Abdülaziz b. Revâd Hazretleri
Aslen Horasanlıdır. Mekke-i Mükerreme’ye gelip yerleşti ve vefâtına kadar orada yaşadı.
lbn-i Mübârek buyurur: “O çok ibâdet ederdi, hadîs-i şerîf ilminde ise, sika (güvenilir) bir zât idi…”
Süfyân-ı Sevri hazretleri ve birçok âlimler, onun rivâyetle- rine îtibar ederlerdi…
Şaktk-i Belhî ki, hemşehrisi sayılır bildirdiğine göre; “Yirmi yıl gözleri görmedi!” Bu kadar müddetle, çoluk çocuğunu göremedi. Bir gün oğlu, kendi kendine düşünüp dedi ki: “Babacığını!.. Senin gözlerinin görmemesine, çok üzülüyorum…”
Oğlunun başını okşadı ve: “Ben hiç üzülmüyorum. Bilâkis! Allahü teâlâdan gelen herşeye râzıyım!” buyurdu…
Bir zaman Mekke-i Mükerre’meye, âfet şeklinde yağmur yağdı!.. Çok kimsenin, evleri yıkıldı. Bu âfetten, Abdülaziz hazretlerinin hânesi kurtuldu! Allahü teâlânın lûtfuna şükür olarak, bir köleyi satınalıp azâd etti ve: “Belki de gözlerimin görmemesi, bu lûtf-u İlâhiye sebep oldu…” buyurdu…
Kendisinden ricâ ettiler: “Bize nasihat et!”
“İslâm’dan, Kurân-ı Kerim’den ve saçının beyazlığından ibret almayana; nasihat kâr etmez!..” cevabını verdi…
Birgün şöyle sordular: “Yâ Şeyh!.. Bu gece, nasıl sabahladın?” Ağlamaya başladı!… Hayretle: “Niçin ağlıyorsun?” dediler. Bunun üzerine: “Ölümü unutmuş, üstelik günâhı çok kimsenin; hali nasıl olsun!” buyurdu. Sözlerine daha sonra, şöyle devam etli “Ömür hergün eksiliyor. Ecel sür’atle yaklaşıyor!.. Akıbetin ne olacağı; Cennet mi, Cehennem mi belli değil!.. Ağlamayayım da, ne yapayım?”
Bir büyük zâtı, ölüm hastalığında ziyaret etti ve: “Lütfen bana, nasihat eyle!..” dedi. O da buyurdu ki: “Bu yatak için; sâlih amel işle!…”
775 (159h) yılında, Mekke-i Mükerreme’de vefat etti.
Rahmetullâhi aleyh.