Peygamber efendimizin harpleri - kainatingunesi.com

Peygamber efendimizin harpleri: Hicret’ten sonra Medine’de birleşen Müslümanların karşısında; Mekkeli Müşrikler, Medine’de ve çevresinde bulunan Yahudiler ve Münafıklar olmak üzere üç çeşit düşmanları vardı. Bu itibarla tehlike daha çok artmıştı. Böylesine mühim ve tehlikeli bir durum karşısında Peygamberimiz (aleyhisselam) tarafından yeni tedbirler alındı.

BEDİR HARBİ

Muhammed aleyhisselam, Medine’ye Hicret ettikten sonra, Medine’de bütün işleri ve münasebetleri belli bir tertibe koyup Müslümanları güçlü bir duruma getirdi. Böylece İslamiyet her geçen gün yayılıyor, Müslümanlar da kuvvetleniyordu. Diğer taraftan Mekkeli müşrikler ise, Müslümanlar üzerine saldırmak için devamlı hazırlık yapıyorlar ve savaş için bahaneler arıyorlardı. Nihayet Hicret’in ikinci yılında (M. 624) yılında müşriklerin bin kişilik bir orduyla Medine’ye yürümeleri üzerine Medine dışında Bedir denilen yerde Bedir Savaşı yapıldı. Bu savaşta Müslümanların sayısı 313 kişi idi. Müşriklerle yapılan bu ilk savaşta Müslümanlar ilk parlak zaferi kazandılar. Başta Ebu Cehil olmak üzere müşriklerin ileri gelenleri bu savaşta öldürüldü. Bir kısmı Mekke’nin ileri gelenlerinden olmak üzere 70 de esir alındı. Peygamberimiz (aleyhisselam) bu esirlerin bir kısmını fidye karşılığında, okuma yazma bilenleri de Medineli on çocuğa okuma-yazma öğretmek şartıyla serbest bıraktı. Bu hadise Mekke’den ve Medine’den birçok kimsenin Müslüman olmasına sebep oldu.

UHUD HARBİ

Müşriklerle 625 senesi Şevval ayında Uhud gazvesi yapıldı. Bedir Savaşı’nda yenilen müşrikler bir yıl sonra da 3.000 kişilik bir kuvvetle Medine üzerine yürüdüler. Peygamberimiz, müşriklerin bu saldırısına karşı; 1.000 kişilik bir ordusuyla Uhud Dağı’nda karşılaştı. Bir müdafaa savaşı olan Uhud harbinde Peygamberimizin “aleyhisselam” mübarek dişi kırıldı, yüzü kanadı ve dudağı yaralandı. Ayrıca, Hazret-i Hamza ve Muhacir ve Ensar’dan 70 Sahabi de şehit oldu.

Uhud Savaşı’ndan sonra Hicret’in dördüncü yılında Beni Nadir gazası yapıldı. Daha önceden Peygamberimizle “aleyhisselam” anlaşma yapan Yahudi kabilelerinden Beni Nadir kabilesi, Uhud harbinden sonra Peygamber efendimize suikast yapmaya kalkışarak anlaşmayı bozdular. (Münafıkların, kendilerini destekleyeceklerini söyledikleri halde anlaşmayı yenilemeye yanaşmayan Beni Nadir kabilesiyle yapılan savaşta, bu kabileyi mağlup ederek Medine’den çıkardı. Böylece Müslümanların Medine’deki durumu daha da kuvvetlenmiş oldu.

Hicret’in dördüncü yılında müşrikler, Medine’den çıkarılan Yahudiler ve münafıklar çok tehlikeli bir hal almışlar, her fırsatta saldırmaya hazırlanıyorlardı. Peygamberimiz “aleyhisselam” bu düşmanlara karşı korunma ve savunma tedbirleri aldı. Bir taraftan da İslamiyyeti yaymak için çevrede bulunan kabilelere Eshab-ı Kiram’dan heyetler gönderiyordu. Onlar da gittikleri yerlerde İslamiyeti anlatıyor, insanları iman etmeye davet ediyorlardı.

