Hazreti Şuayb’ın mûcizeleri - kainatingunesi.com

Hazreti Şu’ayb’ın mûcizeleri

Her peygamber gibi Şuayb (aleyhisselam) da peygamberliğini ispatlamak ve sözünün doğru olduğunu göstermek için mûcizeler izhâr etti. Bunlar karşısında inananların îmânı kuvvetlendi, bâzı kimseler îmâna geldi, inatçı kâfirler ise onu, sihirbazlıkla ithâm ettiler. Elbetteki gözün görmemesi, güneşin kabahati değildi. Güneş ancak ışık neşrederek gözün görmesini kolaylaştırır. Yoksa göz başka ışıklarda da görür. Şuayb’ın (aleyhisselam) mûcizelerinden bâzıları şunlardır.

Bir gün kavmi, kendisinden peygamberliğini isbat için mûcize göstermesini istediler. Medyenliler; “Siyah olarak doğmuş olan kuzularımız beyaz olsun” dediler. Şu’ayb (aleyhisselam), duâ edince, duâsı kabûl buyrulup; “Yâ Hayy, yâ Kayyûm, yâ Rahmân, yâ Samed, yâ Sebbûh” ism-i şerîfleri ile duâ etmesi emredildi. Şuayb (aleyhisselam) böyle duâ edince kuzuların hepsi beyaz oldu.

Yine bir defâsında kavmi gelip; “Hak peygamber isen duâ et de şu dağlar ve taşlar kalkıp, yerleri dümdüz ovalık olsun” dediler. Şuayb (aleyhisselam), bu yolda duâ edince, cenab-ı Hak kabûl buyurup, elini dağ ve taşlar üzerine koymasını emreyledi. Elini koyduğu her taş, toprak oldu. Oradaki dağ ve taşlardan eser kalmayıp, kavminin istediği gibi bir ova meydana geldi.

Peygamber olduğunu Allahü teâlânın emriyle açıklayınca, kavmi, koyun sâhibi olmayan Şuayb’ın (aleyhisselam), kendilerinin koyunlarını ellerinden almak için böyle bir yola başvurduğunu iddiâ ettiler. Şuayb (aleyhisselam) bunu duyunca üzüldü. Kendisine koyun ihsân eylemesi için Allahü teâlâya duâ etti. Orada bulunan taşlara eliyle işâret etmesi emr olundu. Emir olunan şekilde taşlara işâret  edince, o anda hepsi koyun oldu. Şuayb’ın (aleyhisselam) koyunları, kavminin birkaç misli fazla oldu.

Şuayb (aleyhisselam), bir defâsında bir yerde bulunan taşların etrâfında döndü. O taşlar bakır oldu. Bakırları işleten insanlar çok zengin oldular.

Şuayb’ın  (aleyhisselam) kavminin bulunduğu yerde büyük kum tepeleri vardı. İnsanlar onlardan çok sıkıntı çekiyorlardı. Şu’ayb’dan (aleyhisselam)   bu kum tepelerini kaldırmasını istediler. O da duâ etti. Sonra eliyle işâret edince, Allahü teâlânın izniyle tepeler, uçan kuşlar gibi kalkıp kimsenin rahatsız olmayacağı bir yere kondular.

Şuayb (aleyhisselam) bir dağa çıkacağı zaman, dağ küçülür. Âdeta bir deve gibi çökerdi. Şuayb (aleyhisselam) istediği yere çıkınca yine eski hâlini alırdı.

Şuayb’ın (aleyhisselam) mûcizelerinden biri de doğru yoldan sapmış olan Eykelilerin; “Eğer peygamber isen, bizim üstümüze bir parça düşür” demeleri ve Şu’ayb’ın  (aleyhisselam), bu hâli  Allahü teâlâya arz etmesi üzerine, gökten azâb inmesidir. Önce sıcaklık artmış daha sonra da bir bulut görünmüştü. İnsanlar, bulutun altına toplanınca üzerlerine ateş yağarak hepsi helâk oldular. Onların hâlini seyreden müslümanlar, kâfirlerin çektiği sıkıntıdan hiç rahatsız olmadılar. Hâlbuki onlarla aralarındaki mesâfe fazla değildi ve onları seyrediyorlardı.

  • Tefsîr-i Mazharî
  • Tefsîr-i Kebîr
  • Tefsîr-i Tıbyan
  • Tefsîr-i Mevâkıb
  • Hâşiye-i Şeyh-zâde
  • Tefsîr-i Ebüssü’ûd
  • Tefsîr-i Hüseynî
  • Fethü’l-Bârî cild-4 sh. 362 cild-6 sh.323
  • Mir’ât-ı Kâinât: cüz-1 sh.99
  • Kısas-ül Enbiyâ (Arâis); sh.164
  • Kısas-ül Enbiyâ (Neccâr); sh.145
  • Mu’cizâtü’l Enbiyâ ;sh 156
  • Kâmus_ül-alâm; cild-6, sh. 4244
  • Künhü’l-ahbâr; cild-2 sh.27
  • El-Kâmil fit-târih; cild-1 sh.157
  • Hüsnü’t- tenebbüh (Necmeddîn Gazî)
  • Ravdatü’l-ebrâr; cild-1, sh.157
  • El-Müdhiş(İbn-i Cevzî, Beyrut-1973); sh.93
  • Kimyâ-i Saâdet (İmâm-ı Gazâlî, Tahran- 1964)¸sh.272,690,704
  • Mürûc-üz-zeheb; cild-1, sh.46
  • Târih-ül-ümem vel-mülûk (Târih-i Taberî)
  • Ahsen-ül-enba’; sh.11
  • Ravdat-üs-safâ; sh.233
  • Rehber Ansiklopedisi, cild-6, sh.99
  • Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediye; sh.804