AĞACIN GÖVDESİNDEKİ SIR - kainatingunesi.com

Ağacın gövdesindeki sır Ağaçların fotosentez yapmasını sağlayan, yapraklar dışında başka yardımcılar da vardır. Baharda erken çiçek açan bir ağaç, bunu bu yardımcılarına borçludur.

Gövdesiz bir ağaç, ağaç olamazdı. Bodur olsun, uzun ya da destekli olsun, dünya üzerinde her gövde aynı işlevi görür. Yaprakları tutar ve kökle bağlantılı kalmalarını sağlar. Fakat ağaçların gövdelerinde saklı garip bir sırları var.

Ağaç kabuğu soyulunca, odunun dış hatlarını kaplayan yeşil bir doku çıkar ortaya. Buradaki hücreler kloroplast ile doludur ve bunlar da, fotosentez için kullanılan enerji santralleridir. Yeşil hücreler gözümüzden uzak olsalar da, karbondioksit ve sudan şeker üretmek için güneş ışığını kullanıyorlar. Aynı yemyeşil geniş yapraklar gibi davranmaktalar, yine onlar kadar etkili değiller.

İlk bakışta bu düşünce çok çılgınca geliyor. Öncelikle, nasıl oluyor da güneş ışığı, altta ka- lan kloroplasta sızıyor?

Işık içeri süzülüyor.

Ölçümler, cevabın çok kolay olduğunu gösteriyor. Işık, düz ve pütürlü ya da yumuşak ağaç kabuğundaki çatlaklardan içeri sızıyor. Bazı ağaçlar kendi kabuklarında yarıklar açarlar, bunun nedeni ışığın içeri süzülmesini sağlamak olabilir. Ve bu da, bazı çınarların dokularının neden çok renkli olduğunu açıklar. Ağaç  kabuğu, küçük gözenekleri sayesinde gazları ve güneş ışınlarını geçiren bir elek görevi görüyor.

En ilginci, kabuk ıslakken daha çok ışık geçiriyor ve bazı ağaç gövdeleri, ıslandıkları zaman renk değiştiriyorlar.
Daha da tuhafı, ışık bazı ağaç kabuklarının derinliklerine kadar nüfuz edebiliyor. Cansız gibi görünse de alttaki odun kısmı, gelişen ve yeni hücrelere bölünen, dalların daha uzun ve daha geniş olmasını sağlayan bir damar ağına sahip.

Bu canlı hücrelerden bazıları da fotosentez yapıyor; fakat ışığın ağaç gövdesinin bu kadar derinlerine inebilmesi bilimcileri şaşırttı.

Odunu havalandırıyorlar

Öyle görünüyor ki, gövdeler fotosentez için epey çaba harcıyor. Ama neden bununla uğ- raşsınlar ki? Bir tahmine göre, odun kısmını havalandırıyorlar. Tıpkı hayvanlar gibi, bitkiler de nefes almak zorunda gıdanın enerjisini al- mak için oksijen “çekiyor” ve karbondioksit salıyorlar.

Mesele şu ki kabuğun altındaki odun kısım, havasızlıktan boğulabilir.


Çünkü bu, tıpkı kafanızda bir çuvalla nefes almaya benziyor. Yeşil dokular, odunun derindeki damarlarına kadar taze oksijen soluyabilir ve buralardaki atık karbondioksiti temizler. Ağaçlar, dalların da fotosentez için kullanır. Bu gizli fotosentez, ağaca ilk bakışta gördüğümüzden çok daha fazla hareketlilik katar.


Fazladan fotosentez, ağaca bahardan hemen önce büyük bir enerji verir; özellikle de yaprakları açılmadan önce çiçeklenen türlerde. Ayrıca, mahallî sorunlarda da ağaca yar- dımcı olur: yaraların iyileştirilmesi ve zararlılar- la savaşılması gibi.


Bütün bunlar, ağaçların, düşündüğümüzden daha etkili bitkiler olduğunu gösteriyor.


Fotosentez sonucu oluşan karbonun yarısının, ağacın kendi solunumu nedeniyle tüketildiği sanılıyordu. Ama öyle görünüyor ki, ağaç, karbondioksit emmekle bize başka bir fayda daha sağlıyorlar.


Bu bilginin ışını da anlaşılıyor ki, epey bir karbondioksit ormanlarda zarar verebileceği ko- numdan çok uzakta ağaç gövdelerinin içinde kapalı halde tutuluyor.