Toronto Üniversitesine Türkoloji Kürsüsü - kainatingunesi.com

Yeni Dünya kıtasının şimâlinde, yani Kuzey Amerika’da Türklerin en yoğun yaşadığı şehir belki Toronto değil ama bu şehir dünyadaki en büyük Türkiyat koleksiyonlarından birsine ev sahipliği yapıyor. Toronto Üniversitesi, koleksiyonundaki 150 bine hakın Türk Dünyası ile alakalı eser ve çeşitli departmanlardaki akademik personali ile Türkoloji çalışmalarının büyük merkezlerinden biri olmaya namzet.

Başta Türkiye’nin Toronto Başkonsolosu Ali Rıza Güney olmak üzere gönüllü sivil toplum örgütleri Toronto Üniversitesi’nin taşıdığı bu muazzam potansiyeli daha etkin ve daha etkili biçimde değerlendirme yönünde kolları sıvamış durumda. Hazırlanan proje kapsamında Toronto Üniversitesi’nde kurulacak bir “Türkoloji Kürsüsü” ile hem Türk medeniyeti ve kültürünü batı literatürüne aktaracak, hemde dünyanın çeşitli ülkelerinden gelip burada öğrenim gören akademisyenler vasıtasıyla Türkiyat araştırmaları yeni bir soluk kazanacak. Ayrıca Başkonsolos Ali Rıza Güney ifadesiyle “bu çalışma Türk toplumunun Kanada’daki ‘prestij projesi’ olacak.

Bir Muazzam Kütüphane

Toronto Üniversitesi Kütüphanesi bünyesinde bulunan ortalama 150 bin Osmanlıca, Arapça, Farsça, Rusça ve çeşitli modern Türk dillerinde eserler ile ve harita arşivinde özenle saklanan, sosyal bilimlerin olmazsa olmazı onlarca cilt eski – yeni harita tasnifiyle Türkiyat sahasında hacimli koleksiyonlardan birine ev sahipliği yapıyor.

Toronto Universitesi Nadir Eserler Kutuphanesi

Toronto Uni. Nadir Eserler Kütüphanesi

Dijital ortama aktarılmış ve kütüphaneler arası ağlarda paylaşılama açılmış eserlerin miktarı o kadar büyük boyulara ulaşmış ki, artık sayısını kütüphane yetkilileri bile tam olarak kestiremiyor. Araştırmacıların muhtaç olduğu milyonla kitabı içeren, çeşitli dillerdeki yayınları birebir takip eden ve 24 saat hizmet veren devâsâ araştırma merkezleri ile Toronto Üniversitesi öğrencilere kesintisiz hizmet veriyor.

Türkoloji Kürsüsü

Hâlihazırda Toronto Üniversitesi bünyesinde yer alan, Yakın ve Orta Doğu Araştırmaları bölümü çatısı altında Osmanlıca ve Türkçe, diplomatik dersleri veriliyor, Osmanlı ve Türk tarhine dair pek çok derste açılıyor.

Bunun yanında Güney Asya Araştırmaları, Tarih, İlahiyat, Sosyoloji, Siyasal Bilimler, Hukuk, Kadın ve Cinsiyet Çalışmaları, Yadudi Çalışmaları, gibi bölümlerde Türkiyat araştırmalarının ilgi alanına girecek çalışamlar da yapılıyor. Ancak proje kapsamında bütün bu çalışmaları sürekli, düzenli ve sistemli kılmak, doğrudan Türkolojinin sahasına hizmet verecek lisansüstü öğrenimi sunan program teşkil etmek ve akademisyen yetiştirmek için ayrıca bir kürsü açılması düşünülüyor.

Bir Toronto Tecrübesi

Bu satırların yazarı olarak  şöyle bir tecrübemi paylaşabilirim. “Emir Timur” ile ilgili yaptığım bir çalışma kaynak sıkıntısı sebebi ile yıllardır sürüncemede bekliyordu. Özellikle İngilizce, Rusça, Özbekçe kitapların biri yurt dışından getirilse bile ötekisi eskik kalıyordu. Fırsat bulup Toronto Üniversitesi kütüphanesine çalışmalara başladığımda konu ile ilgili ihtiyacım olan pek çok esere istisnasız ulaştım. “Pravda” gazetesinin miktofilmleri, Rusça, Özbekçe tetkik eserleri, Farsça birincil kaynakları buldum. Yalnız Rusça eserlerden birisi kütüphanede bulunmuyordu, o da “kütüphaneler arası istek” yapılarak Amerikan Kongre kütüphanesinden getirtildi. Maalesef bu eserlerin hiç birine Türkiye’de Toplu katalog üzerinden bile ulaşmak mümkün değildi.

