HIZIR ALEYHİSSELÂM - kainatingunesi.com

HIZIR ALEYHİSSELÂM

İbrâhim aleyhisselâmdan sonra yaşamış bir peygamber veya velî. Zülkarneyn aleyhisselâmın, askerinin kumandanı ve teyzesinin oğludur. Mûsâ aleyhisselâm ile görüşüp, yolculuk etti. Muhammed aleysselâmın ümmetinden değildir. Fakat vefâtından sonra rûhu insan şeklinde gözüküp, gâriplere yardım etmektedir.

Hızır aleyhisselâmın ismi ve soyu hakkında değişik rivâyetler vardır. Vehb bin Münebbih, bu husûsu şöyle bildirmiştir. Belkâ bin Melkân bin Fâli’ bin Şâlih bin Âmir bin Erfâhşeh bin Sâm bin Nûh. “Hâzin tefsîri”nde  isminin “Belkâ”, künyesinin de  Ebü’l-Abbâs olduğu kayıtlıdır. “Lübâb tefsîri”inde  de Peygamber efendimizin (s.a.v.); “Müsa’nın (a.s.) bulduğu görüştüğü Hızır (a.s.) olup, ismi Belkâ bin Melkân’dır” buyurduğu nakledilmiştir. Bazıları ; “Hızır; Beni İsrâil neslinden idi” demişlerdir. Bazıları da; “Bir padişahın oğlu idi. Dünyayı terketmiş, dünya malına ve mevkîine gönül bağlamamıştır”demişlerdir.

Hızır ismiyle meşhur olmasının sebebi, kuru bir yere oturup kalktığı zaman, oranın yeşerip, yemyeşil olmasından dolayıdır. “Sahih-i  Buhari” de bildirilen bir hadis-i şerifde, Peygamber  efendimiz (s.a.v.); “Hızır (a.s.) otsuz, kuru bir yerde oturduğunda, o yer birdenbire yemyeşil olur peşi sıra dalgalanırdı” buyurmuştur. Ebu  Hüreyre’nin (r.anh), Peygamber efendimizden (s.a.v) işittiği bir hadis-i şerifte; “O (Hızır aleyhisselâm)  her nerede namaz kılsa, orası baştan başa yeşillik olur” buyruldu. Bundan dolayı ona, Hızır denildi. Hızır lafzı onun lakabıdır. Hızır lafzında; Hızır, Hızır ve Hazr olmak üzere üç telaffuz (okunuş) vardır.

Hızır aleyhisselâm, güzel ahlak sahibi, cömert ve insanlara karşı çok şefkatli idi. Allahü teâlânın izni ile keramet ehli olup kimya ilmini bilirdi. Hak teâlânın bildirmesiyle, ledünnî ilime mutâlli idi. Yine Allahü teâlânın emri ile, ihtiyaç sahiplerinin işini görüp, hacetlerini gidermeyi üzerine alır.

Hızır aleyhisselâm Allahü teâlânın sevgili kullarından idi. Doğdu, büyüdü ve vefât etti. Ancak Allahü teâlâ, onun rûhuna; insan şeklinde görünmek ve kıyâmete kadar yardım isteyen müslümanların imdâdına yetişmek,  yardım etmek, konuşmak, ilim öğrenmek ve öğretmek özelliklerini verdi. Bâzı âlimler nebî (peygamber); kimi alimler de velîdir dediler. Vefât edip etmediği husûsunda da değişik rîvayetler vardır. Hızır aleyhisselâmda yaşayan insanlarda görülen hâller bulunduğu için yaşıyor zannedilmektedir. Büyük islam âlimi İmâm-ı Rabbânî  Müceddîd-i elf-i sânî hazretleri bir mektubunda Hızır aleyhisselâmdan şöyle bahsetmiştir.

“Allahü teâlâya hamd olsun! O’nun seçtiği kullarına selâm olsun! Çok zamandan beri, sevdiklerimiz, Hızır (alâ nebiyyinâ ve aleyhisselâtü vesselâtü vesselâm) için soruyorlar. Onun için bu fakîre lâzım olan bilgi verilmediğinden, cevap yazmıyordum. Bu gün sabah vakti toplanmıştık. İlyâs (aleyhisselâm) ile Hızır (alâ nebiyyinâ ve aleyhümüsalevatü  vetteslîmât) rûhânî şekillerde geldiler. Hızır (aleyhisselâm) rûhânî olarak dedi ki: “Biz rûhlar âlemindeniz. Allahü teâlâ, bizim rûhlarımıza öyle bir kuvvet vermiştir ki insan şeklini alırız. İnsanların yaptığı işleri, bizim rûhlarımızı da yapar. İnsanların yaptığı gibi yürürüz, dururuz, ibâdet ederiz…” Bu iki büyükden yardım ve dua istemeyi düşündüm. “Allahü teâlânın lütfuna, ihsânına , nîmetlerine kavuşan bir kimseye biz ne yapabiliriz?”dedi. Sanki kendilerini aradan çektiler. İlyâs  (alâ nebiyyinâ ve aleyhisselâtü vesselâm) bu konuşmaya hiç katılmadı. Bir şey söylemedi. Vesselam.”

İslâm âlimlerinin büyüklerinden Muhammed Mâsum Fârûkî Hazretleri de “Mektûbât-ı Masûmmiyye” adlı kıymetli eserinin birinci cildi 182. mektubunda, bir zâtın suâline cevap olarak şöyle buyurdu: “Hızır aleyhisselâmın, hayatta olduğuna inanmak lazım olup olmadığını soruyorsunuz? Âlimlerimiz bunu söz birliğiyle bildirmedi. Evliyâdan bâzıları ( rahmetullahi aleyhim ecmaîn), Hızır aleyhisselâmı gördüklerini, konuştuklarını bildirmişler ise de, böyle haberler onun hayatta olduğunu göstermez. Rûhu insan şeklinde görülmüş, insanın yapacağı şeyleri rûhu ile yapmış olabilir. O zaman hayatta olmuş ise, şimdi de hayatta olması lâzım gelmez. “ El-isâbe-fî-ma’rifet-is-sahâbe” kitabında Hızır aleyhisselâmın yaptığı çok şeyler yazılıdır.Âlimlerin çoğu, Hızır aleyhisselâmın öldüğünü bildirdi. Eğer hayatta olsaydı, Peygamber efedimize gelir birlikte Cumâ namazı kılar, sohbetinde ve cîhatlarında bulunurdu.

Vefât etmiş velîlerin rûhları, bâzen âlem-i misâldeki sûretleri ile (insan şeklinde) görülür. Çünkü, dünyâda olan herşeyin âlem-i misâlde bir sûreti vardır. Hattâ maddî olmayan mânevî şeylerinde orada sûretleri vardır. Âlem-i misâl, hayâlî şeyler değildir. Bu gördüğümüz madde âlemi gibi var olan bir âlemdir. Evliyânın rûhları, bâzan kendi bedenleri şeklinde görünür. Bâzan da bedensiz, şekilsiz olarak rûhları insanın rûhları ile buluşur, görüşür.”