MUHAMMED ALEYHlSSELÂM'IN anne ve babası mü'min idi - kainatingunesi.com

MUHAMMED ALEYHlSSELÂM’IN anne ve babası mü’min idi

 Habîb-i ekrem sallallahü aleyhi ve sellem efendimi­zin babası ve annesi İbrahim aleyhisselâmın dîninde idi. Yâni mü’min idiler. İslâm âlimleri; onların İbrahim aleyhisselâmın dîninde olduk­larını ve Muhammed aleyhisselâma peygam­berliği bildirildikten sonra da onun ümmetinden olmaları için diriltilip, Kelime-i şehâdeti işittiklerini, söylediklerini ve böylece bu ümmetten de olduklarını bildirmişlerdir.

Muhammed aleyhisselâm, sekiz yaşına kadar dedesinin yanında büyüdü. Dedesi Abdülrnuttalib, Mekke’de sevilen ve çeşitli işleri idare eden bir zât olup, heybetli, sabırlı, ahlâklı, dürüst, mert ve cömert idi. Fakirleri doyurur, hattâ aç ve susuz kalan hayvanlara bile yiyecek verirdi. Allahü teâlâya ve âhırete inanırdı. Kötülüklerden sakınır, câhiliyye devrinin her türlü çirkin âdetlerinden uzak dururdu. Mekke’de zulme, haksızlığa engel olur ve gelen misafirleri ağırlardı. Ramazân ayında Hıra dağında inzivaya çekil­meyi âdet edinmişti. Çocukları seven ve şefkat sahibi olan Abdülmuttalib, sevgili torununu bağ­rına basıp gece-gündüz yanından ayırmazdı. O’na büyük bir sevgi ve şefkat gösterirdi. Kabe’ nin gölgesinde kendisine mahsus olan minde­rine O’nunla beraber oturur, mâni olmak isteyenlere; “Bırakın oğlumu, O’nun şânı yücedir” derdi. Peygamber efendimizin dadısı Ümmü Eymen’e, O’na iyi bakmasını ısrarla tenbih eder; “Oğluma iyi bak. Ehl-i kitab, benim oğlum hakkında bu ümmetin peygam­beri olacak diyorlar” der idi. Ümmü Eymen demiştir ki: “O’ nün çocukluğunda ne açlıktan, ne de susuzluktan şikâyet ettiğini gördüm. Sabahleyin bir yudum zemzem içerdi. Kendi­sine yemek yedirmek istediğimizde; “İste­mem, tokum” derdi.” Abdülmuttalib uyurken ve odasında yalnızken, O’ndan başkasının yanına girmesine müsâde etmezdi. O’nu şef­katle bağrına basar, okşar, sözlerinden ve hareketlerinden son derece hoşlanırdı. Sof­rada O’nu yanına alır, dizine oturtur, yemeğin en iyisini, en lezzetlisini O’na yedirir ve O gel­meden sofraya oturmazdı. O’nun hakkında nice rüyalar görüp, bir çok hâdiselere şâhid oldu. Bir defasında, Mekke’de kuraklık ve kıtlık olmuştu. Abdülmuttalib, gördüğü bir rüya üzerine Muhammed aleyhisselâmın elin­den tutarak Ebû Kubeys dağına çıkıp; “Allahım, bu çocuk hakkı için, bizi bereketli bir yağmur ile sevindir” diyerek dua etti. Duası kabul olundu ve bol yağmur yağdı. O zamanki şâirler bu hâdiseyi, şiirler yazarak dile getirmişlerdi.