Rafızînin Ölüm Hâlindeki Nâsihatı - kainatingunesi.com

Ebû Bekr, Ömer ve Osmân “radıyallahü anhüm” Menâkıbı:

Rafızînin Ölüm Hâlindeki Nâsihatı

Onbirinci Menâkıb:

Din büyüklerinden biri rivâyet eder. Medâyinde bulunuyordum. Her nerede bir kimse vefât etse, varıp ona kefen sarardım. Bir kimse gelip dedi ki, Kûfe ehlinden bir kervân geldi. Aralarında biri vefât etdi. Gelip kefen sarasın. Hizmetçimi kefen almağa gönderdim. Ben o kimsenin meyyitini görmeğe vardım. Yanına vardım. Gördüm ki, vefât eylemiş. Karnı üzerine bir kerpiç koymuşlar. Âniden o meyyit kalkıp oturdu. Feryâd edip, dedi ki, yazıklar olsun bana, vay bana. Ben dedim ki, (Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah) söyle. Bana dedi ki, bu kelime-i şerîfeyi demenin fâidesi yokdur. Zîrâ ben kavmim ile olurken, Ebû Bekr ve Ömer ve Osmân “radıyallahü teâlâ anhüm” hazretlerine dil uzatıp, uygunsuz sözler söylerlerdi. Ben de onlara uyar, söylerdim. Sonunda helâk oldum. Beni Cehenneme iletip yerimi gösterdiler. Benim rûhumu geri verdiler ki, halka haber vereyim. Sakın, sakın, o serverlere dil uzatmayın. Bu sözleri temâm etdikden sonra, tekrâr öldü. (Şevâhid-ün nübüvve)den terceme olunmuşdur.