1.CİLD 62.MEKTÛB - kainatingunesi.com

 

İMÂM-I RABBÂNÎ AHMEDÎ FÂRÛKÎ SERHENDÎ

1.CİLD

62.MEKTÛB

 

Bu mektûb, Mirza Hüsâmeddîn-i Ahmed cenâbına yazılmıştır. Cezbe ve sülûk anlatılmaktadır:

Allahü teâlâya hamd olsun. Onun sevdiği, seçtiği kimselere selâm olsun! Tasavvuf yolu iki kısmdır: Cezbe ve sülûk. Bunlara tasfiye ve tezkiye de denir. [(Sülûk), uğraşarak ilerlemektir. (Cezbe) çekip götürülmektir.] Sülûktan önce olan cezbenin, yâni tezkiyeden önce olan tasfiyenin kıymeti yoktur. Sülûk tamamlandıktan sonra olan cezbe yâni tezkiyeden sonra olan tasfiye lâzımdır ve seyr-i fillahda hâsıl olur. Önce olan cezbe ve tasfiye, sülûkü kolaylaştırmaya yarar. Sülûk olmadan, maksada kavuşulamaz. Yol tamam gidilmedikçe, cemâl-i ilâhî görünmez. Önceki cezbe, sonra olan cezbenin sûreti, nümûnesi gibidir. Hakîkatta, birbirinden başkadırlar. Büyüklerimizin, (Sonda olan şeyler, başlangıçta yerleştirilmiştir) sözünden maksat, (Nihâyetin sûreti, görünüşü yerleştirilmiştir) demektir. Nihâyetin kendisi, başlangıca sığabilir mi? Elbet sığmaz. Nihâyet, başlangıca, hiç benzemez. O hâlde sûretten, hakîkata geçmek lâzımdır. Hakîkati bırakıp, sûretle oyalanmak, uzakta kalmak, ilerliyememektir. Allahü teâlâ, hepimizi sûretten kurtarıp, hakîkata kavuştursun! Âmîn.