TEVHÎD - kainatingunesi.com

TEVHÎD:

  1. Allahü teâlânın bir olduğuna inanmak, O’na kimseyi ortak etmemek. Yâni Lâ ilâhe illallah (Allahü teâlâdan başka ibâdete lâyık bir ilâh yoktur. O’nun ortağı benzeri yoktur) sözünü, mânâsına inanarak söylemek. (Bkz. Kelime-i Tevhîd)

İnsanların ilk dîni tevhîd dînidir. İlk insan ve ilk peygamber Âdem aleyhisselâmdır. İnsanlar, peygamberlere aleyhimüsselâm uydukları müddetçe tevhîd inancı üzere devâm ettiler. Fakat kendi başlarına gittiklerinde hep yanlış yollara saptılar, tevhîd inancından ayrıldılar. Allahü teâlâdan başka şeylere, putlara taptılar. İslâmiyet geldiği sırada Kâbe-i muazzamada 360 put vardı. İslâmiyet, putperestliği ve putları ortadan kaldırdı. Tekrar tevhîd inancını yerleştirdi. (Herkese Lâzım Olan Îmân)

  1. Tasavvufta kalbi Allahü teâlâdan başka şeylere bağlılıktan kurtarmak.

Tevhîd-i Şuhûdî:

Mâsivâyı (Allahü teâlâdan başka her şeyi) görmemek ve düşünmemek.

Tasavvuf yolunda yürümekten, nefsin istemediği zor gelen şeyleri yapmaktan ve sıkıntı çekmekten maksad, Allahü teâlâdan başka, her şeyin sevgisinden kurtulmaktır. Bu da tevhîd-i şuhûdî ile hâsıl olmaktadır. Bütün bu uğraşmalar, kulluğun, aczin, zavallılığın meydana çıkması ve hiç olduğumuzun anlaşılması içindir. (İmâm-ı Rabbânî)

Tevhîd-i Vücûdî:

Mâsivâyı (Allahü teâlâdan başka her şeyi) yok bilmektir.

Tevhîd-i vücûdîyi ilk açıklayan Muhyiddîn-i Arabî’dir. (İmâm-ı Rabbânî)

Büyük pederim Abdülehad, tevhîd-i vücûdda çok ileride idi. Bu yolda yüksek kitaplar yazmıştı. Bununla berâber, dînin edeplerinden hiçbirini bırakmazdı. (İmâm-ı Rabbânî)