Bİ’R-İ MAUNE FACİASI

Medine civarında bulunan iki kabile Peygamber efendimize elçi göndererek kendilerine İslâmiyeti öğretmek üzere muallim (öğretmen) istediler. Bu istek üzerine Eshab-ı Kiram’dan on kişi gönderildi. Recî’ denilen yere vardıklarında iki yüz kişilik bir düşman hücumuna uğrayan bu heyetten sekiz kişi şehit oldu. Bu hadiseye “Recî’ vakası” denir. Yine Necid şeyhi Ebu Bera’nın Medine’ye gelip kendilerini irşad için muallim istemesi üzerine Eshab-ı Kiram’dan yetmiş kişilik bir heyet gönderilmişti. Ashab-ı Suffa’dan olan bu irşad heyeti “Bi’r-i Maune” denilen yere vardıklarında, Necidliler verdikleri teminata rağmen ihanet ederek üzerlerine gönderdikleri bir ordu tarafından yetmişini de şehid ettiler. Bu hadise de “Bi’r-i Maune Faciası” adı ile bilinmektedir.

HENDEK HARBİ

Mekkeli müşrikler, Medine üzerine yaptıkları üçüncü ve son saldırıda Beni Nadir Yahudileri ile birleştiler. 10.000 kişilik bir ordu hazırladılar. Peygamber efendimiz ise 3.000 kişilik bir ordu ile Medine’nin etrafına hendekler kazarak müdafa savaşı yapmayı uygun gördüler. Savaş başladıktan sonra Medine’de bulunan Beni Kureyza Yahudileri de anlaşmayı bozarak savaşa katıldı ve Müslümanları arkadan vurmak istediler. Fakat Allahü teala kuvvetli bir fırtına ve şiddetli bir yağmurla düşmanları darmadağın yaptı. Kalplerine korku düşen kâfirler paniğe kapılarak perişan bir halde Mekke’ye kaçtılar.

HAYBERİN FETHİ

Hicret’in yedinci senesinde, İslamiyet, Arap yarımadasında süratle yayılmaya başladı ve düşmanlar tesirsiz hale getirildi. Bu yılda vuku bulan mühim hadiselerden biri de Hayber’in fethidir. Peygamberimizin “aleyhisselam” Medine’ye hicret etmesinden sonra, antlaşma yaptığı Yahudi kabileleri (daha sonra bu antlaşmayı bozan Mekkeli müşriklerle birleşip) Müslümanlara ihanet etmeleri sebebiyle birer birer Medine’den çıkarılmışlardı. Bu Yahudi kabilelerinden Beni Nadir kabilesi, Hayber’e yerleşmişti. Peygamberimiz “aleyhisselam” binaltıyüz kişilik bir ordu ile Hayber üzerine gitti ve bir hafta süren kuşatmadan sonra Hayber fethedildi. Böylece Yahudi tehlikesi ve fitnesi ortadan kaldırıldı.

MUTE HARBİ

Hicret’in sekizinci yılında Mute Savaşı yapıldı. Peygamber efendimizin gönderdiği bir elçinin şehit edilmesi üzerine yapılan bu savaş, yüz bin kişilik Rum ordusuna karşı, üç bin Müslümanın ordusunun büyük kahramanlıklar gösterdiği bir savaştı. Bu savaşta geri çekilmek zorunda kalan Rumların, Müslümanlara karşı olan sert tutumu iyice kırıldı.

MEKKENİN FETHİ

Peygamber efendimiz ile on sene müddetle Hudeybiye Antlaşması’nı imzalayan Kureyşliler, aradan iki yıl geçmeden antlaşmayı bozdular. Peygamber Efendimiz Kureyşliler’den, yapılan antlaşmaya uymalarını istedi. Müşrikler buna yanaşmayınca Peygamberimiz efendimiz on bin kişilik bir kuvvetle Mekke üzerine yürüdü. Arap Yarımadası’nda puta tapınmanın merkezi olan Mekke fethedildi. Kâbe’deki putlar kırıldı temizlendi. Yirmi yıldan beri Müslümanlara amansız düşmanlık yapan müşriklerin de gücü tamamen kırıldı. Peygamberimizin “aleyhisselam” affına kavuşup çoğu Müslüman oldu.

Mekke’nin fethinden sonra Hevazin ve Sakif kabileleri, Sa’d Oğulları gibi bazı küçük kabileleri de yanlarına alan müşrikler, 20 bin kişilik bir ordu ile harekete geçtiler. Peygamber Efendimiz 12.000 kişilik bir orduyla üzerlerine gidip bu müşrik ordusunu da mağlup etti. Yenilen bu düşman kabileler Taif’e sığınarak yeniden savaşa hazırlanmaya başladılar. Peygamberimiz “aleyhisselam”, Taif’i 20 gün kuşatma altında tuttuktan sonra muhasarayı kaldırdı. Bir sene sonra da Taifliler kendi istekleriyle Müslüman oldular.