Dr. victor ostapchuk

Dr. Victor Ostapchuk, Toronto Üniversitesi’nde Osmanlı Tarihi, ve  Paleografyası dersleri veriyor.

Türkiye Üniversitelerinde Kütüphaneler

Son yıllarda Türkiye’de neşredilen eserler hariç, gerek dün gerekse bu gün dünya çapınya yapılan yayınların, tektik eserlerin, akademik çalışmaların Üniversite kütüphanelerinde yeterli seviyede bulunmadığından sahada çalışan her bir araştırmacının şikayetidir.

Özellikle Kitap ve kütüphanelerin Türkiye Üniversiteleri’ndeki durumu 1980 sonrasında malesef yürek burkan bir seyir izler. Eski eserlerin bir kısmı gayri resmi yollardan talan edilirken, bazı kitaplar da siyasi kaplaşmalara kurban gider.

Sovyetler birliği içersindeki Türkî Cumhuriyetlerde kril alfabesi ile kaleme alınmış, bilvesile gümrükten geçmeyi başarıp kütüphane kataloglarına intikal etmiş Türk tarihi, edebiyatı, bilimi ile alakalı çalışmalar yahut çok önemli Rusça araşırma eserleri “komünist işi” denilerek sümen aldı edilir. Eski harfli yazmaların, mecmuamaların, gazete kolleksiyonlarının “irtica” yaftası ile nasıl depolara kaldırdığı, halen pek çoğunun tasnif beklediği herkesin malumudur.

Eşi Prof. Şinasi Tekin ile birlikte uzun yıllar Harvard Üniversitesi’nde Tarih ve Türkpoloji alanında çalışmalar yapan Prof. Gönül Tekin bu konuda şöyle bir hatırasını nakediyor;

Amerika’dan dönüşte yanımda 10 koli kitap ile geliyordum. İçlerinde çalışmalarında kullanacağım çok kıymetli Rusça, Arapça, Farsça kitaplar bulunuyordu. Gümrükte kitapları açıp tek tek baktılar, sonra benden “komünist” şüpesiyle saatlerce ifade aldılar. Kendimi kurtardım ama o kitapların akibeti hiç iyi olmadı. İade etmediler.

Türkoloji Projesinin Finansmanı

resepsiyonToronto Üniversitesi’nde Türkoloji Departmanı Kurulması için hazırlanan Proje kapsamında gerekli meblağın bağış yolu ile toplanması kararlaştırıldı. Başkonsolos Ali Rıza Güney‘in belirttiğine göre proje finansmanının temini için 21 Eylül’de Toronto Üniversitesi’nde bir resepsiyon düzenlecek. Resepsiyonda proje için bağışlar toplanacak ve Kanada’da yaşayan Türk sanatçıların projeye bağışlayacakları eserleri açık artırma yoluyla satılarak destek sağlanacak.

Ayrıca projede gönüllü görev alan sivil toplum örgütleri bir kahve parasının bile yerine göre önemli bir boşluğu dolduracağını, en ufak bağışların bile kabul edildiğini belirtiyor.

Diğer yandan bağış yolu ile toplanan miktara eşit bedelinde Toronto Üniversite tarafından sağlanacağı konsundan anlaşmaya varıldı. Departmanın kurulması ile Türkiyat araştırmaları alanında çalışmalar hız kazanacak ve bu alanda buslu doktora öğrencileri de bölümde öğrenim görebilecek.

Dahası burada kurulacak bir Türkoloji departman ile Türkiye’deki ilgili bölümler yakın temas içerisinde olacak ve mutlaka karşılıklı kazanımlar elde etme fırsatı doğacak. Ayrıca bu bölüm, disiplinler arası kadrosuyla, programıyla ve tabi en önemlisi kütüphanesiyle Türkiye’de yeni kurulan pek çok Türkiyat enstitüsüne de çeşitli bakımlardan model oluşturacak.