demekle, müslimân olmaz. Evlenecek kadın veyâ erkek, alacağı kimseye îmânı, islâmı sormalı, söyletmeli veya islâm nikâhı yapan kimse, evlenecek kıza ve erkeğe, Âmentüyü ve ma’nâlarını ve islâmı söyletmelidir. Bundan sonra nikâhlarını kıymalıdır. Îmânı, islâmı bilmiyenin islam nikâhı kıyılamaz, ya’nî nikâh sahîh olmaz. Çocuklarına îmânı, islâmı öğretmiyen analar babalar, çocuklarını müslümân olmakdan mahrum etmiş, kâfir olmalarına sebeb olmuş olurlar. Çocukları İle birlikde, kendileri de Cehennemde bunun cezasını, âzâbını çekerler. Nemâzları, orucları ve hacca gitmeleri, kendilerini bu azâbdan kurtaramaz. Çünkü, başkasının ve hele kendi yavrularının kâfir olmasına sebeb olan kimse de, kâfir olur. [Seâdet-i ebediyye /579 ]

(Dürr-ül-muhtâr) kitâbının sâhibi “rahime-hüllahü teâlâ”, kâfirin nikâhı bahsi sonunda diyor ki, (Nikâhlı müslümân bir kız bâliga olduğu zemân, müslümânlığı bilmezse, nikâhı bozulur.  [Ya’nî mürted olur]. Allahü teâlânın sıfatlarını ona bildirmelidir. O da, tekrar etmeli ve bunlara inandım demelidir). İbn-i Âbidîn, bunu açıklarken diyor ki, (Kız küçük iken; anasına, babasına tâbi’ olarak müslümândır. Bâliga olunca, anasının, babasının dînine tâbi’ olması devâm etmez. İslâmiyyeti bilmeyerek bâliga olunca, mürted olur, müslimanlıktan çıkar, îmân edilecek altı şeyi öğrenip inanmadıkça ve islâmiyyete uymak lâzım olduğuna inanmadıkça, (Kelime-i tevhîd) söylese, ya’nî (Lâ ilâhe illallah, Muhammedün resûlullah) dese de, müslümânlığı devâm etmez. (Âmentü billahi…) de bulunan altı şeyi öğrenip, bunlara inanması ve Allahü teâlânın emirlerini ve yasaklarını kabûl etdim demesi lâzımdır). İbn-i Âbidînin bu sözünden anlaşılıyor ki, bir kâfir, Kelime-i tevhîd söyleyince ve bunun ma’nâsına kısaca inanınca, o anda müslimân olur. Fekat, her müslimân gibi, bunun da, imkân bulunca, Âmentünün esâslarını ezberlemesi ve ma’nâsını iyice öğrenmesi lâzımdır. Bir müslimân çocuğu da, bu altı şeyi öğrenmez ve inandığını söylemezse, âkıl ve bâliğ olduğu zemân, mürted olur. (Herkese Lazım Olan İman / 4-5)