Hübeyretü’l-Basrî Hazretleri - kainatingunesi.com

Hübeyretü’l-Basrî   Hazretleri

Onyedi yaşında, Kur‘ân-ı Kerîm’i ezberledi. Birçok âlim­den, dîn ve dünyâ dersleri aldı. İlim öğrenmeye doyamıyor- dul. Bu sebeple çok Kur’ân-ı Kerîm okur, çok ağlar ve çok duâ ederdi.

Birgün gene (Allah aşkıyla) ağlarken, gâipten bir ses duy­du: “Ey Hübeyre! Seni bağışladık… Lâkin git, Huzeyfe’tül- Mer’aşî nin (rh.a.) hizmetinde bulun!” deniyordu… Hemen yollara düştü, Mer’âşî hazretlerini aramaya başladı. Çok geç­meden kendisini bulup, talebeleri arasına katıldı…

Artık gözü, dünyâ lezzetini hiç görme? hâle geldi. Ve az sonra hocasına, Halîfe olacak kadar ilerledi!..

İbadet ve tâtında o derece gözyaşı dökerdi ki, kendisin gö­renler: “Artık bu hayattan geçmiş… Hemen ölür!..” diye konu­şurlardı…

Hocasıyla beraber bir beldeye gittiler. Huzeyfetü’l-Mer’aşî (rh.a.) kendisini karşılamak için toplanan halkı görünce, Allah korkusundan ağlamaya başladı. O sırada yanına, birisi yakla­şıp sordu: “Yâ Şeyh!.. Niçin bu derece ağlayıp, sıkıntı çekmek­tesin!.. Yoksa Allahü teâlânın Rahîm, Kerîm, Gafûr olduğunu hatırlamıyor musun?”

O mübârek de: “Allahü teâlâ buyuruyor ki: ‘Bir fırka, Cennette… Bir fırka, Cehennemdedir!.. ’ Ben acaba, bu fırkaların hangisindeyim?.. İşte bunu bilemediğim için, ağlıyorum”, ce­vabını verince, suâli soran kimse: “Senin daha kendinin, ne ol­duğundan haberin yok! Başkalarına, nasıl yol gösterirsin?” de­di… O zaman Hazreti Şeyh nâra atarak, kendinden geçti ve dü­şüp bayıldı, bunun üzerine, gâipten bir ses işitildi: “Ey Huzey- fe!.. Biz seni, dost edindik. Kıyâmette seni, Cennetlikler arası­na koyacağız…” buyuruluyordu! Bu müjdeyi açıkça işiten, ora­daki 300 kadar kâfir; zünnarlarını (Hıristiyanlık kuşaklarını) kesip, Müslüman oldular.

İşte o büyük Hocanın talebesi, Hübeyretül-Basrî hazretle­ri de aynı yolda ilerledi… 900 (287h.) yılında, vefât etti.

Allahü teâlâ ikisinden de râzı olsun, âmin.