SAHÎH - kainatingunesi.com

SAHÎH:

Şartlarına uygun olan iş veya ibâdet.

Bir amelin, ibâdetin sahîh olması başkadır, kabûl olması başkadır. İbâdetlerin sahîh olmaları için, kendilerine mahsûs şartları, farzları vardır. Bunlardan biri noksan olursa, o ibâdet sahîh yapılmış, yerine getirilmiş olmaz. Cezâsından, azâbından kurtulunamaz. Sahîh olup da kabûl olmayan ibâdet için, azâb yapılmaz ise de, o ibâdetin sevâbına kavuşulamaz. İbâdetin kabûl olması için önce sahîh olması, sonra şu dört şartın bulunması da lâzımdır: İlim, niyet, hulûs yâni ihlâs ve kul hakkına riâyet. İmâm-ı Rabbânî rahmetullahi aleyh şöyle buyurmaktadır: “Bir kimse, peygamberin ameli gibi amel yapsa fakat üzerinde yarım dank (yâni çok az) kul borcu olsa, bunu ödemedikçe, Cennet’e giremez.” (Abdülhakîm Arvâsî)

Sahîh Bey’:

Aslı ve sıfatı dîne uygun olan satış. Mûteber olması için bütün şartlarını taşıyan alış-veriş. (Bkz. Bey’)

Sahîh bey’in meydana gelmesi için alıcı ve satıcının aynı kimse olmaması yâni bir kimsenin hem satıcıya, hem alıcıya vekîl olarak kendi kendisine satış yapmaması, akd yapılması yâni birinin îcâb yâni teklif edip, karşısındakinin onu ayrılmadan önce kabûl etmesi yâni söz kesilmesi, mebîin (malın) ve semenin (bedelin) mal olmaları, mütekavvim (kullanılmasına dînen izin verilen ve kullanılması mümkün) mal olmaları lâzımdır. (İbn-i Âbidîn)

Mal, sözleşme sırasında satanın mülkünde değilse, sonra satarak teslim etse, bu sahîh bey olmaz. Mülkünde olmayıp da sonra teslim edeceği malı satmak için selem satışı yapmalı, yâhut sözleşme yapmayıp semeni (bedeli) emânet almalı, satacağı mal eline geçince, pazarlık ve sözleşme yapmalıdır. (İbn-i Nüceym)

Sahîh Ced:

Ölenin babasının babası veya babasının babasının babası gibi derecesi yakın olsun uzak olsun aralarında kadın bulunmayan dede. Yâni araya kadın girmeyen büyük baba. (Bkz. Ferâiz)

Sahîh ced, ya ölenin babası ile bulunur veya bulunmaz. Bulunması hâlinde babanın varlığı cedd-i sahîhi mîrâstan düşürür. Meyyitin (ölünün) babası bulunmazsa, sahîh ced baba gibi olur ve babanın hakkı olan hisselerden alır. (M. Mevkûfâtî)

Sahîh Hadîs:

Âdil yâni yalancılıktan uzak, büyük günah işlemeyen ve hadîs ilmini bilen kimselerden işitilen, Resûlullah efendimize kadar, rivâyet edenlerden hiçbiri noksan olmayan ve mütevâtir yâni birçok Sahâbînin Resûl-i ekremden ve başka birçok kimselerin onlardan naklettikleri hadîsler ve meşhûr, yâni ilk zamanları bir kişi bildirmişken, ikinci asırda şöhret bulan hadîsler. (Bkz. Hadîs)

Dört mezheb imâmının (İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe, İmâm-ı Şâfiî, İmâm-ı Mâlik ve İmâm-ı Hanbelî’nin) her biri, kendi re’yi (görüşü) ile konuşmadığını bildirmiş ve talebelerine; “Sahîh hadîse rastlarsanız, benim sözümü bırakın. Resûlullah’ın hadîsine uyun!” demiştir. Mezheb imâmlarımız bu sözü, kendileri gibi müctehîd olan derin âlimlere söylemişlerdir. Çünkü böyle bir işi ancak onlar anlar ve yapabilir… (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)

Sahîh Kan:

Sekiz yaşını bitirip, dokuz yaşına bastıktan birkaç gün veya ay, yâhut seneler sonra, sıhhatli bir kızın veya âdet zamânı son dakikasından îtibâren tam temizlik (on beş gün) geçmiş olan kadının önünden çıkan ve Hanefî mezhebine göre, en az üç gün (yetmiş iki saat) devâm eden kan; hayız ve aybaşı kanı. (Bkz. Hayz)

Bir kız, sahîh kan ve sahîh temizlik gördükten sonra istimrar ederse (kan devâm ederse), bu kız âdeti belli olan kadın olur. Meselâ beş gün kan görse, sonra kırk gün temiz olsa, istimrâr başından beş gün hayz, sonra kırk gün temiz kabûl dilir. Kan kesilinceye kadar böyle devâm eder. (İbn-i Âbidîn)

Sahîh Kavl:

Fıkıh âlimlerinin bir iş hakkında müctehid âlimlerin kavillerinden (re’y ve ictihâdlarından) hakkında doğrudur veya doğru olan budur dedikleri kavl, hüküm, söz.

Bir müctehidin veya iki ayrı müctehidin bir iş hakkında iki ayrı kavli bulunsa, birine sahîh, diğerine esahh kavil dense, esahh kavl ile fetvâ verilir. (Bkz. Esahh) (İbn-i Âbidîn)

Sahîh Temizlik:

Ergenlik çağına erişmiş bir kızda veya kadında, âdet zamânından sonra başlayan ve içinde hiç kan görülmeyen, öncesi ve sonrası hayız günleri olan on beş veya daha fazla sayıdaki temiz gün.

Âdeti beş gün olan bir kadın, sahîh temizlikten sonra altı gün kan görürse, bu altı gün yeni hayız olur ve yeni âdeti olur. (İbn-i Âbidîn)

Sahîh-i Buhârî:

Kur’ân-ı kerîmden sonra, doğru oldukları, bütün İslâm âlimleri tarafından tasdîk edilmiş olan meşhur altı hadîs kitâbından birincisi.

Sahîh-i Buhârî’de yedi bin iki yüz yetmiş beş hadîs-i şerîf vardır. Bunlar altı yüz bin hadîs arasından seçilmiştir. İmâm-ı Buhârî hazretleri her hadîs-i şerîfi yazacağı zaman gusül abdesti alıp, iki rek’at namaz kılar, istihâre ederdi. Sahîh-i Buhârî’yi on altı senede yazmıştır. (Ahmed Nâim)

Sahîh-i Buhârî, en kıymetli hadîs-i şerîf kitâbıdır. İslâm âlimleri sözbirliği ile Kur’ân-ı kerîmden sonra en kıymetli kitâb, Sahîh-i Buhârî’dir, buyurmuşlardır. (Seyyid Abdülhakîm)

Sahîh-i Buhârî’deki hadîs-i şerîflerde buyruldu ki:

İçinizde en sevdiğim kimse, huyu en güzel olanınızdır.

Hayâ îmândandır. Îmânı olan Cennet’tedir. Fuhuş kötülüktür. Kötüler Cehennem’dedir.

Kızdığı zaman istediğini yapabilecek bir kimse, kızmazsa, Allahü teâlâ kıyâmet günü onu herkesin arasından çağırır. Cennet’te istediğin Hûrinin yanına git der.