"Yarın için nafaka bile saklamam...” - kainatingunesi.com
“Allahü teâlâ size, şehvetinize uymayı ve mal yığmayı emretmemiştir. Fâni olan şu hayat için altın yığanlar (bilsinler ki), hayat, Allahü teâlânın elindedir, iyi biliniz ki, ben, ne altın, ne de gümüş yığarım. Hattâ yarın için nafaka bile saklamam.”
Ahmed ibn-i Merdeveyh hazretleri hadis âlimlerinin büyüklerindendir. 323 (m. 935)’de İran’da İsfehan’da doğdu. 410 (m. 1019)’da vefât etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerin bazıları:
“Allahü teâlâ size, şehvetinize uymayı ve mal yığmayı emretmemiştir. Fâni olan şu hayat için altın yığanlar (bilsinler ki), hayat, Allahü teâlânın elindedir, iyi biliniz ki, ben, ne altın, ne de gümüş yığarım. Hattâ yarın için nafaka bile saklamam.”
“İyi ahlâk; gelmeyene gitmen, vermeyene vermen ve zulmedeni bağışlamandır.”
Birisi Resûlullaha (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi ve “Babam size selâm söyledi” dedi. Resûlullah buyurdu ki: “Aleyke ve alâ ebîkesselâm.”
Abdullah İbni Mes’ûd (radıyallahü anh) rivâyet etti: Resûlullah efendimiz  buyurdu ki: “İlim yok olmadan evvel ilim öğrenin. İlmin yok olması demek, âlimlerin ölmesi demektir. İlim öğrenin. Çünkü hiçbiriniz, öğrendiklerinize ne zaman muhtaç olacağınızı bilemezsiniz.”
Abdullah bin Muhammed (radıyallahü anh) anlattı: Câbir bin Abdullah’tan (radıyallahü anh) işittim. Bir kimsenin Resûlullahtan bir hadîs-i şerîf öğrendiğini haber alınca, bir deve satın alıp yola koyuldum. Bir ay yolculuktan sonra Şam’a geldim. Meğer hadîs-i şerîfi öğrenen Abdullah bin Umeys (radıyallahü anh) imiş. Evine gittim. Hizmetçisine, “Câbir, sizinle görüşmeye gelmiş deyiniz” dedim. Hizmetçi içeri girip çıktı. “Câbir bin Abdullah mı?” diye sordu. “Evet” dedim. Biraz sonra Abdullah bin Umeys (radıyallahü anh) dışarı çıktı. Kendisiyle sarılıp kucaklaştık. Ona, “Kısas hakkında senin Resûlullahtan bir hadîs-i şerîf işittiğini öğrendim. Onu öğrenmeden öleceğimden korktum. Bunun için bir aylık yoldan geldim” dedim. Bunun üzerine hadîs-i şerîfi nakletti. Resûlullah buyurdu ki: “Allahü teâlâ, kıyâmet günü insanları, çıplak, sünnetsiz ve eli boş olarak haşreder. Sonra, onlara yakın ve uzakta olanların işitebileceği bir sesle; (Hesap görücü benim. Tek hâkim benim. Cehenneme gideceklerden hiçbir kimse Cennetlik birisindeki hakkını almadan Cehenneme girmeyecektir. Cennete gireceklerden hiçbir kimse de, Cehennemlik birisinin kendisinde alacağı varsa, onu kendisinden almadan Cennete giremeyecektir. Herkesin hakkını alacağım) diye nidâ edecek.” Biz, “Yâ Resûlallah! Biz oraya çıplak, sünnetsiz ve eli boş olarak geleceğiz. Bu nasıl olur?” dedik. Resûlullah (Çünkü kısas; mükâfat ve ceza verilerek yapılacaktır) buyurdu.”