Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” Ehl-i Beytinin Menâkıbı - 13 - kainatingunesi.com

Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” Ehl-i Beytinin Menâkıbı:

Onüçüncü Menâkıb:

(Hadîka-i Fudûli) kitâbından nakl edilmişdir. Bir bayram günü halk toplanmış, neş’eli idiler. Şeyhzâdeler [hazret-i Hasen ve hazret-i Hüseyn] de geldiler. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin hizmetine müşerref olup [huzûr-ı şerîflerine varıp], tazarru’ ile arz etdiler ki, ey Seyyidi Kâinât! Kureyş ileri gelenlerinin çocukları, giydikleri yeni ve renkli elbise ile övünürler. Bizim de yeni ve renkli elbisemiz olsa idi, giyerdik. Habîbullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri bu endîşe ile, Allahü teâlânın dergâhına niyâz ederken, hazret-i Cebrâîl aleyhisselâm gelip, Cennetden kâfurlu iki elbise getirdi. Birini hazret-i Hasene, birini hazret-i Hüseyne verdi. O şehzâdeler elbiseleri renksiz görüp, tazarru’ etdiler ki, bizim elbiselerimiz de renkli olsa idi dediler. Cebrâîl aleyhisselâm bu kolaydır; yâ Resûlallah. Emr buyur, su getirsinler. Ben elbiselerin üzerine dökeyim. Siz de ayı ikiye bölen eliniz ile ovalayın. Şeyhzâdeler renk beğensinler, dedi. O emr söylendikde, hazret-i Hasen, buyurdu, bana, zümrüt renkli elbise sevimlidir. Hazret-i Hüseyn buyurdu, bana lâle renkli elbise sevimlidir. Hemen istedikleri gibi mesrûr olup, elbiseleri giyip, sevindiklerinde, hazret-i Cebrâîl aleyhisselâm ağladı. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdu ki: (Yâ kardeşim Cebrâîl! Herkesin sevindiği bir zemânda senin ağlamanın hikmeti nedir!) Cebrâîl aleyhisselâm buyurdu ki: Ey seyyid-i mükerrem! Cennetde gördüğün kasrları unutdun mu ki, hazret-i Hasenin kasrı yeşil, hazret-i Hüseynin kasrı kırmızıdır. Bu elbiselerin rengi de onlara işâretdir ki, hazret-i Hasen zehr içip, vefât edeceği sırada, mubârek rengi zümrüt gibi olur. Hazret-i Hüseynin mubârek yüzü kana boyandığı zemân rengi kırmızı olur. Kıt’a:

Zemânın sâkisinin iltifâtı budur ki, Hasenin bardağına zehr dökmekdir,

Felek cellâdının ahdi de, şehîd Hüseyne kılıç çekmekdir.